Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Tarihi seçime yaklaşırken

Tarihi seçime yaklaşırken

Balçiçek Pamir beni kokoşlukla suçlamış. Açıkçası beni çok şaşırttı. Herhalde meslekî hayatındaki yeni konumundan kaynaklanan bir değişiklik bu. Hayret ettim. Cevap dahi vermeyeceğim.
Şimdi bu haftaki konumuz: Türkiye siyasetinden şöyle bir soluklanıp Batı'nın batısı Amerika üzerine kafa yormakta fayda var bugün. Zira ABD'de yer yerinden oynuyor. Kıran kırana bir seçim yaşanıyor. Kasım 2008'de yapılacak olan başkanlık seçimlerinin ön seçimleri bunlar. İki partinin başkanlık adayları bu ön seçimler sonucunda belirlenecek olduğu için hassas bir dönemden geçiyor Amerika. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar dört bir koldan oy avına çıkmış durumdalar.
Birincisinin adayı az çok belli oldu geçtiğimiz hafta içerisinde. Senatör Mc Cain sonunda muradına erdi desek haksızlık etmiş olmayız. Bu ülke, her başkanlık seçiminde aday adayı olarak Mc Cain'i görmekten bıkmıştı artık. Neyse ki azmin elinden bir şey kurtulmaz deyimini doğru çıkardı da bu sefer yine denedi ve başardı.
En son 2000 ve 2004 başkanlık seçimlerinde Bush'a karşı az mücadele vermedi, ama biraz yaşı, biraz da George Bush'a nazaran karizma eksikliğinden muzdarip olarak ikisinde de ön seçimleri kaybetmişti. Mc Cain'in kişiliğinin en belirgin özelliğinden biri hiç şüphesiz Vietnam Savaşı'nda esir düşmüş olması. çoğu kez Vietnamlıların elinde çektiği işkencelerle gündeme geldi. Ancak bunun devamlı dikkate sunulması da biraz ters tepti denebilir Mc Cain için geçmişte. Buna karşın "savaşın ne olduğunu bana sorun" gibisinden ifadelerle öne çıkan birinin Irak'ın işgaline destek vermiş olması da tutarsızlıklar hanesine yazıldı Mc Cain'in. Bugün yaptığı ön seçim kampanyalarının en çok öne çıkan teması da Amerikan askerlerinın Irak'ta konuşlandırılmasına süresiz devam edileceği.
Mc Cain tipik bir cumhuriyetçi olarak "güvenlik" konusunu altın yumurta yumurtlayan tavuk gibi görmekte. Ekonomi, sağlık, göç gibi iç siyaseti ilgilendiren meseleler dururken bir önceki yönetimden miras aldığı güvenlik retoriğine dayanması onu birçokları gözünde otomatik olarak diskalifiye etmekte.
Müslümanlara gelince... Onlar geçtiğimiz sekiz sene içerisinde cumhuriyetçi yönetimden ağızlarının payını aldılar. Amerika'da yaşayan 8 milyon Müslüman ilk defa 2000 yılında yapılan başkanlık seçiminde "blok" oy kullanarak cumhuriyetçi aday Bush'u desteklemişlerdi. Bu kararın alınmasında en büyük etken Cumhuriyetçi Parti’nin ahlak ve moral ölçülerinin Müslümanlarla örtüşmesi olmuştu. Maalesef siyasal desteğin bu bağlamda değerlendirilmesinin ne derece yanlış olduğunu çok geçmeden Amerikalı Müslümanlar görecekti. Zira aile yapısının korunmasının altını çizen aynı cumhuriyetçi anlayış, ülkede İslâmofobinin yayılmasına önayak olarak ön plana çıkacaktı.
Bugün ABD'li Müslümanlar deneme-hata yöntemiyle ülke siyasetinin detaylarını öğrenmeye devam ediyorlar. Ancak bildikleri bir şey var. O da oylarının bundan sonra bedava olmayacağı. Siyasi arenada günden güne güç haline gelmeye aday olan Müslüman Amerikalılar, oylarını almak için yarışacak adaylar görmek istiyor artık. Bu da yavaş yavaş oluyor. İki partinin kampanya heyetleri Müslüman vatandaşlarla bir araya gelerek projelerini anlatıyor, seçmenlerinin kaygılarını dinliyorlar.
Basit bir nabız yoklaması, bize ABD'li Müslümanların Kasım 2008'de oylarını demokrat adaydan yana kullanacaklarını gösteriyor. Buna şaşırmamak lazım. Son sekiz sene bize Amerika'da insan haklarının "güvenlik" süzgecine takıldığını gösterdi. Bunun en ağır bedelini de şüphesiz ABD'de yaşasın yaşamasın Müslümanlar ödedi. Bir hata iki defa yapılır mı? Tarihten ders alınıyorsa yapılmaz.
Demokrat adaylar arasındaki tercihse, ibreyi hem Amerika genelinde hem de Müslüman Amerikalılar açısından Obama yönüne çoktan çevirmiş durumda. Kadın mı, zenci mi sorusu ikincinin baskın çıktığı bir Amerika vaat ediyor bize. Yani ABD henüz bir kadını başkan olarak görecek kadar gelişmemiş ama bir zenciyi başkanlığa yükseltecek kadar da ilerlemiş. Tabii eğer Obama beyaz bir hemcinsine karşı yarışsaydı sonuç aynı olur muydu, kestirmek kolay değil. Eğer önümüzdeki günlerde bir sürpriz olmazsa Obama demokrat adaylığı alacak gibi görünüyor.
Bu aşamada Amerikalı Müslümanların, belki tamamı değil ama çoğunluğunun Obama'ya destek verdiğini görüyoruz. Bunun iki sebebi var. Birincisi Hillary'nin senatoya seçileceği ilk kampanya günlerinde Müslümanlardan gelen bir bağışı kabul ettikten bir süre sonra kamu önünde iade etmesi, ABD'li Müslümanlar için onur kırıcı bir davranış olmuştu. New York senatörünün bu davranışı hiçbir zaman da unutulmadı. Bugün için damarlarında Müslüman kanı dolaşan Barack'a karşı Hillary'nin Amerikalı Müslümanların gözünde irtifa kaybı; anlaşılır bir şey. Kimileri "Ne de olsa ilk eğitimini Kenya'da Müslümanlar arasında almış, İslâmi hassasiyetlere çok uzak olamaz" diyerek Hıristiyan Obama'yı bağırlarına basmaya hazırlanıyor.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi