Katsayı kalkınca kimin önü açıldı?
"İmam-hatip liselerinin önü açıldı" diyenler ya cahiller ya da kötü niyetliler. YÖK'ün önceki gün aldığı "katsayı uygulamasına son verme" kararı imam-hatipler için gecikmiş bir karar. Bu karar o kadar gecikmiş bir karar ki, haksız yere idam edilen birinin sonradan masumiyetinin ilan edilmesine benziyor. Öleni artık geri getirmek imkânsız. YÖK bu karar ile meslekî ve teknik eğitimin önünü açmış oldu; imam-hatiplerin değil.
Kısaca hatırlayalım:
28 Şubat süreci iktidar peşinde koşan generallerin, haksız kazanç peşinde koşan sermayenin işbirliği ve uyum içinde gerçekleştirdiği bir darbe idi. 28 Şubat çeteleri bu darbeye gerekçeler aradılar. Bir konsomatristi irticanın mağduresi, bir ayyaşı din önderi olarak medya aracılığıyla pazarlarken, imam-hatipleri ve Kur'an kurslarını da tehlikenin kaynağı olarak gösterdiler. Çocukça bir ilkel mekanizma ile imam-hatiplerin önünü keserek laik düzeni koruyacaklarını ilan ettiler. O dönemde yargıya, üniversite hocalarına verilen meşhur "irtica brifingleri"nin ana tezi buydu.
Bulunan çare, imam-hatiplerin de içinde yer aldığı meslekî ve teknik eğitim mezunlarının üniversiteye girişini zorlaştırmaktı. Katsayı uygulaması bunun için icat edildi. 11 yıl önce 28 Şubatçıların önayak olması ile meslek liselerinden üniversiteye geçiş sırat köprüsüne dönüştü. Sonuçta maksat hasıl oldu. İmam-hatip liseleri önü kapandığı için gözden düştü. Ama bu kadarla kalmadı. Bütün meslekî ve teknik eğitim baltalandı. Meslek liselerinden üniversiteye geçişin önü kapanınca aileler çocuklarını genel liselere gönderdi. Bu eğilimin somut iki sonucu ortaya çıktı. Meslekî ve teknik eğitimin kalitesi düştü. Bu liselerin ortaöğretimdeki ağırlığı artması gerekirken gerilerde kaldı. Dünya ölçeğinde ortaöğretimde meslek lisesi-genel lise oranı % 70'e % 30 civarındadır. Bu oran bizde tam tersinedir. Bu tablonun pratikte iki can alıcı sonucu var. Birincisi, ekonominin ihtiyaçlarına uygun bir beceri sahibi olmadan üniversite kapısına yığılan milyonlarca genç. İkincisi, kalifiye ara eleman ihtiyacını karşılayamadığı için zorlanan ekonomi; yani işgücü ihtiyacını karşılayamayan bir ekonomi, iş bulamayan gençler.
İmam-hatip liselerinin önünü kesmek için getirilen katsayı uygulaması, meslekî ve teknik eğitimi baltaladığı için sonuç felaket oldu. 28 Şubatçıların getirdiği katsayı uygulaması, kuş sesinden rahatsız olduğu için koca ormanı yakıp kül eden diktatörlere benziyor. İmam-hatip liselerinin önü kesildi mi? Evet. Ya ülkeye bedeli?
YÖK'ün katsayıyı tamamen kaldırması, imam-hatipleri artık eski durumuna döndüremez. İmam-hatipler büyük ölçüde din eğitimi talebini karşılama misyonunu tamamladı. Yükselen demokrasi standartları ve genişleyen özgürlükler yeni yollar ve imkânlar açıyor. Toplum değişiyor. YÖK'ün kararı aslında yanan ormanın yerine yeni fidanların dikilmesi demek. Meslekî teknik eğitimin yeniden önü açılacak. Ama kuşların geri gelmesi çok zor.
Çöken, dağılan eğitim sistemimizin en temel meselesi meslekî-teknik eğitimin bir türlü belini doğrultamaması. Katsayı, eğitimde fırsat eşitliğini yok ederek meslekî eğitimi gözden düşürmüştü. Şu soruya verilecek cevap, katsayının eğitimde fırsat eşitliğine ne kadar aykırı olduğunu gösterebilir. Dört yıl torna tesviye veya otelcilik okuyan genç, üniversite sınavında, dört yıl bu sınava hazırlanan gençten daha başarılı olursa, neden doktor veya hakim olamıyordu? Neden işçi veya garson kalmak zorundaydı?
YÖK'ün aldığı katsayıyı kaldırma kararı, meslekî ve teknik liseleri -önü açıldığı için- yeniden cazip hale getirecek. Öğrenci için artan cazibesiyle birlikte eğitimin bu kritik alanına daha fazla emek ve dikkat harcamalıyız. Eğitim sorunlarını ideolojik körlüğün, askerî vesayetin dar ve karanlık dünyasından kurtarmalıyız. YÖK'ün kararının imam-hatip liselerinin değil, meslekî eğitimin önünü açtığını ve bütün bir eğitim sistemi için akla, bilime ve çağın ihtiyaçlarına uygun bir adım olduğunu at gözlüğü ile dünyaya bakanlara anlatmalıyız.