Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

CHP ve Pepsi provokatörlükte yarışıyor

CHP ve Pepsi provokatörlükte yarışıyor

CHP’nin provokatörlük tarihi, İsmet İnönü ile başlamış ve Deniz Baykal’la devam etmektedir. İnönü’nün kadrosundaki CHP’lilerle, Deniz Baykal’ın kadrosundaki bugünkü CHP’liler arasında zerre fark yoktur. Olması da genlerine terstir zaten.
O günküler de provokatördü, bugünküler de. Hele aralarında öyle isimler var ki, gazetenin kağıdını kirletmemek için isimlerini yazmıyor ve onları şeytanlarıyla baş başa bırakmanın doğru olduğuna inanıyorum. En iyi yaptıkları iş, halkımızın değer yargılarıyla savaşmaktır ve becerdiklerini de söylemeliyim.
Hele biri önceki gün çıkmış Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın beyninin küçük olduğunu ifade etmiş. Normal bir insan gibi görüntü veren ve bu lafı eden kişinin beyni, nasıl bir ülkede yaşadığının algılamayacak kadar küçük demek ki!. Yoksa insan olan insan böyle bir laf eder mi?
Hakikaten sağlıklı bir insan olsa ya da olsalar, önce yaşadıkları toplumu tanırlar. Beslendikleri ülkelerini bilirler. ülkesini ve toplumunu tanımayan insanların beyinlerinde sorun var demektir. Sorun olmasa, böyle konuşur ve iki de bir sıtmaya tutulurlar mı?
CHP’nin dününü ve bugününü aklı başında herkes masaya yatırarak siyasi tarihten bir dönem göstersin ki, CHP benzer çizgisini sürdürmemiş olsun. Bu mümkün değil. Resmi tarih yalan söyleyebilir ama gayri resmi tarihi, vicdanlı insanlar yazdığı için yalan söylemez.
Rahmetli dedem derdi ki; “Oğul, ayıdan post, solcudan dost olmaz” derdi. Pek de doğru söylerdi. CHP ve paralelindeki diğer siyasi partiler veya sivil toplum örgütlerinin bu topluma dost olduğunu söylemek mümkün değildir. “Mümkün” diyenler ne olur bir örnek.
Adamlar bir kere manevi değerlerden, inançlardan rahatsızlar. Allah’ın tarif ettiği ve Müslümanların anladığı din ile onların anladığı din arasında sayısız farklar var. Yoksa türban ya da başörtü işin bahanesi. Asıl rahatsızlıkları, halkımızın inançlarıdır.
Keşke her fırsatta dillerine doladıkları laiklikten bir şey anlasalar, ondan da bir şey anlamıyorlar. Başta bir kısım rektörler ve öğretim üyeleri olmak üzere, laikliği ön plana alarak kızlarımızın okuma hakkının engellenmesine karşı duranların nedense geçmişleri hep karanlık. Aydınlık olan biri çıkar ve “Ben tertemizim” derse, ben de bir yığın pisliklerini bulmaya hazır olduğumu söylerim.
Pepsi’ye gelince. Pepsi ticari bir kuruluş ve ürünlerini en çok tükettiği ülkelerin başında da İslâm ülkeleri gelmektedir. Yani Pepsi'nin tüketicisi Müslümanlar ve onların da yüzde yüzü örtüye karşı herhangi bir tavrı olmayan toplumlardır.
Pepsi de yaptığı bir kampanya ile başörtülü hanımlara karşı provokatör bir hareket başlatmış. “Ben de bir insanım” diyebilen hiç kimsenin kabullenemeyeceği adi bir işe imza atmışlar. Sadece Türkiye’nin değil, bütün İslâm aleminin Pepsi’ye karşı tavır alması lazım.
İşte düşmanlıklar böyle ortaya çıkar. Kendisinden başka hiçbir canlıya yaşama hakkı tanımayan CHP ile Pepsicilerin zihniyeti aynı kulvarda buluşmuş ve büyük ihtimalle beslendikleri kaynakları da aynıdır.
Burada uyanık olması gerekenler, hakarete ve haksızlığa uğrayanlardır. CHP’nin ve Pepsi’nin yediği ekmeğin kazancı, bulundukları ortamların kargaşa ve kaosundan elde edilmektedir. Normal şartlarda beslenmeleri ve yaşamaları fıtratlarına terstir.
“Huzur”, “barış”, “güven” ve “istikrar”, bu zihniyetin literatüründe yoktur. çünkü “barış”, “huzur”, “istikrar” ve “güven” toplumların vazgeçilmez değer yargılarıdır ve hangi toplumda olursa olsun, ülkesini ve milletini seven fertler bunlar için mücadele eder.
Malum zihniyet ise bütün bu iyilikleri yok etmek için mesailerini harcayan garip güruhlardır.
Allah, 411 ile 113 rakamları arasındaki farkı dahi anlayamayacak kadar at gözlüklülerin şerrinden bütün dünya insanlığını korusun ve kollasın. Amin…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi