Başlığa bakıp olur mu öyle şey demeyin.
Nasıl olduğunu yazıyı sonuna kadar okursanız göreceksiniz.
Cevabımız, imam hatiplileri sadece imam ve hatip olarak görmek isteyenler içindir.
Bunun böyle olmadığını, olmayacağını göstermek içindir.
Katsayı kaldırıldı ve ÖSS’de eşitlik sağlandı ya, tartışmalar hep imam hatipliler üzerinde devam edip gidiyor.
Belli çevreler, YÖK’ün kararına karşı çıkarlarken şu gerekçeleri ileri sürüyorlar:
“Bu kararla imam hatip liseleri itibar ve önem kazanacak, öğrenci sayıları artacak, üniversiteler imam hatiplilerle dolacak! Oysa Türkiye’nin imam hatip’e değil, doktor ve mühendise ihtiyacı var!“
***
Bu ifadelerden sanırsınız ki, YÖK, imam hatiplilere ayrıcalık tanımış, katsayılarını artırmış, diğer öğrencilere göre ekstra avantajlar sağlamış ve böylece imam hatipliler ellerini kollarını sallaya sallaya üniversitelere girmiş olacaklar!
Oysa yapılan, meslek liseleri aleyhine olan katsayı farkını ortadan kaldırıp eşit hale getirmekten ibarettir. Yani, eğitimde fırsat eşlitliği sağlanmıştır, o kadar!
Yine sanırsınız ki, imam hatipliler, doktor ve mühendis yetişmesine karşılar, kendilerinden başka hiç kimsenin meslek erbabı olmasını istemiyorlar! Yani, imam hatipliler üniversitelere girince; tıp fakültelerinden doktor da çıkmayacak, mühendislik fakültelerinden mühendis de!..
***
Nasıl böyle bir hükme varabiliyorlar, hayret!
Oysa, tıp fakülteleri de mühendislik fakülteleri de kontenjanlarını yine doldurup her yıl olduğu gibi yine binlerce mezun verecek.
Ülkenin doktor ve mühendis ihtiyacını yeni mezunlar yine karşılayacak.
Hatta, bu yıl YÖK kararıyla bu okulların mevcut kontenjanları artırıldığı için geçen yıllara gore daha da fazla mezun verecekler.
Şimdi nasıl olacak da bir imam hatip mezunu üniversiteye girince bu fakültelerden doktor ve mühendis yetişmesine engel olacak ve ülke doktorsuz ve mühendissiz kalacak!...
Böyle saçma bir gerekçeyi ve çıkan absürt sonucu makul ve mantıklı düşünen hiçbir insaf sahibi kabul edebilir mi?
***
Ama bu karara karşı çıkanlar şöyle diyorlarsa daha dürüstçe davranmış olurlar:
“Tıp tahsili yapsa da mühendisliği okusa da, değilmi ki bir öğrenci imam hatiplidir, biz onu ne doktor kabul ederiz ne de mühendis!..”
Bu görüş, “imam hatipli bir başbakanı içine sindiremeyen” bir anlayışın ürünüdür.
Burada kriter: bilgi ve liyakat değil, ideolojik görüştür.
Böyle bir görüşün bilim dünyasında ve evrensel akademik kariyerde yeri yoktur.

Ne yazık ki, millet olarak sıkıntı ve kaoslardan kurtulamayışımızın ve normal demokratik hayata geçip düzlüğe çıkamayışımızın temel nedeni, işte bu kör ideolojik görüştür.
***

Türkiye’nin imam hatip’e ihtiyacı yoktur meselesine gelince, bir kere bu ihtiyaç, tevhidi tedrisat kanununun gereğidir, bu bir.
İkincisi, halen Diyanet’e bağlı binlerce camide münhal kadrolar varken ve kadrosuz binlerce camide de imam ve müezzine ihtiyaç varken, imam ve hatip’e ihtiyaç yoktur demek, dürüstlükle bağdaşmaz.
Üstelik, artan nüfusa ve yeni kurulan yerleşim bölgelerine yapılan binlerce yeni camiye, imam ve muezzin ihtiyacı sürekli yenilenmektedir.
Maliye’nin çok kısıtlı kadro tahsisleri sebebiyle camilerin çoğu kadrosuzdur ve maalesef ehil olmayan kişilerce istihdam edilmektedir.
Diyanet’e bağlı olmayan diğer camileri de buna ilave ederseniz, imam ihtiyacının boyutlarını varın siz tahmin edin.
Meraklılar, Diyanetten resmi rakamları alabilirler.
***
Size hayret edeceğiniz bir şeyi daha söyleyeyim:
İmam hatip olmak için imam hatip mezunu olmak yeterli ve şart değildir. Lise mezunları da imam hatip olabilirler.
Nasıl mı?
Mevcut mevzuatta imam olmanın birinci şartı ilahiyat mezunu olmaktır.
İlahiyat fakültelerine girmek için, imam hatip mezunu olmak şart değildir. Herhangi bir lise mezunu da ilahiyatı bitirip imam olabilir.
Çalışıp kazandıktan ve imamlık ehliyetine sahip olduktan sonra, bunun bir sakıncası da yoktur.
Buna rağmen, şimdiye kadar hiçbir imam hatipli çıkıp da, liseliler bizim önümüzü kesiyor, mesleğimizi elimizden alıyor, dememiştir, demez.
Şimdi, imam hatipliler diğer fakültelere gidecekler diye bu gürültü niye!
Üniversitelerde herkes branş değiştirirken ve hatta iki üç fakülteyi bitirip farklı meslek sahibi olurken, bir imam hatipli bu fakülteleri kazansa ve mezun olmayı başarsa, bunun neresi kötü?!..
***
Ne kadar izahat yaparsanız yapın, netice değişmeyecek ve karşı çıkmalar devam edecektir.
Kahin değilim ama, imam hatiplilere karşı çıkanların kafalarının içini tahmin edebiliyorum:
Onlar, sadece üniversitelerde değil, aynı zamanda devlet kademelerinde, iş yerlerinde ve hatta sosyal hayatın içinde dini bilgilerle donanımlı ve iman bilincine sahip aktif müslüman görmek istemiyorlar.
İşin özü ve özeti budur!..
Yalnış düşünüyorsam, lütfen beni düzeltsinler, zira haksızlık yapmak istemem!