Resul Tosun

Resul Tosun

Darbe protokolü

Darbe protokolü

Türkiye geçirdiği darbelerden ve darbelerin devam eden kalıntılarından çok çekmiştir hala da çekmektedir.

Ergenekon isimli dava da demokrasiyi rafa kaldırma teşebbüslerinin görüldüğü bir dava olması hasebiyle Türk demokrasisi için çok önemli bir dönüm noktasıdır.

Birileri her ne kadar bu davayı sulandırmaya çalışsa da, hakim ve savcılarının görev yerleri değiştirilerek göz dağı verilmek istendiği tartışılsa da son kararname ile sağ duyunun hakim olduğunu görmek ayrıca ümit veren bir gelişmedir.

Hakim ve savcıların bağımsızlığını başta ilgili kurumun savunması gerekirken Adalet Bakanı ve müsteşarının savunuyor olması ayrıca düşündürücüdür.

Eğer Ergenekon savcı ve hakimlerinin görev yerlerinin değiştirilmesine karşı bakan ve müsteşarının direndiği iddiaları doğruysa çıkan sonuç itibariyle sayın bakanı ayrıca demokrasi adına tebrik etmek gerekir.

Tartışmalar dikkat edilirse hep darbe yani demokrasiyi askıya alma eylem ve heveslerinden kaynaklanıyor.

Benim bugün değinmek istediğim konu memlekette hala uygulanmakta olan darbe ürünü protokol uygulamasıdır.

Ülkemizde hala 12 Eylülün koyduğu protokol uygulanmaktadır. Bu uygulamaya karşı zaman zaman kimi tepkiler de yükselmektedir. Ancak ne hikmetse bir türlü tedbir alınmamaktadır.

Bunca yoğun iş arasında belki sıra gelemiyor ama hükümetimizin artık bu darbe ürünü protokol uygulamasına bir son vermesi gerekiyor. Altı üstü bir genelgeye bakar.

Beni bu yazıyı yazmaya sevk eden de Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç'in uğradığı haksızlık ve yaptığı protesto olmuştur.

Kamer Genç ile fikirlerimiz 180 derecelik bir farklılık arz eder. Açık söyleyeyim Kamer Genç'i sevmem. Onun da beni sevmeyeceği iki kere iki dört edercesine bir gerçektir. Farklı anlayışların insanlarıyız.

Her zaman söylerim sevgide hürriyet saygıda mecburiyet vardır diye.

Birini sevmemek saygısızlık yapmayı gerektirmez.

Kamer Genç'in Çemişkezek'te yapılan festivalde protokole alınmaması büyük ama çok büyük bir haksızlıktır. Genç'in oradaki protestosu da yerden göğe kadar haklı bir protestodur. (Genç'in bakanın kendisine uzattığı eli reddetmesi de tabii ki saygısızlıktır!)

Nedeni gayet basit.

Kamer Genç bir milletvekilidir. Yani milli iradenin tecellisidir. Kendisini beğenmesek de sevmesek de o bu ülke insanının hür oylarıyla seçilmiş bir milletvekilidir. Üstelik de kelimenin tam anlamıyla bir milletvekilidir. Demokrasinin özüne uygun biçimde seçilmiş bir vekildir.

Partili milletvekili adaylarının tamamı ön seçim ve tercih gibi teşkilat ve halkın eğilimini yansıtan uygulamaların rafa kaldırılarak tamamıyla genel merkezlerin eğilimine göre belirlendiği ve adayların hemen hemen tamamının partisinin ya da liderinin gücüyle vekil seçildiği bir ortamda Kamer Genç tek başına bağımsız aday olmuş ve doğrudan halk tarafından seçilmiş bir milletvekilidir.

Şimdi böyle bir vekili kendi ilinde yapılan bir festivale iştirak ettiği halde protokole almayan yöneticiler hiç kusura bakmasınlar korkunç bir ayıba imza atmışlardır. Dahası milli iradeyi hiçe saymışlardır. Tunceli halkına haksızlık etmişlerdir. Zira sevmesek de nefret de etsek, Genç'i seçen Tunceli halkıdır. Sevilmese de diğerlerine gösterilen saygı ona da gösterilmelidir.

Festivalde resmi bir protokol uygulanıp uygulanmadığı çok önemli değil. Önemli olan milli iradeyi temsil eden vekillere verilmesi gereken değerdir.

Geçenlerde MHP'li bir milletvekili de aynı tepkiyi göstermişti. O zaman da yazdım. Şu anda uygulanan protokol 12 Eylül askeri darbesinin koyduğu protokoldür ve milli irade hak ettiği yerde değildir. Resmi törenlerde bütün ili temsil eden milletvekili sadece merkezi temsil eden belediye başkanının ve garnizon komutanının arkasında yer almaktadır. İl bazında müdürler arasındaki protokol tam bir rezalettir. Çelenk koyma törenleri ise tam bir komedidir.

Demokratik adımların gerçekleşmesinde çok ciddi mücadelelere imza atan bu hükümet, bir genelgeyle halledeceği bu protokol yanlışını ne zamana kadar sürdürecek merak ediyorum.

Mesele Kamer Genç meselesi değildir. Milletin vekilinin yani milli iradenin istiskal edilip edilmemesidir.

Hadi Ankara'daki protokolü düzeltmek zaman alacak diyelim ya illerdeki protokol? İçişleri Bakanlığının bir genelgesine bağlı değil mi?

Son yılların en başarılı İçişleri Bakanlarından biri olan Beşir Atalay beyin belki dikkatinden kaçtı ama işte tekrar hatırlatıyoruz.

Memleketi şu darbe protokolünden kurtarın artık.

Lütfen.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi