Mısır’ın sarı yelek korkusu ve Tunus’un ağır imtihanı
Batılıların Arap Baharı adını verdikleri silkiniş hareketinde Tunus ve Mısır dikta yönetimleri indirip demokratik hayata geçmeyi başaran iki ülke oldu.
Tarihinde ilk kez özgürce cumhurbaşkanını, millet meclisini ve senatosunu seçen Mısır’da ABD İsrail ve körfez ülkelerinin desteğiyle kanlı bir darbe gerçekleştirildi. Böylece Mısır’ın baharı da diğerleri gibi kışa döndü. (Gezi olaylarıyla Türkiye’yi de kışa çevirmek istediler!)
Mısır’daki darbeci yönetim şimdi kendi gölgesinden korkar halde hüküm sürüyor. Kahire’de sarı yelek satışı emniyet tarafından yasaklanmış!
Hatta İskenderiye’de bir avukatın sarı yelek giydiği için tutuklandığı haberi ajanslara düşüverdi!
***
Arap Baharı’ndan başarıyla çıkan Tunus ise Mısır’ın başına gelen beladan korunmak için tedbirli davranmaya özen gösteriyor.
Mısır’ın başına gelen belanın adı emperyalizmdir.
Emperyalizm yerli ve milli hareketlerden hoşlanmaz.
Mısır’da halkın desteğiyle iktidara gelen İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Mısır’ın emperyalizme boyun eğmeyen yerli ve milli bir hareketidir.
ABD ve Batı ihvana dindar olduğu için değil emperyalizme karşı olduğu için düşmandır. Aynı batı mahkemelerinde şeriat uygulayan ülkeleri ve toplumları emperyalizme karşı durmadıkları için himaye etmektedir!
***
Tunus devrimden sonra İslam Dünyası’na örnek olacak bir demokratikleşme süreci başlattı.
İslam Dünyası’nda ilk kez toplumdaki farklı bütün siyasi görüş sahiplerinin katıldığı ve mutabık kaldığı bir anayasa hazırlandı.
Toplumun değerleriyle barışık olan bu anayasa mutabakatla hazırlandığı için İslam Dünyası’nın halk desteğini almış ilk anayasasıdır diyebiliriz.
Dindarının laikinin, milliyetçisinin, solcusunun hatta komünistinin mutabık kaldığı bir anayasa koydular ortaya.
Bu anayasanın yazılmasında ve kabulünde İhvan’ın Tunus versiyonu kabul edilen Nahda Hareketi’nin ve özellikle lideri Raşid el-Ğannuşi’nin yapıcı rolü İslam Dünyası’na örnek olacak niteliktedir.
***
Mısır’da emperyalistlerin koordine ettikleri darbeden sonra Nahda Hareketi frene basmış mesela cumhurbaşkanlığına kendi partisinden aday göstermemiş ve şimdiki cumhurbaşkanı Baci Kaid Sibsi’nin seçilmesine adeta rıza göstermiş ve ülkedeki siyasi istikrarın korunmasını temin etmiştir.
Fakat mutabakatla yazılan anayasa sebebiyle Sibsi gibi batıcı fikirlere sahip biri bile toplumun değerlerine ters icraatlar yapamadığı için ve demokratikleşme süreci olumlu bir şekilde devam ettiği için Tunus emperyalistlerin hedef tahtasından inmemektedir.
Mısır darbesi finansörlerindenNecip Saviris’in şaibeli Tunus ziyareti, Nahda hakkında kapatma çabaları ve 2019 Ekiminde yapılacak seçimlerde Nahda’yı zayıflatma planları artık alenen konuşulur hale gelmiştir.
***
Middle East Eye yazarlarından Davit Hirst bir makalesinde, Tunus’ta olumlu siyasi başarılara imza atan İslami hareketin Mısır ve körfezdeki dikta yönetimleri rahatsız ettiğini ve Tunus’un bu yönetimlerin destekleyeceği muhtemel bir darbeyle karşı karşıya olduğunu açıkça belirtiyor.
Tam da bu sırada Tunus Parlamentosu’nda bir milletvekili ile temsil edilen Cumhuriyetçi Parti Genel Sekreteri Isam Şabi’nin halkı sokağa çıkmaya davet etmesi pek hayra yorulmuyor!
Suudi veliaht prensin geçen ay sonlarında Tunus’a protestolar eşliğinde yaptığı ziyareti sırasında 830 milyon dolar yardım taahhüt ettiği de ortaya çıktı!
Takdir-i ilahiye bakınız ki Nahda nefretiyle Sibsi başkanlığında kurulan Nida Partisi paramparça oldu!
Yine en güçlü hareket olarak Nahda görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.