Sigara yasağı ve adına sigara imal ettiren eski bir başbakan
Sigara içenler de içmeyenler de yasaktan memnun. İlk defa bir yasak, toplumumuz tarafından ilgi gördü. Bir tek uyuşturucu satıcıları ve kullanıcıları memnun değildir herhalde.
İşin iyi ve güzel yanı, yasağı destekleyenlerin büyük ekseriyeti sigara içenler. “Nasıl oluyor” diyebilirsiniz. Söyleyeyim. Kişi sigara içiyor ama etrafındakilere zarar vermek istemiyor. Bu sebeple de yasağa uyuyor ve kendisine sigara içecek bir mekân buluyor.
Sigara içen ve alkolik olmayan hiçbir anne ve baba, çocuğunun sigara içmesini istemez. Bu sebeple de kendileri adına olmasa da çocuklarının adına yasağın yerinde bir karar olduğuna inanıyor. Böyle bir yasayı çıkaranları ve takipçisi olanları kutlamalı.
Bildiğim kadarıyla yasak mekânların içerisine evler ve hususi araçlar girmiyor. Eh tabii kimsenin evine, arabasına müdahale edilmemeli. Evler ve araçlar hususi yerlerdir. İsteyen istediğini yapabilir. Kişisel hak ve özgürlükleri göz önünde bulundurmalı, fakat seyir halindeki araçlarda sigara içenlere de bir çare bulmalı.
Yolda gidiyorsunuz, insanlar araçlarının kül tablasını kirletmek istemiyor. Sigarasını yakıyor, camını açıyor, külünü camdan dışarı savuruyor, arkadaki araca sigara külü gelmiş, gelmemiş, hiç umurunda olmuyor. Sigarası bitince de yolu kül tablası gibi kullanıp, izmariti yere attığını zannederek camını kapatıp yoluna devam ediyor.
Yanan sigaranın yere atılmasına mı yanarsınız, sigara izmaritinin rüzgârdan arkadaki araçların içine girdiğine veya camına yapıştığına mı yanarsınız veya hiçbiri olmasa bile, insanın yüzüne atar gibi yola savrulmasına mı yanarsınız. Neye yanarsanız yanın artık.
Maalesef bu işi en çok da kimler yapıyor biliyor musunuz? Hanım sürücüler. Aracı kentli, kendisi orman kaçkını erkekler de yapıyor ama nazik nazik araba kullanan hanımlara hiç yakışmıyor. Aracının camından yola sigara atanlara arkadaki araçlar hiç iyi şeyler söylemiyor. Hem de gün görmemiş ne küfürler ediliyor.
Keşke bu hal, yayın yoluyla bütün sürücülere duyurulabilse. Yola sigara izmariti atanları tek tek uyarma imkânı yok. Olsa bile kavgaya hazır olmak gerekir. Cini tepesinde bir millet olduğumuz için, en ufak bir kıvılcımda büyük yangınlar çıkıyor, hayatlar sönüyor. Onun için en iyisi yayın yoluyla duyurulması.
Önceki gün Haliç’te seyrederken, önümde giden bir hanım sürücü, sigarasını camından dışarı fırlattı, hafif sigaralardan birini içiyormuş ki, sigara yere düşmeden rüzgâr aracılığıyla gelip benim cama yapıştı. Durup sigarayı atamadım, sönmedi de zıkkım. Ancak Topkapı’daki yan ceplerden birine girdim ve söndürdüm. Haliyle dua etmedim tabii.
Bu meseleyi ilgililerine havale ederek; gelelim adına sigara imal ettirip, partililerine dağıtan eski başbakanlardan birine. Bana sorsanız, mesela deseniz ki; “Siyasette bütün ayak oyunlarını en iyi kim bilir?” Hiç düşünmeden, taşınmadan, daha sorunuz bitmeden vereceğim cevap tartışmasız ve rakipsiz Süleyman Demirel olur.
Önceki günkü yazımda yine aynı şahıstan söz etmiştim. Yazım üzerine yıllarca Demirel’le birlikte siyaset yapmış bir il başkanının kıymetli eşi aradı. Kendi adını ve beyinin adını vermedi. Saygı duydum. Demirel’i çok yakından tanıdıklarını ve daha az yazdığımı söyledi. “Bu adam yazılmakla, anlatılmakla bitmez” diyerek şunları ifade etti:
“O bir zengin dostudur. Biz de zengindik, ne zaman ki fakir düştük, bir daha semtimizden geçmedi. Kendi tayin ettiği valileri, memurları, il başkanlarına takip ettirirdi. Yani bir nevi hafiyelik yapardık. 17 yıl bizi pohpohladı, işimiz bitince de bir kenara atıverdi. Paramız varken iyiydik, ne zaman para suyunu çekti, Demirel de bizden elini çekti.”
Demirel’le ilgili çok şey duymuş ve okumuştum ama bayramlarda ve diğer özel günlerde, “Süleyman Demirel” yazan sigara imal ettirip dağıttığını duymamıştım. Meğer kendi adına sigara imal ettirerek dağıtırmış. Tabii bu sigaraların parasını cepten ödemediğine göre, ark altından su bağışlamış Sayın Demirel.
Şimdi diyeceksiniz ki; “Ark altından bağışlanan suya razıyız. Adam ‘Verdimse ben verdim’ diyerek, yıllarca devletin ve milletin canına okudu, sigara ne ki?” Evet, haklısınız. Sahi yeğeni Murat Demirel’in götürdükleri kaç fabrika ve yol yapardı acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.