Sabancı cinayeti
Cinayetin gerçekleştirildiği günlerde bu konuda yaptığım analizi tekrarlamak istiyorum. Çünkü olay yeniden gündeme taşındı ve uygun bir suçlu arayışı başladı. Ülkemizde bu gibi olayların uzun süre çözülemediğini ama zamanı gelince birine ihale edildiğini biliyoruz. Şu anda her olayın sorumlusunun Ergenekon olması ve ne kadar sansasyonel olay varsa onların yapmış olması doğal karşılanıyor. Onların bu işi yapmadığını söylemiyorum. Sadece bir suç işleyeni her olayın sorumlusu saymanın bizim açımızdan bir zaaf olduğunu düşünüyorum.
O günlerde şöyle söylemiştim: Burada iki operasyon var. Birisi öldürme diğeri örtme operasyonudur. DHKPC bu olayda örtme operasyonunda kullanılmıştır ve muhtemelen olayı onlar gerçekleştirmemiştir. Gerekçe olarak şunları söylüyordum: Zanlılar giriş kapısını kullandılar, kimlikleri bilindiği gibi fotoğrafları da vardı. Ancak binayı terk ederken hangi yolu kullandıkları bilinmiyordu. Gizli çıkabilen gizli girebilirdi.
Çok kısa bir sürede şüphelilerin kimliklerinin belirlenmesini ve açıklanmasını şüpheyle karşıladım. Binaya giren birçok kişinin içinden bunların katil olduğunu nasıl anlamışlardı? Anlatılanlar bir araştırmaya dayanmayan, önceden hazırlanmış bir senaryo gibi görünüyordu.
Katilin hedefinde Özdemir Sabancı’nın olduğu anlaşılıyordu. Diğer iki maktul görgü tanığıydı ve bu nedenle ortadan kaldırılmıştı. Kimliklerinin giriş kapısında tespit edildiğini bilen ve kaçış yolları hazırlanmış olan bu kişiler masum insanlara neden kıymıştı? O zaman gerçek katilin kimliğini saklamak isteyen biri olduğunu ve bu nedenle görgü şahitlerini ortadan kaldırdığını düşündüm.
Hedefteki kişi her yerde bulunabilecek bir kişi olmasına, sokakta rahatça hedef olabilmesine rağmen neden Türkiye’nin en iyi korunan binasında ve en önemli katında öldürülmüştü? O günlerde Sabancı Center’ın Türkiye’nin en iyi korunan binası olduğu ve güvenliğinin Amerikalılarca sağlandığı söyleniyordu. Çok kolay gerçekleştirilebilecek bir eylem yerine en zor olanı neden seçilmişti?
Cinayet nedeninin ticari rekabet olduğu söylendi ama buna benzer hiçbir eylem gerçekleşmedi. Yani böyle bir çatışma yoktu.
Bu gözlemlerime dayanarak şöyle bir senaryo hazırladım: Sakıp Sabancı Kürt sorununun barışçı yollardan çözülmesi gerektiğini söylüyor ve ciddi biçimde eleştiriliyor hatta çizmeyi aşmaması yolunda uyarılıyordu. Birileri en güvenli yerde onun kardeşini öldürerek bir mesaj vermişlerdi. Hatta bu mesaj tüm büyük sermayeye verilmişti. Kimin öldürüleceğine karar verirken mesajın herkese yönelik olmasını istemişler ve bu nedenle en güvenli yeri seçmişlerdi. Bu mesaj alındı ve olaydan sonra büyük sermayeden bu konuda hiçbir ses duyulmadı. Siyasete soyunan bir iş adamı da işinin başına döndü.
Bir eylemi çözümlerken sabıkalıları suçlu ilan etmek kolaydır ve kamuoyu tatmin edilmiş olur ama devletin egemenliği zedelenmiş olur. Gerçeği bilmeyi hasmımı suçlu ilan etmeye tercih ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.