Devletin resmi!
Bu resim daha kaç defa çekilecek? Bu resmin kaç yıldır çekildiğini bilmiyorum. Ama resmin unsurlarına bakarak bir tahminde bulunabiliriz. Fonda Anıt-kabir var.
Anıt kabir, Ata-türk’e izafeten yapılmış olmakla beraber Türk mimarî geleneği ile ilintisi zor kurulabilecek bir yapı.
İnönü/Türk Ansiklopedisi’nde Anıt-kabir, “Atatürk’ün aynı zamanda anıt olan kabri” olarak tanımlanıyor. 3. Ciltte yer alan “Anıt-kabir” maddesine göre, inşaata 1945’te başlanmış. Ansiklopedideki resim, inşaat devam ettiği için, projenin resmi. Yarışmayı kazanan projede şimdiki sütunlu binanın üzerinde yüksek bir kütle göze çarpıyor. Tıpkı George Washington’un, yani ABD’nin ilk başkanının kabri gibi. Sonradan bu kısmın inşasından vazgeçilmiş. Eğer bu unsur da yapılsaydı, Anıtkabir daha yüksek olacaktı.
Sonunda Ankara’nın sembolü olarak stilize edildiğinde, kullanışsız bir bina ortaya çıkmış bulunuyor. Çünkü Atina’nın sembolü olan Akropol’e benziyor Anıtkabir’in stilize edilmiş şekli.
Anıtkabir’in Türk mezar geleneğinde yeri yok. Türkler, islâm dünyasına “türbe”yi armağan ettiler. En güzel ve en muhteşem türbeleri yaptılar. Bu türbelerden en ünlüsü, Tac mahaldir. Bir hükümdar için değil, bir hanım için, bir sevgili için, aşka izafeten yapılmıştır. Anıtkabir’e “mozole” deniliyor. Mozole, Karya kralı Moussolos için Halikarnas’da yapılan anıtmezardır. Bu anıtmezar, aynı zamanda tapınaktır.
Anıtkabir bu mimarî geleneğe bağlanarak inşa edildi. 1953’de tamamlandıktan sonra protokol unsuru olarak kullanılmaya başlandı. Demek ki, 1953’ten önce böyle bir Askeri Şura resmi yok. Askerî Şura resimlerinin 1953’ten beri böyle olduğunu söylemek de mümkün değil. Ancak 1980’den sonra bu tür Askerî Şura resimleri çekiliyor olmalıdır. Çünkü 12 Eylül darbesinden sonra devletin icra hiyerarşisi bu şekilde belirlendi. Başbakan, onun ardında Genelkurmay başkanı, sonra millî savunma bakanı ve kuvvet kumandanları...
Bu bir devlet resmi...
Devlet resim çektirir mi?
Bir vesile ile çektiriyor. Bu vesile her yıl tekrarlanıyor.
Son yıllarda, bu resim aynı olmakla beraber, görünmeyen kısmında, muhtevada bir farklılık var.
Millî Savunma Bakanı ve Başbakan, Şûra kararlarına şerh koyuyorlar. Necmeddin Erbakan başbakanken bunu başlatmıştı.
Bu şerh şimdilik kıymeti harbiyesi olmayan bir not olarak kağıt üzerinde duruyor. Bu not, Askeri Şura kararlarının yargıya açılması ile ilgili. Yani hukuk devleti olma kararlılığının simgesi.
Yüksek Askeri Şûra kararları yargıya açılacak mı?
Elbette açılacak! Ne zaman? Onu kestirmek mümkün değil. Çok geç olmayan bir zamanda diyebiliriz. Hükümet bunu yaptığı zaman, bu resim böyle olmayacak.
Genelkurmay başkanı siyasî iradenin önünde görüntü vermeyecek.
Başbakan, bakan ve askerler yeni kareyi oluşturacak.
Belki o zaman, bu resmi vermek için ille de Anıtkabir’e gitmek ihtiyacı hissedilmeyecek. Çünkü Atatürk kültü, bugüne kadar sağladığı hiyerarşik üstünlüğü askerlere bundan sonra sağlayamayacak...
Aslında askerler Atatürk’ün yapmadığı bir şeyi, atatürkçülük adına yapıyor: Bugünle ilgili bir iş için önce geçmiş bir büyüğün mezarını ziyaret etmek, cesedine saygı sunmak! Atatürk ilmi, müsbet ilmi mürşid olarak göstermişti. Onun takipçisi olmak iddiasındakiler Atatürk’ü mutlaklaştırdılar, kültleştirdiler.
Atatürk sağlığında bütün türbeleri kapatmış ve türbe/kabir ziyaretini yasaklamıştı. Atatürkçüler, onun adına Türkiye’nin en büyük mezarını yaptılar, ziyaretini de devlet protokolü haline getirdiler!
Hiyerarşik devletin resmi ancak böyle bir fonda çekilebilir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.