M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Gece yarısı gençleri SOS veriyor

Gece yarısı gençleri SOS veriyor

Çocuk sahibi olmak güzel bir duygu.
Her güzel şeyin bir bedeli olduğu gibi, bunun da elbette bir bedeli var.
Bu bedel de çok pahalı!
Sadece bu dünyada değil, sonuçları ahirete de yansıyan pahalı bir bedel bu.

***

Münevver cinayeti olarak bilinen olay, evlat sahibi aileleri ve toplumu yeniden bu konu üzerinde düşünmeye sevk etti.
Çocukların yetiştirilmesi ve eğitiminin yeniden sorgulanmaya başlanması sevindirici, güzel bir gelişme.
Bir olaydan sonra, şu haklı, bu haksız gibi tartışmalarla konuyu kısır çekişmeye dönüştürmek, bu güzel gelişmeyi baltalamak olur.
Özellikle ailenin korunmasından ve cocukların eğitiminden sorumlu devlet birimlerinin en az anne babalar kadar işi ciddiyetle ele alması gerekiyor.
Bu tür olaylar artık istisna olmaktan çıktı.
Çok yaygınlaşan toplumsal bir probleme dönüşmeye başladı.
Bu ciddi bir durum.
Demek ki, uygulanan sistem yetersiz ve etkisiz.
Sistemin gözden geçirilip gerekli değişikliklerin yapılması, yeni programların devreye sokulması ve etkili tedbirlerin alınması gerek!
Çünkü, bu ülke bütün varlıklarıyla yarın bu çocukların ellerine teslim edilecek.
Dolayısıyla Devletin bekası da bu çocuklara bağlı.

***

Çevremize bir göz atalım.
Delikanlı çocuklar gece yarılarına kadar sokaklarda dolaşıyor.
Pek çoğunu ne arayan var ne soran!
Sahipiz çocuklardan bahsetmiyoruz.
Ailesi, anne babası olan gençler bunlar.
Eskiden hava karardı mı herkes evinde, yurdunda olur, gün batımından sonra gelenler sıkı bir sorgudan geçirilirdi.
Özellikle genç kızların akşamları özgürce dolaşmaları, olumsuzluklara yol açması açısından toplum için bir sorun oluşturuyor.
Düşünün, yeni bülüğa ermiş, hayatı toz pembe gören bir kız öğrencinin gece yarısı başkasının evinde veya arabasında ne işi var?
Bir anne baba neden evlatlarını o saata kadar hiç arayıp, sormaz?
Bırakın kız evladını, sorumlu bir anne baba eve geç gelen o yaşlardaki erkek evladını bile sorgulamalı, nereye girip çıktığını takip etmelidir.
Dikkat!
Toplumumuzda gece yarısı gençleri S.O.S veriyor!

***

Kur’an, evladı bir “imtihan“ olarak tanımlar.
Bu o kadar önemli bir imtihandır ki, anne babalar dünyalarını ve ahiretlerini belki bu imtihanla kazanacaklar veya kaybedeceklerdir!.
Yine Kur’an’a göre, dünyaya getirdiği çocuğunu “yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten korumak“, ebeveyn için en önemli sorumluluklar arasında sayılmıştır.
İşin uzmanları bağırıp duruyorlar:
Çocukluktan çıkıp artık kocaman olmuş bir genci sonradan disipline sokup kontrol etmeye kalkışmak, suyu tersine akıtmaya benzer.
Bu iş, rüşt çağına gelmeden önce yapılmalıdır.
Ama bunlar maaleef iş işten geçtikten sonra yapılmaya çalışılıyor!

***

Çok iyi bir eğitim görmesine ve sıkı bir aile terbiyesinden geçmiş olmasına rağmen reşit olduktan sonra bozulan, olumsuz olaylara karışıp kötü alışkanlıklara sahip olan gençler yok mu?
Var.
Peygamber çocukları bile bundan azade değiller!
Hz. Adem’in, Hz.Nuh’un, Hz.Yakup’un (aleyhimüsselam) oğulları bunlara en çarpıcı örneklerdir.
Ama onlar artık çocuk değil, kendi iradeleriyle seçimlerini yapmış mükellef insanlardır.
Çocukluklarında görevini yapmış bir anne ve babanın bu durumdan elbette sorumluluğu olamaz.
Ancak ne de olsa evlattır.
Peygamberlerin yaptığı gibi kötü de olsalar, onlar için Allah’a dua ve istiğfar etmeye devam etmek bir ebeveynlik duygusudur...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi