İki manevi fatih
İstanbul’un iki fatihi vardr. Birisi manevi fatihi veya meleküt fatihi, diğeri de fiziki fatihi ve mülk fatihidir. Manevi fatih Akşemseddin Hazretleri, fiziki fatih ise onun talebesi Fatih Sultan Mehmet Hazretleridir. Akşemseddin Hazretlerinin şeceresini ve soy kütüğünü okuduğumuzda karşmza müthiş simetriler çkyor. Göynük’deki kabrinde de kendisinin Bekri bir aileye mensup olduğunu okuyoruz. Onun ötesinde soy kütüğünde Sühreverdiler ve Sührüverdilik bulunuyor. Sühreverdiler aslnda bir aileden ziyade bir ekol. Ve bir tarikat ve meşrep. Ve başka bir fetih neslinin de mimarlar. Bu Sühreverdi ekolünün kurucusu Ebu’n Necip Abdulkahir Sührüverdi’den başkas değildir. Kendileri bugün İran snrlar içinde kalan Zencan’n Sühreverd nahiyesindendirler. Ebu’n Necip Sühreverdi önce Nizamiye Medreselerine kaydolmuş ve iltihak etmiş hatta akabinde Gazali gibi Nizamiye Medresesinin müderrisliğine kadar yükselmiş, lakin kader onun için başka bir yol tayin etmiş. Sultan ve haşiyesi kendisini pek beğenmemişler ve bunun üzerine tedrisi brakarak zühd yoluna atlmştr. Akabinde onun Gazali’nin vaiz kardeşi Ahmet Gazali’nin srdaş olduğunu görüyoruz. Yine sufilerin ileri gelenlerinden Hammad Debbas’n ihvan arasna katlyor. Sonra kendi dünyasna kapanyor. Hazreti Davud gibi kendi el emeğiyle geçiniyor ve kuşe-i uzletine çekiliyor. Bu arada sosyal hayattan tamamen çekilmiyor. Aksine, Musul’un eski camiinde vaazlar veriyor. Sonra Şam’a gidiyor ve orada Ömer Bin Abdulaziz’den sonra ‘ale menheci’n nübüvve’ tabir edilen peygamberlik metodu üzerine yeniden hilafeti dirilten ve yaşatan Nureddin Zengi’nin huzuruna vasl oluyor. Burada ksa bir dönem kalyor ve irşad etmesi için vaaz meclisleri kuruluyor. Akabinde yeniden Bağdat’a dönüyor. Birçok eseri bulunuyor, lakin asl eseri Akşemseddin’in dedelerinden olan yeğeni Şihabeddin Ömer Sühreverdi olmal. Şihabeddin Sühreverdi ise önce amcas Ebu’n Necip’ten okuyor, ardndan da Abdulkadir Geylani’nin terbiyesinde yetişiyor. Şihabeddin Sühreverdi için asrn biriciği tabiri kullanlyor.
•
Şihabeddin Sühreverdi birçok ilim dalnda temayüz ediyor, bunun bir semeresi olarak Avarifu’l Maarif kitabn kaleme alyor. Belki de Mevlana’nn babas Sultanu’l ulema Maarif kitabn bundan mülhem olarak yazmaldr. Devlet ricali kendisinden istifade ediyor ve Şam ve Havarizm ülkesine zaman zaman elçi olarak gönderiliyor. İşte bu ekolün son temsilcisi Akşemseddin Hazretleridir ki, Göynük’te medfun bulunuyor. Fatih onun terbiyesinde yetişirken Selahaddin Eyyübi de büyük atalarndan Ebu’n Necip Sührüverdi’nin nasihatlaryla olgunlaşyor.
Ebu Necib Sühreverdi tarafndan miladi 12. yüzyl ortalarnda yazlp Selahaddin Eyyubi’ye ithaf edilen Nehcü’s-Süluk fi Siyaseti’l-Müluk başlkl siyasetnamede, devlet başkanlarnn yönetim ve siyasette sekiz şeye benzemeleri iyi olur denilmektedir: Yağmur, güneş, ay, rüzgar, ateş, su, yeryüzü ve ölüm. Akşemseddin’in de Şihabeddin Sühreverdi gibi bir manzum nasihatnamesi bulunmaktadr. Yine Akşemseddin tarikat piridir ve kendi adna bir tarikat koluna sahiptir. Aynen atalar Sühreverdiler gibi.
•
Vaktiyle yazlarmda bu bağa işaret etmişim. Bu ayn zamanda fetih bağ ve damardr. Vaktiyle bu hususta şunlar karalamşm: “Aslnda Mevlana Feridüddin Attar ve Avarifu’l Maarif sahibi Şehabeddin Sühreverdi ile görünmez bağlara sahiptir. Sühreverdi ile bağlardan birisi de fizikî ve maddî bağdr. Nesep karabetidir. Her iki aile de Bekrî’dir. Ve tarihin akş içerisinde kesişme noktalarnda çok önemli manevî roller ifa etmişlerdir. Sühreverdi ailesinin mensuplarndan ve fikir ve tezkiye tarihinin mümtaz isimlerinden olan Ebu’n Necip Sühreverdi’yi Selahaddin Eyyübi’nin otağnda görüyoruz. Selahaddin Eyyübi’nin nasihleri ve manevi mürşidleri arasndadr. Harun-u Reşid’in Behlül’ü, Selahaddin Eyyübi’nin Sühreverdisi’dir. “Nehcü’s sülük fi siyaseti’l mülük” adl kitabn İslâm kahramanlarndan Selahaddin Eyyübi’ye ithaf etmiştir. Yine bu kutlu şecereden olan Şam’dan Anadolu’ya gelme Akşemseddin Hazretleri de merhum ve mağfur Ali İhsan Yurd’un tahkikatna göre Sühreverdi ailesinin mensuplarndan birisidir. O da Konstantiniyye’nin manevi fatihleri arasndadr ve Fatih’in otağndadr.” Fetih nesillerinde ve zamanlarnda bu damarn yeniden harekete geçtiğini ve inkişaf ettiğini görmekteyiz.
•
Akşemseddin’in manevi huzurunda; hem Bekri bir soydan hem de Sühreverdiler gibi bir fetih neslinden geliyor diyerekten makama en uygun dua ne olur diye kalbimden geçirdim ve sonunda Allah’a yönelerek ondan yeniden Hazreti Ebubekir’in (R.A.) sistemini diriltmesini ve ihya etmesini niyaz ettim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.