Başörtülü Kürt kızı
Diyelim ki her şey, tıkır tıkır işledi, "açılım" gerçekleşti, Kürt kızı Rojda, Kürtçe'yi öğrenmeye, köyünün Kürtçe ismini kullanmaya, göğsünü gere gere "Ben Kürt'üm" diyebilmeye başladı.
Sonra?
Sonra diyelim, bir gün, "İnançlarım benden bunu istiyor" diyerek, başını örtmeye karar verdi. İlköğretimin 6'ncı, 7'nci, 8'inci sınıfında, lisede ya da üniversitede...
İlköğretimde müdürü Kürt'tü.
Lisede müdürü Kürt'tü.
Üniversitede rektörü Kürt'tü.
Üniversitenin kapısındaki güvenlik görevlileri bile Kürt'tü.
Geldi Rojda, okulun kapısına...
Çevrildi.
Böyle giremezsin, denildi.
-Neden, diye sordu Rojda. Ben Kürt'üm ve bütün özgürlükleri kazandım.
-Bu, başka bir şey, dedi güvenlik görevlisi Kürt Mehmet, Kürt kızı Rojda'ya... Başındaki örtü ile giremezsin. Henüz bu özgürlük tanınmadı. Ne Türk'e ne Kürt'e... Üstelik Kürt olan müdürümüzün, rektörümüzün emri de böyle.
Ne yapsın başörtülü Kürt kızı Rojda?
Böyle bir manzarayı tasavvur edebiliyor musunuz?
Böyle bir manzara ihtimal dışı mıdır?
Acaba "Demokratik açılım" dediğimiz şey, Kürt kızı Rojda'nın bu özgürlüğünü de kapsıyor mu?
Yoksa henüz ona sıra gelmedi mi?
Yoksa onun için henüz uluslararası ve ulusal konjonktür hazır olmadı mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.