Biraz kompleksliyim…
22 yaşında bir gencim... Yanlış arkadaş seçtiğim için ağır bedel ödedim ve liseyi yarıda bıraktım. Şimdilerde bakıyorum da benim hiç beğenmediğim arkadaşlar bile üniversitede iyi bölümler tutturmuşlar. Ben ise boş boş geziyorum. İki yıl boyunca konfeksiyonda çalıştım ama bu işi kendime uygun bulmadığımdan çıktım. Şimdi bir mesleğim yok, eğitimimi de yarıda bıraktım. Kendimi işe yaramaz bir insan olarak görüyorum ve gerçekten çok kompleksliyim. Bütün bunlara ilaveten bir de babamdan baskı görüyorum. Babam ne bana ne de kardeşlerime hiçbir zaman sevgisini göstermedi, bizi eleştirdi ve aşağıladı. Şimdi de benden iyi bir iş sahibi olmamı bekliyor ve sürekli "sen adam olmazsın" türünden aşağılayıcı cümleler sarf ediyor. Annem yine konfeksiyonda çalış diyor ama ben bu işin kendime uygun olduğunu düşünmüyorum. Aslında en çok istediğim şey polis olmaktı ama hayallerim suya düştü. İnanın şu anda çok boşluktayım ve kendimi hiç iyi hissetmiyorum... Ne yapacağımı bilemiyorum... Annem sizi düzenli takip ediyor, geçen gün sizin köşeyi gösterdi bir mektup ta sen yaz dedi. Yazdım ama cevap yazacağınıza dahi inanmıyorum... Ama ben yinede tavsiyelerinizi bekliyorum...Z. K
Hayat devam ediyor
Gençlik döneminde bireyin hayatında arkadaş grubunun etkisi büyüktür. Genç, seçtiği grubun hayat görüşünü, beğenilerini dikkate alır ve bunlardan etkilenir. İfadelerinizden anladığıma göre, o günlerde okulu bırakmanızda ve yaşadığınız sorunlarda arkadaş grubunuzun etkisinde kaldınız. Ama artık bütün bunlar geçmişte kaldı. Bundan sonra plan ve programlarınızı yeniden yapabilir ve hayatınızı buna göre sıfırdan yönlendirebilirsiniz. Yaşınız müsait, liseyi dışarıdan bitirebilir ve üniversiteye başlayabilir yeni bir meslek edinebilirsiniz. Elbette her birimiz sevdiğimiz bir işte çalışmak isteriz. Sizin de böyle bir hakkınız var... Bunun için, ilgi alanlarınızı belirleyerek bu doğrultuda kendinizi geliştirebilir ve yeni bir meslek edinebilirsiniz. Ayrıca liseyi dışarıdan bitirerek polis olma hayalleriniz üzerinde yoğunlaşabilirsiniz de. Eğer çok alternatifli düşünme becerisini kazanabilirseniz, yapabileceğiniz bir çok işin ve seçebileceğiniz bir çok mesleğin olduğunu göreceksiniz. Bunun için, geçmişin etkisinden kurtularak, şimdiden sonra neler yapabileceğiniz üzerinde yoğunlaşın ve ilgi alanlarınızı belirleyerek enerjinizi buraya kanalize edin. Babanızla ilgili sorunlara gelince, bir çok genç benzer durumlardan yakınıyor. Anne ve babalarımız elbette bizler için her şeyin en iyisini istiyorlar ama çocuklarıyla kurdukları iletişim tarzında geçmişten öğrendikleri ilişki modelenin etkisinde kalıyorlar. O nedenle onlara anlayış gösterebilir ve rahatsız olduğunuz durumu uygun bir dille ifade edebilirsiniz. Yaşadığınız bu ümitsizlik halinden kurtulmakta güçlük çekiyorsanız bir süre yardım da alabilirsiniz.
Biraz değişmek istiyorum
30 yaşında bir bayanım. Yüksekokul mezunuyum ve şu günlerde evde iki yaşındaki bebeğimi büyütüyorum. Sizin köşenizi okuyorum ve insanlar genellikle, streslerinden, öfkelerinden ve sabırsızlıklarından bahsediyorlar... Ben ise tam tersi, biraz fazlaca sakinim ve bu yönümden şikayetçiyim. Bazen haksızlığa uğruyorum bunu bile sorun etmeyip sakin bir şekilde atlatıyorum. Öfkelenmem gereken yerde de sakinim. Bazen tepki göstermeye de ihtiyacımın olduğunu düşünüyorum ama maalesef çok sakin ve sessizim, bunu yapamıyorum. Bendeki bu durum biraz da babamdan geçme bir şey. Babam da aynı şekilde sakin biri hatta babaannemde öyledir. Bu sorun biraz genetik galiba... Ama arasıra haksızlığa da uğradığımı düşündüğüm için bu özelliğimi değiştirmek istiyorum. Bunu gerçekten yapabilir miyim? Tavsiyelerinizi bekliyorum...B.K
İtidal şart...
İnsani ilişkilerimizi ayakta tutan güç itidaldir. Buna bağlı olarak uzmanlar, duygularımızdaki dengeyi vurgulayarak bu noktada yaşanan sıkıntıları normalize etmeye çalışırlar. Mesela sevgi hayatımızın vazgeçilmez unsurlarındandır ancak, aşırı bir sevgi aktarımına maruz kalan çocukların davranışlarında da bazı uyum bozuklukları görülebilir. Ya da öfkeyi kontrol etmek ve sabır göstermek olumlu bir davranış olarak tanımlanırken, sesimizi biraz yükselteceğimiz alanlar da olabilir. Mesela, haklarımız gasp edildiğinde, bizim için değerli olan özvarlığımıza zarar geldiğinde "bırakın sabır gösterelim" diyemeyiz, böyle durumlarda kendimizi korumak için harekete geçer ve direniriz.
Kişiliğimizin yapıtaşlarının kimileri sonradan örülmüştür kimileri de doğuştandır. Sonradan kazandıklarımıza karakter diyoruz, doğuştan getirdiğimize mizaç diyoruz. Mizaç değişmese de eğitilebilir, ortama uyum sağlayabilir. İfadenizden anladığıma göre, mizaç olarak sakin bir yapınız var. Ama bu yönünüz bazı alanlarda kendinizi savunmanızı zorlaştırıyor. Bu durumda bu özelliğinizi dikkate alarak, kendinizi eğitebilirsiniz. Mesela hayır demeniz gereken bir yerde hiç çekinmeden hayır demeyi deneyin, kabul etmediğiniz bir davranışla karşılaştığınızda bunu kabul edemeyeceğinizi bazı sınırlarınızın olduğunu belirtin... Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz yerde haklarınızı savunmanız ve bu noktada çizginizi ortaya koymanız bir kabalık değildir. Aksine bu sizin için bir sorumluluktur... Sınırlarınızı korumak size bir şey kaybettirmez aksine haklarınızı korumanıza yardımcı olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.