Kapitalist CEO krizine, Gönül Liderliği çözümü
Olayı; başından değil, sonundan anlatmaya başlayayım… MÜSİAD’ın eski Başkanı Dr. Ömer Bolat tarafından yazılan ve Hayat Yayın Grubu (Tel: 0212 – 483 10 10) tarafından basılıp piyasaya sürülen “Liderlik Gönül İşidir” adlı kitabın “tanıtımı” ile ilgili olarak; yayınevi sahibi Hayati Bayrak, kitabın yazarı Dr. Ömer Bolat, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan ve Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüner Şencan’ın konuşmalarından sonra, “iftar yemeği”ne katılan basın mensupları sordular: “Kitabın satışı konusunda ne kadar bir rakam bekliyorsunuz?.. Çok satacağını umuyor musunuz?”
Hayati Bayrak ne cevap verecekti bilmiyorum… Sorular devam ederken, kulağına eğilip dedim ki; “Elif Şafak’ın Aşk romanı çok sattığına, bu da Gönül’den bahsettiğine, Aşk da Gönül işi olduğuna göre, bu kitap Aşk’tan daha fazla satar!”
Hayati Bayrak, bu fısıldaşmamızı aynen aktardı basın mensuplarına…
Ondan sonra, herkes sormaya başladı;
“Aşk mı, Gönül mü daha fazla satar?”
Herhalde Gönül?..
Çünkü Aşk, Gönül’ün içinde!..
Ve Aşk, bir Gönül işi!..
KISACA DR. ÖMER BOLAT
İşin “espri”si bir yana, Dr. Ömer Bolat; gerçekten de çok sevdiğim, görüşlerine değer verdiğim “dost canlısı” bir insandır!..
Çok “müşfik” ve “alçak gönüllü”dür!..
Ama aynı zamanda “lider karakterli”dir!..
Nasıl bir “lider” olduğunu da “MÜSİAD Başkanlığı” döneminde gösterdi… Birçok “girişim”de, birçok “organizasyon”da, onun “öncü” rolüne bizzat şahit olmuşumdur.
Ömer Bolat, “hayli genç” bir başkan.
Onu, kısaca tanıtmak gerekirse;
“30 Ağustos 1963 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve Ticaret Lisesi tahsilini İstanbul’da yaptı. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası Ekonomik İlişkiler Bölümü’nden 1984 yılında mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini Avrupa entegrasyonu alanında Hollanda-Amsterdam Üniversitesi Avrupa Enstitüsü’nde tamamladı. Ayrıca Almanya-Kiel Üniversitesi Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün yüksek lisans düzeyindeki uluslararası ekonomi ve işletme programından mezun oldu.
Yurda dönüşünde Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü’nden “Avrupa Para Sistemi” konusundaki teziyle doktora diplomasını 30 Ocak 1989’da aldı. Askerlik görevini 1989 yılı içinde Gölcük’te yaptı.
İktisadi Kalkınma Vakfı’nda (İKV) 1981-1993 yılları arasında uzman araştırmacı olarak çalışmasını müteakiben, 1993 yılında MÜSİAD Genel Sekreterliği görevine başladı. MÜSİAD Yönetim Kurulu’ndaki 15 yıllık görev süresi içinde 7 yıl Genel Sekreter, 4 yıl Genel Başkan Yardımcısı ve Nisan 2004-2008 yılları arasında 4 yıl da MÜSİAD Genel Başkanı olarak görev yaptı.”
LİDERDE ARANAN ÖZELLİKLER
İşte bu Ömer Bolat; yazdığı 30 kadar rapor, 110 civarındaki makale ve 2007’de Küre Yayınları tarafından piyasaya sunulan “Medeniyet İdeali” isimli kitabından sonra, şimdi de yeni bir kitapla, evet “Liderlik Gönül İşidir” adlı kitabıyla huzurlarınızda!..
Peki, nasıl bir “lider profili” çiziyor Ömer Bolat?.. “Başarılı, güçlü, sevilen ve iyi anılan” bir lider mi, yoksa “başarısız, nefret edilen, sevilmeyen ve kötü anılan” bir lider mi?..
Dr. Bolat, “liderde bulunması gereken özellikleri” şöyle sıralıyor:
“¥ İnsanlar güvendiği kişinin arkasından gider. Bunun için, lider; güven verici, emin, sözüne güvenilir, kitlenin içinden gelen, o kitlenin inandığı değerleri benimsemiş, o dili konuşan birisi olmalıdır.
¥ Kimileri tarih yazar, kimileri de tarih okur. Lider, tarihi yazandır.
¥ Lider, topluma gelecek umudu aşılayabilmelidir.
¥ Liderlik, bir süreçtir. Zirvede, tadında bırakmayı bilmek gerekir.
¥ Liderlik ve başarı, alın terinin, akıl terinin ve toplum rızası için çok çalışmanın eseridir.
¥ ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.’
¥ Lider de hükmedici değil, hizmetkâr olmalıdır.
¥ ‘Liderlik Gönül İşidir.’
¥ Gönül dolusu bir hizmet aşkıyla başkalarına faydalı olmak ve Yaratıcı’nın rızasını kazanmak için yapılan çalışmanın hayrı ve bereketi çok olur.”
NİHAÎ HEDEF, ALLAH’IN RIZASINI KAZANMAKTIR
Bunları okuyup da, onun, sadece “nasıl lider olunur?” sorusuna cevap aradığını sanmayın… Çünkü o, “192 sayfalık kitabı”na çok şey sığdırmış!..
Meselâ “Küresel ekonomik kriz”in nasıl başladığını, hangi “aşama”lardan geçtiğini ve Türkiye’yi nasıl etkilediğini “isim”ler ve “rakam”lar vererek anlatmış ki; sadece bu bile kitabın “başucu kitabı” olmasına yeter de artar bile... “Kapitalist CEO”lar tarafından çıkarılan krizin, ancak ve ancak “gönül liderleri”yle atlatılabileceğini vurgulamış ki; sanıyorum kitabının ismi de buradan geliyor.
Dr. Ömer Bolat; bir “gönül adamı” olduğu kadar, “halkın içinden biri” olduğunun ipuçlarını da vermiş kitabında… “Gençlere tavsiye”de bulunurken, “tecrübe ve itibar”ın parayla elde edilemeyecek “değer”ler olduğunu vurgulamış…
Ve “okkalı bir ders” vermiş:
“Unutulmamalıdır ki; en önemli mezuniyet, Hayat Okulu’ndan başarıyla mezun olmaktır!”
“Çünkü” demiş;
“Okullardan alınan diplomanın geçerliliği 6 aydır… Halbuki bilgiler sürekli yenilenmekte ve değişmektedir… İşte bize, bu yenilenme fırsatını, hayatın kendisi sunmaktadır!”
Kitapta, “varılacak hedef”ler de, “başarının kodları” da, örneklerle anlatılmış.
Mesela denilmiş ki;
“Türk toplumunu ayakta tutan en önemli faktör ailenin gücü ve aile içi bağlılıktır.”
Ve “tavsiye”lerin en güzeli;
“Yaptığımız her işte, nihaî hedef Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır!.. Ömrün ve malın bereketi için; helâli bilmeli, haramdan sakınılmalıdır.”
SİZ UZAYA ÇIKMAK İSTEDİNİZ DE!!!
Bana göre; kitabın “en ilgi çekici” bölümlerinden biri de, “güzel sözler-sırlı mesajlar”a ayrılan sayfalardır.
Dr. Ömer Bolat, “37 sayfa”lık bu bölümde “atasözleri”nden, “özlü sözler”den, “ayet” ve “hadis”lerden örnekler vermiş!..
İşte onlardan biri;
“Siz uzaya çıktınız da, başörtümüz ve sakalımıza mı takıldınız?”
“Güzel Sözler”i, şu söz ile noktalamış ki; bu söz Dr. Ömer Bolat’ın “hayat düsturu”nu da çok iyi yansıtıyor;
“Dünya kimine güzel, kimine ızdırap vericidir… Ama, Allah’ın vaat ettiği Cennet, en güzelidir.”
Başta da dediğim gibi;
Dr. Ömer Bolat’ın kitabındaki, özellikle “Küresel Ekonomik Kriz”le ilgili bölüm, tam bir “başucu kitabı” niteliğinde…
Kriz “nasıl” çıktı, “kimler” çıkardı, krizden kimler ne gibi “rant”lar sağladı ve “Türkiye’ye de ihraç edilen” bu kriz Türk girişimcileri nasıl etkiledi?..
Bütün bunlar, bir “doktora tezi” titizliğinde hazırlanmış… Tarih tarih, yer yer ve isim isim!..
Kısacası, insan; bu kitabı okuyunca; “Türkiye”ye ve “dünya”ya nasıl bir “kazık” atıldığını çok daha iyi anlıyor.
ALIN TERİ DE KUTSAL, AKIL TERİ DE!
Ama, Dr. Bolat; “teşhis ve tesbit”te bulunmakla yetinmemiş… Kitabında, işletmelere “kriz reçetesi” de sunmuş… Özetle demiş ki; “Borç yiğidin kamçısı değildir, olsa olsa ateşten bir gömlektir!”
“Ateşten gömleği giymek” yerine, “kötü günleri” düşünerek, “yedek akçe” ayırmayı ve “güçlü bir likidite”ye sahip olmayı tavsiye ediyor.
Ve en çarpıcı tavsiye:
“Serveti çok değil, şirketi güçlü olan bir müteşebbis olmak gerekir… İtibar ve güven, çoğu zaman nakit sermayeden daha değerlidir ve daha çok iş yapar!.. Özellikle kriz dönemlerinde işveren-çalışan dayanışması şarttır… Unutulmamalıdır ki; birlikte ve istişarede rahmet, ayrılıkta azap vardır… Ve yine unutmayalım ki; alın teri kadar akıl teri de çok faydalı ve kutsaldır.”
Bunun gibi, daha nice “tavsiye”ler ve “uyarı”lar var ki; bunları “ekonominin içinden biri” olan Dr. Ömer Bolat’ın kitabından okumak, öyle umuyorum ki “ekonomi” ile ilgilenenler için çok faydalı olacaktır.
Çünkü Ömer Bolat; bu kitaba sadece “bilgi”lerini ve “tecrübe”lerini değil, aynı zamanda “gönlünü” de katmış!.. “Liderlik Gönül İşidir” derken, galiba bütün bunları anlatmaya çalışmış…
Bu “başarılı” ve “hayırlı” çalışmasından dolayı kendisini tebrik ediyor, “yolun açık olsun” diyorum…
Yolun açık olsun güzel kardeşim…
Bazıları gibi, sakın şımarma!..
Ve de bozulma… Hep “lider” kal!..
Çünkü, bu toplumun;
“Lider gönül”lere çok ihtiyacı var.
Hele de, şu “yozlaşma çağı”nda!..
==============
Şandır’ın Evren aşkı!
Hep eleştirecek değiliz ya... “Yanlış” yaptığında yerden yere vurduğumuz gibi; “doğru”yu söylediğinde başımıza taç yaparız... Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’dan söz ediyorum... TSK’nın,; “Güçlü ordu, güçlü Türkiye” sloganını eleştirip, demiş ki;
“Takdim ve tehir yanlış olmuş. Bütünün adı Türkiye’dir... Türkiye güçlü olursa ordu, millet, devlet, meclis, hükümet her şey güçlü olur... Güçlü ordular, güçlü olmayan halkını, yöneticilerini, sistemlerini koruyamadı. Saddam’ın ordusu güçlüydü ama Saddam’ı koruyamadı. İran ordusu da Şah’ı koruyamadı. Çünkü demokrasi yoktu, millet zayıftı, halka saygı yoktu.”
Çok doğru bir tespit... Ne var ki; gel de bunu “MHP kurmayları”na anlat... MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır demiş ki; “Sayın Günay güçlü ordudan niye rahatsızlık duyuyor, anlayamadım!”
Bunda anlamayacak ne var?.. Söz, gayet açık... Peki, kendisi “güçlü ordu”yu niye bu kadar savunuyor?.. “Ne ka asker, o ka postal” olacağı için mi?.. Bu da “Postal yalayıcıları”nın işine geleceği için mi?!?..
Bay Şandır; aynı Ertuğrul Günay’ın dillendirdiği “Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı sıfatı ve lojmanı elinden alınsın” görüşüne de karşı çıkıp; “Hiç doğru değil!.. Şık da değil!.. Geride kalmış hadiseleri eşelemenin kimseye bir faydası olmaz!” demiş...
Madem öyle; “komünistlerle savaşta 5 bin şehit verdik” edebiyatı ile “koltuk” sahibi olanlar kimlerdi?.. O gençleri birbiriyle çatıştıran Kenan Evren değil miydi?!?.. “Ülkücü”lere duyurulur!..