Eşeğin büyüğü ahırda mı?
Elleri öpülesi büyüklerimiz eskiden: “Daha bunda ne var ki, eşeğin büyüğü ahırda” derlerdi…
Görünüşe bakıyorum da aynen öyle…
Kimimizin askıyla divaneye döndüğü, kimimizin nefretiyle viraneye döndüğü “açılım” depremleri şiddetlenerek devam edecek gibi…
Açılım konusunda tek bir yazı yazdım… O yazıda muhtelif unsurların devreye gireceklerini, iddiaların tavsayacağını, daha sonra, elde var sıfır noktasına geleceğimizi, meselenin orada tükeneceğini iddia etmiştim…
Yanılmadığımı görüyorum…
Bugüne kadar ne Türk’ü anlayabildim, ne de Kürd’ü…
Derler ya:
“Tilki deliğe sığmayınca bir de kuyruğuna çalı bağlarmış”…
Ne kadar da doğru!..
Baksanıza AKP iktidarı henüz kronik muhalefet CHP’yi ve heybet numunesi MHP’yi ikna edemeden, en önemlisi de esas muhatap DTP sözcülerini, gözcülerini farklı kulvarlarda koşma-koşturma saçmalığından vazgeçiremeden “Ermeni açılımı” düşüverdi gündemimize…
Yahu, hiç mi dinlemiyorlar Öcalan’ın hâlâ kendini dağda layüsel zannettiği beyanatları, dağların ötesinden çekilen PKK önderlerinin bencil çığlıklarını, Emine Ayna’nın, Aysel Tuğluk’un ve nihayet Ahmet Türk başkanın en çarpıcı ifadelerini?
Biri çözülmeden bir başka konuya atlamak gerçekten çözüm için mi, vatandaşın aklını bulandırmak için mi?
Anlıyorum ABD ve AB böyle istiyor…
“Bre sahipler az bir bekleyin” diyemiyor musunuz?
Arkasından gelecek dayatmalar hiç mi sizi endişelere sevk etmiyor?
“Heybeli Ada’da Ruhban okulu açılmasını mutlaka, kesinlikle kabul etmelisiniz” diyeceklerini bilmiyor musunuz?
Bu işler bir başlarsa çorap söküğü gibi devam eder…
Ortodoks Patriği’ne Vatikan benzeri ekümeniklik taleplerinin hep masanın üstünde bekletildiğinden haberiniz yok mu?
Ya Kıbrıs???
Kıbrıs’tan Türk askeri çekilmeden, tek devlet anlayışı kabul edilmeden Avrupa Birliği’ne girmenin hâyâl olduğunu ne zaman anlayacaksınız?
Attığınız her adımın Amerika’da programlandığını iddia eden fanatik parti sözcüleriyle aynı görüşte değilim… Yine de, üzerinizde ABD ve AB baskısı olduğunu tahmin etmekteyim…
İnkâr etseniz de böyledir…
Alevi Açılımı olacak mı, olmayacak mı?
Gecikince dört yönden atışlar yapılmayacak mı sanıyorsunuz?
Ali’siz Alevi cemaati Kürtlerden daha tehlikeli olmayacak mı sanki?
Kendilerini “sahip” zanneden, ki öyledir aslında, ülkeler elbette Alevileri sevdiklerinden değil, Türkiye’yi sevmediklerinden dolayı böyle ayaklarına gelmiş bir hususu geriye teperler mi?
Dahası var bence…
Yahudi açılımı bugün için olmasa da yarın gündemi kaplamaz mı sanıyorsunuz?
Süryani cemaati kullanmaya müsait bir yaramız değil mi?
Türkiye’yi dar bir alana sıkıştırmak, ırklara-cemaatlere bölmek projeleri herhalde iptal edilmedi…
Her gün veya her hafta bir “açılım” hovardalığı yapmanız kime ne fayda getirecek, kime ne zarar verecek, hiç hesap etmiyor musunuz?
Uzaklara gitmeye lüzum yok…
Kendi bürokratlarınızın koyduğu “örtü yasağı”na bir açılım getirebilecek misiniz?
Siyasetçi hanımlarını rencide eden, ayrıca inandığı için örtünen üniversiteli genç kızlarımızı haysiyetsiz tercihlere zorlayan kanunsuz dayatmalar için ne zaman “ya herro, ya merru” diyeceksiniz?
Bu ülkede esas mesleklerini unutup başörtüsü ile, Kur’an kursu ile meşgul olan, vakit öldüren zihniyete “durun artık” demenin vakti gelmedi mi?
Denemediniz ki?
İşte o sebepten ötürü askeri yetkilileri, yargı yetkililerini politikanın içinde kıvrandırıyorsunuz.
Aslında esas kıvranan bu ülkenin gerçek sahipleri olan itaatli, ahlaklı kesimlerdir…
Evet, biliyorum kimin kaç krat değer sahibi olduğunu… Elimden gelecek yoktur ve “öf öf” diye mezara doğru ilerliyorum…
===============
Aceleci uzmanlar çözerken dolaştırır
Tuttuğunu eline/yüzüne bulaştırır
Üşenmez mektup yazar gökteki meleklere
Şaşırır kuyudaki şeytana ulaştırır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.