D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Ramazan eskimedi!

Ramazan eskimedi!

“Modernlik ve din” en az bir asırlık hararetli bir konudur. Modern dünyada dinin ehemmiyetini kaybedeceği, insanların ilmi rehber edinerek itminana ulaşacağı tezi Türkiye’de çok yaygın olarak savunulmuştur. Bizler bu tartışmaların neredeyse sükûnete erdiği bir döneme girmiş gibiyiz.
Dinin ehemmiyetini kaybedeceği görüşü elbette, dinî geçmişe ait, arkaik, müzelik bir olgu olarak görmekle paralel yürüyen bir görüştü. O yüzden benim bildiğim zamandan beri, “eski Ramazanlar” kalıbı çok kullanılırdı. Din bir zamanlar hayata hâkim olan, bu hakimiyeti pek de tasvib edilmeyen bir “tarz” olduğu için, Ramazanlar da esasen o zamanlar yaşanırdı. Elbette hatırda kalan “eski Ramazanlar” biraz Ramazan’ın ruhuna uygunluk bakımından sıkıntılı idi. Direklerarası, kantolar, düetolar, oyun, eğlence...
Elbette Ramazan bir kültür olarak her toplumda farklı yaşanabilir. Bizde de öyle olmuştur. Büyük ve güzel selâtin camiler yapan, zarif yüksek minareler inşaa eden bir toplum ona uygun bir dil geliştirebilir. Nitekim, “mahya” denilen, şimdi pek fazla dikkat çekmeyen hoş gelenek böyle bir şeydir. Düşünün bir, bundan 2-3 asır önce, gaz lâmbasının bile olmadığı; yağla, kandille aydınlanılan zamanlar... Ve kapkara gökyüzüne uçar gibi yazılan yazılar; mahyalar... Bu bir günlük sanat eserlerinin sadece yazılardan oluşmadığı, şekilleri de ihtiva ettiği biliniyor. Zarif bir kayık, güzel bir lâle, sümbül veya bir hançer.. Bir Ramazan gecesi gözleri kamaştırıyor.
Bugünün reklamdan bunalmış insanına, her tarafın parıl parıl aydınlatıldığı bir devirde, mahyalar eskisi kadar dikkat çekici gelmiyor olabilir.
Ramazan ve eğlence bağdaşmaz mı? Hadlere uyulmuşsa, elbette bağdaşır. Ramazan gecelerini ihya ederken insanların vakit geçirmek için böyle şeyler yapması tuhaf kaçmaz. Bizdeki Ramazan kültürünün sosyal hareketliliği azaltacakken artırdığını kolaylıkla görebiliriz.
Ramazanları eskide bırakmak düşüncesinin tutmadığını bugünkü Ramazanlar gösteriyor. Toplumun büyük bir kesimi Ramazan’ın idrakinde. Oruç tutan tutmayan bütün kesimler, bu ayın kendine mahsusluğunun farkında. Gazeteler, Ramazan sayfalarını eskiden beri yayınlıyorlar. Elbette son yıllarda bu sayfalar daha zenginleşti, genişledi. Radyo gibi modern bir cihazda Ramazan programları 1950’den sonra başlayabildi. Geç kurulmuş televizyonumuz da ilk yıllarında Ramazan programları ile tanıştı.
“Eski Ramazanlar” edebiyatı, ret, karşı çıkma ve karalama ile birlikte sürdürülürdü. Bunlar bitti, şimdi yavaş yavaş kabullenme dönemine giriliyor... Aleyhte yazılar azalıyor veya çıkmıyor. İftar vermeyi lâikliğe aykırı sayan kurumların yöneticileri peşpeşe iftar programları düzenliyor. Barış bir taraftan toplumu kucaklıyor, Ramazan da bunun vesilelerinden oluyor...
Bu sene basının çok ünlü bir yöneticisi, bir ekiple kısa bir Umre yaptı ve gördüklerini uzun uzun anlatmaya başladı! Bu medya operatörünün Umresi Ramazan’a rastlatıldı! İşin içinde yine gazetecilik, tiraj kaygısı olduğu şüphe götürmez. Esasen çok tuhaf da kaçmaz. Basın tarihimizin Cumhuriyet sonrası karıştırılsa, bu mevkideki yazarların Ramazan’la ilgili tavırları, yazıları elden geçirilse, değişim çok daha kolay görülebilir. Bir zamanlar gazeteler Ramazan yaklaşırken mide hastalıklarından; kurban bayramı yaklaşırken Arabistan’da kolera salgınından bahseden haberler yayınlarlardı. Bunun sistematik, zamanı gelince devreye giren psikolojik harekâtçı yayınlar olduğunu düşünmemek mümkün değil...
Evet Ramazan eskimedi. Toplumun büyük bir kesimini kucaklamaya devam ediyor. Şimdi yeni Ramazanlar var. Eskiden olmayan birçok yeni kültür unsuru var bu yeni Ramazanlarda. Mesela “iftar çadırı” yeni Ramazanların alameti farikası sayılabilir. Geçenlerde baktım, bazı CHP’li belediyeler de iftar çadırlarını kurmuşlar! Çok uzun süren televizyon programları var. Ramazan’a mahsus sayılan Çağrı gibi filmler var... Yeni tarz yardım kuruluşları var..
Modernlikle Ramazan’ı durduramadı; fakat kültür olarak farklılaştırdı. Yeni bir Ramazan kültürü ortaya çıktı. “Eski Ramazanlar” kalıbı da giderek kullanım değerini kaybetti!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi