Bu sefer de cumhuriyet elden gidecek
Vah benim şanssız ülkemin başına gelenlerden dolayı...
Daha dün denecek kadar yakın bir zaman önce koro halinde höykürüyorlar, memlekete korku salıyorlardı...
Söylediklerini unutmadınız...
“Laiklik elden gidiyor!..”
Bu korku yüklü slogandan dolayı epey yandaş buldular, epeyce korku saldılar etrafa...
Laikliğe hiçbir şey olmadı çok şükür...
Taze sloganlar, taze enayiler bulmak gerekiyordu...
Ve başladılar elbirliği içinde:
“Cumhuriyet elden gidecek, dikkatli olalım!..”
Geriye başka ne kaldı?
Kitleleri harekete geçirecek ne var diye düşündüm, aklıma ancak ve ancak “Atatürk elden gidiyor” demeleri kaldı...
Elden gidecekleri (!!!) bulup, halkın dikkatine sunacak merkezi herhalde biliyorsunuz... Şanlı CHP’nin namlı başkanı sayın Deniz Baykal...
“Cumhuriyeti sürdürmek isteyenlere selam” başlığı altında yandaşlara hareket komutu vermiş...
Ömür adamdır Baykal...
Şöyle bir neyi sevip neyi sevmediklerini aklımdan geçirdim... Sizin de bilmeniz için açıklamakta fayda gördüm...
Sayın Baykal’ın sevmedikleri:
Demokrasiyi fazla sevdiği söylenemez...
Anayasa değişikliğini asla ve kat’a sevmez...
Yargı reformunu günahı kadar sevmez...
Kendi icat etmediği hiçbir “açılım”ı sevmez...
Kur’an kurslarını, İmam-Hatip’leri, İlahiyatçıları, (Y.Nuri ve Z.Beyaz hariç) hiç sevmez...
Katsayı adaletsizliği kalksın diyenlerden hoşlanmaz...
Kuyrukçu yandaş televizyon kanallarını ve gazeteleri sever de tarafsız basını sevmediği gibi nefret eder...
Sevmedikleri daha çoktur, amma biz burada keselim, sevdiklerine bir göz atalım:
Ya sevdikleri?
Onları da sayalım bir bir...
Darbeleri, darbecileri aşırı derecede sever...
27 Mayıs darbesinden bugüne kadar hiçbir darbeye muhalefet ettiği görülmemiştir...
Ergenekon terör örgütü zanlılarını istisnasız sever, bağrına basar... Savcılık iddialarının binde birinin dahi gerçek olacağını düşünmez...
HSYK (Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu) karasevda mesabesinde sevdiği bilinmektedir... Çünkü, orada görev yapanlar fikren, zikren CHP ile asla ters düşmezler...
Yargıtay’ı, Danıştay’ı şefkatle, minnetle sever...
Eskiden Anayasa Mahkemesi’ni de severdi, şimdi pek sevdiği söylenemez...
Medya patronu Aydın Doğan’ı canı kadar sever... Doğan’ın gazetelerini, yazarlarını, televizyonlarını aşk ile şevk ile sever...
Bunların içinde de yanlış yapan, yanlış yazan olabilir diye düşünme zahmetine katlanmaz...
Masonları sever sayın Baykal...
Baksanıza ekseriyetini masonların teşkil ettiği Ergenekoncular hakkında tek olumsuz söz etti mi? Etmedi...
Ne diyor, siz de duyun:
“Ödenmesi gereken bedeli ödeyeceğiz... Şimdi Ergenekon davasında bu toplumun, bu cumhuriyetin, bu devletin bağımsızlığı, Atatürk ilkeleri için mücadele edip de ıstırap çekmekte olan insanlara da selam olsun.”
Hangi “ıstırap” demenize gerek yok...
Baykal var dediyse vardır...
Istıraplarının en büyüğü, bazı tekellerin de olduğu malum kurumların ellerinden gitmekte olduğudur...
Sanki babalarının malları zorla, silahla gaspediliyor...
Halk oyu imiş; mevzuatın yazılı metni imiş, boş verin siz onları...
Kendi ifadeleri ile “kazanımlarını kaybetmeye” tahammülleri yok...
Daha da korkacaklar... Korkmakta haklılar...
Yandaşları/yoldaşları oturup hüngür hüngür ağlasalar yeridir...
=================
Boş kalır ormandaki ağaçları sayarız
Deli kızın başındaki saçları sayarız
Patronların yuttukları yağlı lokmaları
Kölelerin yediği kırbaçları sayarız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.