Somali savaşa uzak barışa yakın, ama savaşıyor
Somali’nin savaşa o kadar çok uzak bir halkı var ki, fakat savaşın tam ortasındalar. Barışa o kadar yakın bir toplum ki barışa hasret yaşıyorlar. Her şeyden önce Somalililerin savaşmaya fıtratları müsait değil.
“Öyleyse niye savaşıyorlar?” Soru bu. Cevap verelim.
200 bin tonluk gemilerin, el kadar botlara nasıl teslim olduğuna dair trajikomik bir anlatımla, gerçek korsanların Somalili masum insanlar değil, bölgedeki istikrarsızlıktan nemalanan ve Aden Körfezi’ni zehirli katı atıklar çöplüğü olarak kullanan ülkelerin olduğunu anlatmıştım.
Gelelim iç savaş meselesine. Yine bir ayrıntıya dikkat çekerek devam edeyim. Somali’den döndükten sonra Kimse Yok mu Derneği yetkililerinden Davut Koçak ile Burç FM’de Bezm-i Cihan programına konuk olmuş ve enine boyuna Somali’yi konuşmuştuk.
Biz programdayken Adana’dan arayan bir dinleyici, radyonun genel yayın yönetmeni Bünyamin Bey’e hitaben; “Arkadaşlar çok güzel bir Somali fotoğrafı çiziyorlar ama Somali’nin başkenti Mogadishu’ya biz de gittik, fakat onların gördüklerini göremedik; savaş, kargaşa, kaos yüzüyordu ortalıkta, onlar nereye gitti acaba” diye sormuş.
Arayan dinleyici haklı. Dünya kamuoyunun bilmediği bir Somali var Afrika’nın boynuzunda. Somali ne yazık ki ikiye bölünmüş vaziyette. Güney Somali, Kuzey Somali. Biz Kuzey Somali’ye gittik ve oranın adı; “Somaliland.” Hükümeti var, bakanları var, askeri var, kurumları var ve Güney Somali’den fiziken olmasa da idare bakımından ayrılmışlar. Kuzey Somali’de herhangi bir iç savaş yok, en azından orada kaldığımız sürece biz rastlamadık.
Güney Somali’nin 12 vilayeti, Kuzey Somali’nin yani Somaliland’ın 6 vilayeti var ve güneyden tamamen ayrılar. Hatta bizim vizelerimizde “Somali” yerine “Somaliland” yazıyor. O sebeple savaş ve iç kargaşa Güney Somali’de.
“Peki, Güney Somali’de neler oluyor?” Orada da maalesef ve ne yazık ki, aşiret savaşı sürüyor. İngilizler tarih boyunca bütün dünyaya oynadıkları oyunu en iyi şekilde Somali’de hâlâ oynamaya devam ediyor. Aşiretler arasında kavgayı ve savaşı, bütün şiddetiyle sürdürüyorlar. Birleşmiş Milletler de bütün olup bitenlere çanak tutuyor.
Bir aşiret reisine gidip; “Somali sizin, siz olmazsanız Somali elden gider” diye o aşirete silah dâhil her türlü imkânı veriyorlarmış. Diğer aşiretlere de aynı senaryoyu uygulayıp, savaşın devamını temin ediyorlarmış. Her aşiret reisi; “Somali bizim, ancak biz korurmuşuz” diye kardeş kanını döküp duruyor.
Tabii her zaman olduğu gibi Somali’de kargaşanın sürmesi, bölge ülkelerinin ve batılı devletlerin işine geliyor. Güney kısımda petrol çıkıyor ama petrolden Somalililerin yerine diğer devletler yararlanıyor. Somalili aşiretler savaşırken, ülkenin kaynakları yok ediliyor. Ve daha da vahimi, Güney Somali’de hükümet kurulmaması için yerli yabancı herkes iş başındaymış.
Bu yüzden Kuzey Somali’de “Somaliland” diye bir devlet kurulmuş. Henüz Somaliland’ı tanıyan bir ülke yok. Sadece sınır komşusu Etiyopya tanımış. Şimdilik Etiyopya ile ilişkiler sürse de İngiliz parmağı oralarda da vazifesini yapıyor. Somali’deki kanın durması için İslam Konferansı Teşkilatı’nın mutlaka el atması lazım. Aklı eren Somalililer böyle söylüyor ve ilgi bekliyorlar.
Türkiye başta olmak üzere diğer İslam ülkelerinin, güneyde “Somali,” kuzeyde “Somaliland” ile yakından ilgilenmeleri ve akan kanı durdurmaları gerekiyor. Halk son derece masum, yalnız ve çaresiz. Savaştan, kıtlıktan, yokluktan ve yoksulluktan ne yapacaklarını, nasıl hareket edeceklerini bilemez durumdalar. Allah kimseyi Somalililerin durumuna düşürmesin. Amin...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.