Taciz...

Tecavüz...

Sarkıntılık...

Evet, bu saydıklarımız ile ilgili haberlerin ardı arkası kesilmiyor!

Her gün gazete ve televizyonlarda taciz, tecavüz ve sarkıntılıkla ilgili haberler yer alıyor!

Ve bu tür haberler gösteriyor ki, milletçe büyük bir sapıklığın içine gömülüyoruz! Hiçbir ahlaki değer etkili olmuyor!

Hiç beklemediğimiz, hiç ihtimal vermediğimiz isimler bu tür olaylara bulaşıyor!

Sanki milletçe taciz ve tecavüz olaylarına kilitlenmiş gibiyiz!

Peki, neden böyle olduk?

Başka hiç derdimiz, meselemiz kalmadı mı?

Toplumun her kesiminde taciz ve tecavüz olayları neden böylesine yer buluyor?

Gerek yazılı gerekse görsel basının yani gazete ve televizyonların bu taciz ve tecavüz olaylarının yaygınlaşmasında payı var mı yok mu?

Kabul hatta itiraf etmeliyiz ki, gazete ve televizyonların bu olayların yaygınlaşmasında büyük payı var!

Herhalde gazete ve televizyonlarda taciz ve tecavüz olaylarını pompalayıcı bir yayıncılığın yapıldığını kimse inkar edemez!

Gazete ve televizyonlardan sürekli cinsel anlamda uyarı alan hedef kitledeki insan sonunda taciz ve tecavüzün bir parçası olma duruma giriyor!

Fotoğraflarla, yazılarla, dizilerle sürekli cinsel uyarıların hedefi haline gelen sokaktaki vatandaş netice itibarıyla kendisini bu tür olayların tam ortasında buluyor!

Cinsel yaşamın tüm boyutları ile tartışılır hale gelmesi, cinsel yaşamı özgürleştiriyoruz diye her şeyin ama her şeyin gazete sütunlarında televizyon ekranlarında tartışılır hale gelmesinin giderek artan taciz ve tecavüz olaylarında büyük payı olduğu nasıl inkar edilebilir?

Bu konuda hasta sayılabilecek tipleri tedavi etmek yerine herkesi konunun hastaları haline getirecek kadar cinsel uyarıların yoğunlaşması elbette kabul edilebilir gibi değil!

Özellikle de insanların manevi eğitimlerinin eksik bırakılması taciz ve tecavüz olaylarının artmasında bir başka etken olarak karşımızdadır.

Şimdi böyle söylediğimiz için kimilerinin hemen itiraz seslerini yükseltip manevi değerlere bağlı olduklarını iddia edenler arasından böyleleri çıkmıyor mu diye sorduklarını görür gibiyiz!

Maalesef manevi değerlere bağlı olduklarını zannettiğimiz kişiler arasından da böyle sapıklar çıkıyor!

Ama unutmayalım ki onlarda gazete ve televizyonlardaki yoğun cinsel uyarı saldırısının kapsam alanı içindeler!

Yani manevi değerlere yakınlıkları bu sıkıntılarını aşmaya yetmiyor!

Bize göre taciz ve tecavüz olaylarının asgariye indirilebilmesi için çok yoğun bir çalışmaya ihtiyaç var!