Saygısızlara inat, güzel bir Ramazan yaşadık
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu selâmet, yani kurtuluş olan ve içinde “bin aydan daha hayırlı” olan “Kadir Gecesi” bulunan “Ramazan ayı”nı tamamlayıp, “bayram”a kavuştuk… Cenab-ı Allah, inşallah bizleri de “rahmet” ve “mağfiret”ine mazhar olanlardan, “kurtuluş”a erenlerden eyler…
İnşallah, hepimize; “Peygamber Efendimiz’e komşu” eylediği, “cennetinde cemaliyle şereflendirdiği” kullardan olmayı nasip eder…
Ramazan ayının başladığı ilk günlerde, belki bazılarımızın gözü korkmuştu… Öyle ya; hem “havalar sıcak”tı, hem de “günler uzun”du… Dile kolay, “yaklaşık 16 saat oruç tutacak”tık… Ama ne oldu; 30 gün, göz açıp kapayıncaya kadar geçti ve işte şimdi “bayram” yapıyoruz… Ne mutlu “oruç” tutanlara, ne mutlu “sabır” gösterenlere… Cenab-ı Allah, oruçlarımızı kabul ve makbul eylesin… Rızasına vesile eylesin… Dünyada ve ahirette “selâmete erenlerden” eylesin!..
SAYGISIZLAR HER ZAMAN OLACAK
“Güzel bir Ramazan”dı… Geçtiğimiz yıllardan daha güzel bir Ramazan… Gerçi Ramazan boyunca “açıkta sigara içenler” veya “uluorta yemek yiyenler” çoktu ama bu durum; “oruç tutanların azlığını” değil, “saygısızların çoğaldığını” gösteriyordu.
Tabiî, “nasipsizliği” de gösteriyordu…
“Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman” denilen bir ülkede; “yolda sigara tüttürme”nin veya herkesin gözleri önünde “yemek” yemenin başka ne anlamı olabilir ki?..
Bu, “nasipsizlik”tir!..
Bu, “saygısızlık”tır!..
Bu, “inanca tahammülsüzlük”tür!..
Kısaca, “edepsizlik”tir!..
İşin en acı tarafı;
Bu saygısızlığı yapanlara “Sen Müslüman değil misin?” diye sorsanız, verecekleri cevap açıktır: “Elhamdülillah Müslümanım!”
Be adam, madem “Müslüman”sın, bu “saygısızlık”, bu “edepsizlik” niye?..
Hatırlar mısınız; bundan 2 yıl önce yazarımız Atilla Özdür ağabey, şöyle bir olay anlatmıştı:
“Sarandi Küçükandonyanidis, Samatya’da komşularımızdan biriydi. Karısının ismi de Eftimya... Amma mahalleli kendisini madam teyze olarak tanırdı.
Sarandi amca, yüz yirmi okka çeken iri yarı kısa boylu şişman bir adamdı.
Çarpık bacaklı bir Skoda kamyonetiyle İstanbul Hali’nde nakliyecilik yapardı.
Sarandi amcalara çok gider gelirdik.
Ne de olsa, komşuculuklarına doyulamayan İstanbul eskisi bir aile idiler.
Bir Ramazan akşamı bana ne dese beğenirsiniz...
‘Atilla kardeşim, Ramazan’da sizin çektiğiniz sıkıntı ve zorluk hiçbir şey değil... Asıl ben azap çekiyorum Ramazanlarda...’
Hayrola be Sarandi amca, diyerek sormuştum...
Cevaben demişti ki,
‘Biliyorsun ben tiryakiyim, iki paket vız geliyor. Sigara içmek için arabanın içine çömelip pedallarla direksiyon milinin ara boşluğuna sıkışıp sigaramı orada tellendiriyorum.
Bu da beni kan ter içinde bırakıyor.
Amma ne yapayım?.. Dışarıda aleni içsem, oruçlulara karşı saygısızlık olur, ayıp teşkil eder...’ ”
Görüyorsunuz değil mi “saygı”yı?..
“Sarandi amca” sırf oruç tutanlara saygısızlık olmasın diye, “arabasının içinde” birkaç büklüm oluyor ve “sigara”sını öyle içiyor!..
Ya bizim “Müslüman”lar?..
Cenab-ı Allah onlara da “hidayet” versin, en azından “saygı” kavramı ile tanıştırsın!..
KARTELDE BU YIL İRTİCA(!) HORTLAMADI!
Hemen söyleyelim: “Nasipsiz” ve “saygısız”lara rağmen bu Ramazan çok güzel geçti.
İlk defa bu yıl medya “dinci(!) avı”na çıkmadı!.. İlk defa bu yıl “oruç kavgaları”(!) veya “sahur dayağı”(!) haberlerini okumadık!..
Oysa, geçtiğimiz yıllarda neydi o haberler?.. Her Allah’ın günü, mutlaka “oruç aleyhinde” bir haber okurduk;
“Ramazan’da alkol dayağı!”
“Ankara’da oruç zorbaları!”
“Tiryakiye oruç dayağı!”
“Oruç terörü, kayıt sildirdi!”
“Orucunu bozduğu için oğlunu dövdü!”
Bu başlıkları okuyunca elbette canımız sıkılır, “yeter” derdik, “Yeter!.. Milletin inancına birazcık saygı gösterin!”
Bu Ramazan gördünüz işte;
Kartel gazeteleri bu tür “kışkırtıcı haberler” yapmadılar, biz de onlara cevap vermek zorunda kalmadık!..
Dahası;
Televizyonlar da bu yıl “Ramazan’ın ruhuna yakışır” programlar yaptılar… “İftar” ve “sahur” programı yapmayan kanallar bile; en azından “sulu zırtlak” programlar yapıp da, milletin öfkesini tepesine çıkartmadı!..
“İftar” ve “sahur” programı yapan kanalları da kutlamak gerekir… Hemen hepsi, “alanlarında uzman konuklar”ıyla hem milleti bilgilendirdiler, hem de “manevi coşku”ya katkı sağladılar…
Geçen yıllarda neydi o öyle;
“Profesör” etiketli bazı “kifayetsiz muhteris”ler, bütün “cahillik”leriyle, bütün “öfke”leriyle saldırdılar “hoca”lara!..
Bu yıl ise; hangi kanalı açsak, bilmediğimiz çok şey öğrendik, bildiklerimizi de tekrarlamış olduk…
Hepsini ayrı ayrı kutluyoruz…
Bu yıl, “mahallî televizyonlar” bile çok güzel programlar yaptı… Meselâ, Rize Çay TV’deki hocaefendi, gerek “Karadeniz şivesi” ve gerek “esprili” açıklamalarıyla epey ilgi çekti… Bu demek değil ki, “ağırbaşlı” program yapanlar ilgi çekmedi...
Hepsinin farklı bir tadı vardı,
Hepsi birbirinden güzeldi!..
Cenab-ı Allah, “rıza”sına nail eylesin!..
İLK DEFA UMRE AÇILIMI
Hepsi bir tarafa;
Yıllardır “milletin hassasiyetleri”ni hiçe sayan, hatta “halkı dinden soğutmak” için “masabaşı haberler” yapmaktan çekinmeyen kartel gazeteleri, bu yıl bir “ilk”e imza atıp, “Umre açılımı” bile yaptı.
Birçok tartışmaya yol açsa bile, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün “Umre”ye gitmiş olması, dileriz ki “hayırlara vesile” olur… Çünkü bu ziyaret; öyle inanıyoruz ki, “gündemlerinde Hac ve Umre bulunmayan” birçok insanın gündemine “kutsal topraklar”a gitmeyi sokmuştur…
Haa, bu ziyaretin “hata”ları yok mudur, “eksik”leri yok mudur?.. Elbette vardır… Ama, bütün “hata ve eksik”lerine rağmen oralara gitmiş olmak, en azından “bakış açısı”nı etkileyecek, “Müslümanları anlamaya” vesile olacaktır!..
Oldu bile!..
Biraz önce dediğimiz gibi;
İlk defa bu yıl; “gerilimsiz, kavgasız, tartışmasız” bir Ramazan geçirdik…
Sırf bu bile bir “kazanım”dır!..
Başbakan Tayyip Erdoğan da bu yıl bir “ilk”e imza atarak, “kavgasız ve gürültüsüz” geçen bu aya büyük katkı sağlamıştır… Erdoğan’ın, Dolmabahçe Sarayı’nda verdiği “iftar yemeği”ne, ilk defa “medyanın üst düzey yöneticileri”ni davet etmesi, güzel bir jestti!..
Hasılı kelâm, güzel bir Ramazan’dı…
RAMAZAN SAYFAMIZA GÖSTERİLEN İLGİ
Bize gelince… Geçen yıllardan farklı olarak, Vakit de bu yıl bir “ilk”e imza attı… Biliyorsunuz, geçtiğimiz yıllarda, “son sayfamız ve arkası”nı Ramazan’a ayırıyorduk… Bu yıl, “orta sayfalarımız”ı ayırdık… Bu sayfamızda, gerek “geçmiş Ramazanlar”dan örnekler verdik, gerek “ilmihal bilgileri”ni aktardık ve gerek “röportaj”lar sunduk ki; gerçekten “dolu bir sayfa” oldu… Hem “görsel” olarak, hem de “muhteva” yönünden son derece “doyurucu” oldu… Gördük ki; bu çalışma sizlerin de büyük “teveccüh”üne mazhar olmuş… “Takdir” ve “tebrik”leriniz için “teşekkür” ediyoruz.
Tabiî, bu takdir ve tebriklerinizi; “muhteva”yı hazırlayan Fatih Uğurlu arkadaşımıza, sayfanın “mizanpaj”ını yapan Şafak Bozkurt arkadaşımıza ve hepsi birbirinden güzel “röportaj”larıyla sayfamıza katkıda bulunan “muhabir” arkadaşlarımıza ilettik… Çünkü, en büyük gayreti onlar gösterdi… Takdir ve tebrikleriniz için tekrar teşekkürler!..
Cenab-ı Allah, nice Ramazan’larda, nice güzellikler yaşamayı nasip etsin… Bu yıl olduğu gibi; gelecek yıllarda da “gerilimsiz, kavgasız, huzur ve barış içinde” bir Ramazan yaşarız inşallah… Bu duygularla, bir defa daha “Ramazan Bayramı”nızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz.
Selâm, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle...