Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Ergenekon davası, statükonun testisini çatlattı...

Ergenekon davası, statükonun testisini çatlattı...

Kamuoyu giderek bir hakikati ayan beyan görüyor: Türkiye'de, Ergenekon davası üzerinden büyük bir kavga veriliyor.
Siyaset, askerî bürokrasi, medya ve yargı alanlarında; psikolojik savaşın, karşılıklı hamlelerin, bu karşı karşıya gelişin emarelerini hemen her gün görmek mümkün. İşte en son Ramazan Bayramı'nın ilk gününde, CHP lideri Baykal ile DP lideri Cindoruk'un söyledikleri... Deniz Baykal, Silivri'deki gerçek aydın ve vatanseverleri saygıyla selamlarken, Hüsamettin Cindoruk da; ''Eğer demokrasi olsaydı, ülkenin bilim adamları, rektörleri, parti genel başkanları, televizyon sahipleri, önemli kimlik ve kişileri, bir toplama kampına götürülmezdi." dedi.

Statükonun direnmesi, tabii ki beklenen bir şey. Demokrasiyi varmış gibi gösteren vesayetçi sistem, elit azınlığını, elindeki bütün güçleri tabii ki ayaklandıracak ve cepheye sürecektir. Kolay değil, millet iradesine ipotek koyan perdeli irade, yıllardır sahip olduğu imkânları kaybediyor. Bütün köyün ağası iken, "demokrasi olsun, herkes yerini bilsin, kimse hukuk dışına çıkamasın ve herkes hesap verebilsin" diye yükselen seslere tahammül edebilir mi?

Dikkat çekici bir gelişme daha var. Ergenekon üzerinden yürütülen kavga, şimdilerde Kürt açılımı zeminine de kaydı. Bu da beklenen bir şeydir. Çünkü Ergenekon'la PKK terörü ve Kürt sorunu arasında da bağlar ve bağlantılar var. 17 bin faili meçhul cinayetin anlattığı nedir? Terörün devamının, vesayetçi sisteme taşıdığı kanın rolü ve tesiri nedir? Terör bitince, devlet içindeki hukuk dışı yapılar çökünce, demokrasi hamlesi nasıl bir güç kazanır? Türkiye'nin siyasî yapısı bundan nasıl etkilenir? Bunlar iç içe hayatî sorulardır...

Ergenekon davası, Türkiye'de demokratikleşmenin doğum sancısıdır. Doğum, vaktinde ve sağlıklı olursa Türkiye düze çıkacaktır. Tersi, bebeği de, anneyi de kaybetmekle sonuçlanabilir...

Bu ülkede demokratikleşmeyi, milli iradenin geçerli olmasını, özgürlüklerin genişlemesini, hukukun üstünlüğünü isteyenler, savunanlar duruşlarını asla bozmamalıdır. Nasıl Sayın Baykal ve Sayın Cindoruk, bir bayram gününde bile davalarına sahip çıkıyorsa, bizler de dik durmalı, davamıza onlardan daha fazla sahip çıkmalıyız. Bazen, etraftan duyuyorum; işte Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV grubunun da içinde bulunduğu alternatif medya için; "efendim onlar da Ergenekon davası üzerinde çok duruyorlar" diyenler oluyor. Az bile yapıyoruz. Şu kadarını söyleyeyim; eğer demokrasi cephesindeki medya, sorumluluğunu yerine getirmede biraz gevşek davransın, Türkiye belini doğrultamayacak darbeler alır...

Devlet içindeki hukuk dışı yapılanma, henüz bütün kurumlardaki uzantıları ile açığa çıkarılamadı. Pek çok kurum içinde güç ve etkileri halen devam ediyor. Ergenekon davasının, bütün bağlantıları ortaya çıkarmak üzere derinleştirilmesi, elbette siyasî yapıyı da, kurumları da ciddi biçimde etkileyecektir. Bunun, şimdiden tahmin edemeyeceğimiz sonuçları olacaktır.

Henüz cevaplayamadığımız temel soru şudur: Bu görünür direnç hali, kontrollü bir durum mudur? Yani, mesele ustura üzerinde yürüyor ve acele etmek, ya da yanlış bir adım, devleti de ülkeyi de kaosa götürebilir endişe ve ihtimali, ağır mı basıyor? Eğer böyle ise, bazı kurumların bazen öyle, bazen böyle davranmalarının izah edilebilir bir yanı vardır.

Ama öyle değil de, hukuk dışı yapı; bir dar geçide girdiğini görüyor, bazı tavizlerle geri çekiliyor gibi yapıp yeniden güç kazanmayı hesaplıyorsa, işte bu vahimdir.

İşin gerçeğini bilmiyoruz. Yukarıdaki iki ihtimal de geçerli olabilir. Devlet içinde iki ayrı güç odağı olabilir ve aralarındaki kavganın kıyasıya devam ettiğini de düşünebiliriz.

Henüz ortada bir netlik yok ama kesin bir şey var: Millet vicdanı uyandı artık. Bulanık bakışların yerini, hakikate çevrili gözler aldı. Hayal perdesi yırtıldı, Türkiye eski Türkiye değil artık... Ergenekon davası, statükonun testisini çatlattı. O testiyi kimse yapıştıramaz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi