Baykal’a ne demeli?
CHP ile asker arasına giren kara kedi bir süredir kendini gösteriyordu zaten. Hükümetin kendi acendasına uygun olarak aldığı boydan gidiyor olmasına askerin isterseniz deyin razı olarak, isterseniz deyin razı olmadan ses çıkarmayışına epeydir bozuluyordu CHP. Zaman zaman CHP ile askerin arasını düzeltecek fırsatlar çıkıyor olsa da iyi değerlendirilememiş olmalı ki bariz bir iyileşme de görülmedi. CHP’nin ucu TSK’nın ta içine uzanan Ergenekon’la ilgili operasyonu hafife alıyor olması fayda etmemiş olmalı ki hâlâ soğuk rüzgarlar esmeye devam ediyor. Son olarak Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Kürt açılımıyla ilgili açıklamasını eleştirdi CHP lideri. Başbuğ malum, Güneydoğu halkının terör ve siyaset ağalarından çektiğini söylemiş, halkın bu ağalardan temizlenmesi gerektiğine işaret etmişti. Baykal da şimdi bunu eleştiriyor, Genel Kurmay Başkanı’nın siyaset yaptığını, askerin siyasetten elini çekmesi gerektiğini söylüyor. Bu sözler karşısında bize de şaşkınlık içerisinde Allah Allah demekten başka birşey kalmıyor. Allah Allah. İnsan ancak bu kadar pişkin olabilir herhalde. Veya halkı zeka özürlü yerine koyabilir... Baykal’ın bu sözleri karşısında gözlerim yaşardı desem çok mu sarkastik kaçmış olur bilmem ki. Ayol insan vatandaşının gözünün içine baka baka bunu nasıl söyler. Demezler mi afedersiniz Sayın Baykal size bir sorumuz olacaktı. Madem bu kadar demokrasi aşığıydınız, askerin siyasete girmesine karşı idiniz peki o zaman Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi partinizin ordu göreve pankartlarının dalgalandırıldığı o meşhur Cumhuriyet mitinglerini yapmasına nasıl razı oldunuz? Zat-ı aliniz bu denli demokrasi aşığı idiniz de neden 27 Nisan e-muhtırası yayınlandığında duruşunuzu ordudan yana sergilediniz? Pekala olur, o kadar berilere gitmeyelim. O zaman şunu soralım Sayın Baykal’a: Emekli, muvazzaf, her çeşitten apoletli güruhu kapsamına alan derin devlet soruşturmalarına ne demeye karşı çıkıyorsunuz? Ergenekon davası, sivil otoriteye, halk iradesiyle seçilmişlere karşı yapılmak istenen darbe girişimlerinin hesabını sormak için açılmadı mı? Şimdi siz bu davanın neresindesiniz, karşısında mı yanında mı? Biz cevap verelim: Karşısındasınız. O işe gelince demokrasinin esamesini okumuyorsunuz, bu işe gelince birden ordu siyasete girdi yaygarası koparıyorsunuz. Hangisine inanalım Sevgili CHP? Yoksa bunlar hep böyledir, işlerine gelince öyle, gelmezse böyle görünürler deyip geçelim mi...
Grup Duman ne yaptığını bilmiyor!
Rock grubu Duman’cılar son albümlerindeki bir parçada, üstelik adı “Rezil” olan bir şarkı bu, İhlas Suresi’nin ayeti kerimesinin bir bölümünü alıp, abuk subukluklar da ekleyerek dinimizle açıktan alay ediyorlar. Yetkililer neredeler, sorarım! Yoksa yıllardır dolaylı veya dolaysız olarak dine sövenlere yaptığımız gibi buna da mı sessiz kalacağız, razı olacağız ve hatta birçoklarında olduğu gibi onları da mı ödüllendireceğiz?.. Tam da siz bu yazıyı okuduğunuz sıralarda liderliğini yaptığımız İslam Konferansı Örgütü’nün kırkıncı yıl kutlamalarının hükümet erkanımızın da katılımıyla yapılıyor olması ve İKÖ’nün bu konudaki tepkisizliği nasıl açıklanabilir, merak ederim...
Türkiye’nin imajı
Kültür ve Tanıtma Bakanı Ertuğrul Günay ülkemizin batı dünyasında yanlış tanındığından yakınmış ve bunu düzeltmek için gayret sarfettiklerini söylemiş. Konu, Türkiye’nin şimdiye kadar dışarıda yaygın olan imajı. Lokum, fes ve dansözden oluşan bir görünüm bu. Sayın Bakan “Böyle bir Türkiye yok!” diyerek isyan etmiş. Eeee, ne yapacaksınız... Avrupa’daki her vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti tarihini sular seller gibi ezberleyip yutacağını beklemeyeceksiniz herhalde. Adamlar inkılapları öğrenmeyince de durum olan bu oluyor haliyle. Hadi diyelim bu onların kabahati. Yani batılıların cahilliği. Ama Türkiye imajının çarpıtılmasında bizim hiç mi payımız yok dersiniz? Bir bir inceleyelim: Lokum zaten bizim imajımızın bir parçası. Burada bir sorun yok. Lokum denince ister doğuya gidin ister batıya Türk lokumu anlaşılır istisnasız. Keşke bu yaprak dolması, döner ve baklava için de böyle olsa... Ama maalesef bunları Yunanlılara ve Araplara çoktan kaptırmış durumdayız. Neyse gelelim fes ve dansöze. Fese söylenecek pek bir şey yok. Ülkemizde parmakla sayılacak birkaç kişi dışında fes giyeni görmedim. Bu gerçekten yanlış bir imaj. Ayrıca unutmayalım ki fes aslında Osmanlı’da batılılaşmayı temsil eden bir unsurdu. Şimdi gericiliğe işaret ettiğine bakmayın siz... Yani bakan bey bu konuda haklı. Ancak aynı şeyi dansöz eleştirisi için söyleyemeyeceğim. Zira bu ülke daha geçen aylarda bir şarkıcısına dansöz kıyafeti giydirdi de uluslararası bir yarışmaya yolladı. Hatırlayınız: Eurovizyon için hazırlanan kıyafet konusunda ne gürültü patırtı çıkarılmıştı. Harika bir kıyafet, geldi geliyor, çığlıkları arasında süren beklenti sonunda birçoğunun ağzını açık bırakmıştı. Şaşkınlıktan. İnsana, bula bula bunu mu buldunuz dedirtecek türden, son derece inovasyondan uzak, tam anlamıyla bir dansöz kıyafeti çıkmadı mı karşımıza? O günlerde AK Parti bakanının sesinin çıktığını hatırlamıyorum.
Biz de “Acaba Costner ne düşünüyor” diye merak ediyorduk (!)
Amerikalı aktör Kevin Costner hükümetin Kürt açılımına destek vermiş. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Profesör Dr. Edibe Sözen’in verdiği bilgiye göre Costner “Türkiye’nin demokratikleşmesi ve insan haklarına verdiği değerin yeni bir ifadesi olan demokratik açılımı candan desteklediğini” bildirmiş. Nereden bulur AKP bu adamları bilmiyorum. Önce de yazdım. Eleştirdim. Bu tür tutumların içimize işlemiş “doğulu” kompleksinden kaynaklandığını düşünüyorum. Costner’ın diliyle bir daha tenkit edelim: Who caresssss! -kimin umurunda- Veya şunu diyelim: Yapmayın arkadaşlar. Biraz ayıp oluyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.