D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Türkçe ve Cumhuriyet

Türkçe ve Cumhuriyet

Türkçenin Cumhuriyet’ten sonra önem kazandığı, resmî dil olduğu ve Türkiye’nin iletişim dili hâline geldiği neredeyse mütearife gibi tekrarlanan bilgiler arasında.
“Resmî ideoloji” kriterini bu bilgilere de uygulamamız gerekiyor! Resmî ideoloji, türkçenin Cumhuriyet’ten sonra önem kazandığını, güçlendiğini, iletişim dili haline geldiğini bize öğretiyor. Bu bilgilerin doğruluğunu araştırmak da kimsenin aklından geçmiyor.
Genelkurmay Başkanı’nın Mardin’de türkçenin Türkiye’nin iletişim ve ticaret dili olduğu beyanından sonra Radikal’de Âkif Beki bunu bir çerçeve içinde ifade etmek için “Lingua Franca” tâbirini uygun görmüş. Ne kadar uyar, onu bilemeyiz; fakat türkçenin Selçuklu sonrası Anadolu’nun ve Arap bölgeleri dışında bütün Osmanlı coğrafyasının geçerli dili olduğunu söyleyebiliriz.
Yine resmî olarak piyasaya sürülen ve adına “dil bayramı” yapılan Karamanoğlu Mehmet Bey’in türkçeye iddia edildiği gibi ciddi bir hizmeti olmamıştır. Karamanoğlu, Selçuklu’nun son zamanlarında şehzadeler kavgasına karışmış, gerçek veya düzmece şehzade Siyavuş’u zorla Konya tahtına çıkarmış ve kendisi de veziri olmuştur. Konya gibi o zaman arapça ve farsçanın yaygın olarak konuşulduğu bir başkentte, kendisi ve askerleri türkçeden başka dil bilmediğinden aleyhine dolap çevrilmesini önlemek için diğer dillerin konuşulmasını yasaklamıştır. Bu yasak da bir ay kadar sürmüş, Konya tahtının asıl sahibi 3. Gıyaseddin Keyhüsrev Siyavuş’u ve Mehmet Bey’i ortadan kaldırmıştır. Buradaki çelişkiler bir türlü zamanenin dil ulemasının dikkatini çekmemektedir. Konya’da türkçeyi resmî dil ilan ettiği öne sürülen Karamanoğlu Mehmet Bey’in devletinde resmî dil sonuna kadar farsça olmuştur!
Türkçeyi Anadolu’da ilan etmeden resmî dil haline getiren Osmanlılardır. Osmanlı başlangıçtan itibaren türkçe konuşmuş ve yazmıştır. Türkçe altın devrini Osmanlı döneminde yaşamıştır. Türkçenin en büyük şaheserleri bu dönemde ortaya konulmuş, Avrupa ortalarına kadar türkçe yaygın ve etkili bir dil haline gelmiştir. Sonradan “Osmanlıca” olarak adlandırılan bu dönem türkçesinin çok sayıda arapça ve farsça kelime ihtiva ettiği bilinir. Farklı dillerden alınan kelimeler cümle yapısı türkçe olduğu için, ihtiyacı karşılıyorsa, anormal bir durum sayılmaz. Zengin Osmanlı dili, bütün dillerden kelime alan, böylece güçlenen bir şehir dili olmuştur. Osmanlı Devletinde türkçe şehirli dilidir. Şehir hayatına katılan, ticaretle uğraşan, tahsil yapan herkes bu dili bilirdi.
19. yüzyılda türkçe, batı ilim, fen ve edebiyatından yapılan tercümelerle arapçanın ve farsçanın önüne geçti, doğuda modern ilimlerin dili haline geldi.
Osmanlı 1876’da Meşrutî idareye geçerken Anayasa’da (Kanun-ı Esasî) türkçe resmî dil haline getirildi. Böyle bir hükmün Osmanlı gibi çok dinli, dilli ve kültürlü bir toplumda Anayasa’ya konulabilmesi türkçenin Osmanlı coğrafyasındaki tartışılmaz konumu sayesinde mümkün olmuştur.
İmparatorluğun son döneminde, modern eğitim sistemi içinde devletin bütün seçkinleri türkçe öğrenim gördü. Bernard Lewis bu okullardan mezun olan arapların iki dilli kişiler haline geldiğini, genellikle türkçeyi arapçadan daha ustalıkla kullandıklarını, aileleriyle, çocuklarıyla arapça, meslek ve okul arkadaşlarıyla türkçe konuştuklarını belirtiyor.
Geoffrey Lewis ise, “Dünya dilleri içinde kelime haznesinin zenginliği bakımından ingilizceye yaklaşmış tek dil Osmanlıcadır” diyor ve Osmanlı sonrası Arapların ve Balkan kavimlerinin türkçeden kurtulmak için mücadele ettiklerini belirtiyor. Türkiye’de de bu zengin türkçe ile alâkayı kesmek için önce harf devrimi, sonra dil devrimi yapılmıştır! Geniş bir coğrafyanın ve köklü bir tarihin zengin dili terkedilmiş, böylece Misak-ı Milli sınırları içinde bir “türkçe” oluşturulmaya çalışılmıştır. Neyse ki arıdil hareketi tam mânasıyla başarılı olamamış ve böylece türkçe Türkiye’de etkisini ve varlığını sürdürebilmiştir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi