Kutsal topraklardan!
Bir süredir uzaklardaydık! Günlük politikaların ve gelişmelerin uzağında kalmıştık!
Dolayısıyla bu süre içindeki yazılarımız da günlük politikalardan ve gelişmelerden uzak oldu! Kutsal topraklar da yaşadıklarımızı o günlerde aktarmak yerine bugünlere sakladık!
Kutsal topraklar söz konusu olunca genelde hep klasik şeyler söz konusu edilir!
Biz ise klasik konuları geçerek o kutsal topraklarda yaşadığımız ve bize ilginç gelen olayları sizlerle paylaşmak istedik!
Ramazan ayının son on beş gününü geçirdiğimiz kutsal topraklardaki ibadet temposuna ayak uydurabilmek gerçekten çok büyük bir efor gerektiriyor!
Günün büyük bir bölümü ibadet ile geçiyor, adeta bir imam bırakıyor, öteki imam devam ediyor!
Bu tempolu günler ilk etapta insanı biraz zorlasa da giderek böyle bir ibadete ayak uydurmak başarılıyor!
Dünyanın dört bir tarafından gelen din kardeşlerimiz ile birlikte ibadet ediyor olmanın verdiği haz ise tarif edilebilecek gibi değil!
Gerçi aramızda kimi farklılıklar var bunlar çok büyük bir önem arz etmiyor! Evet, insanlar genelde kardeşlik vurgusunda bulunuyor ama kimi kafalardaki art niyetler de tükenmiş değil!
Yıllar önce Türkleri Araplara karşı, Arapları da Türklere karşı dolduran çevrelerin oldukça başarılı olduklarını teslim etmek gerek!
Çoğu Arap kardeşimizin yüzündeki o tatlı tebessümlerle bizleri bağırlarını basışlarını unutmamız kuşkusuz mümkün değil!
Ama aralarında Türklere ve Türkiye karşı olumsuz bakış sahiplerinin hala bulunduğu da inkar edilemeyecek bir gerçek!
En ufacık olayı bahane ederek hasmane tavırlar sergilemeleri elbette affedilir gibi değil!
Ne var ki aynı sıkıntı kimi Türklerde de sürüyor!
Mesela Arap kardeşlerimiz umrecilerin otellerinden Kabe'ye rahatça gelip gidebilmeleri için yüzlerce otobüsü servise koymuşlar!
Bu otobüslere iniş binişleri de kendilerine göre düzenlemişler!
Ailelerin bir turnikeden, tek başına gelmiş olanların ise başka bir turnikeden otobüslere binmeleri için düzenlemeler yapmışlar!
Ne güzel değil mi?
Ama gel de bunu benim Türk kardeşime anlat!
Bir gün otobüse binmek isterken yanlışlıkla ailelerin geçeceği turnikeye doğru yönelince Arap kardeşlerimizin uyarısı ile sadece erkeklerin geçeceği turnikeye yönlendirildik!
Türk kardeşimiz işin aslını bilemediği için bize dönerek "Bak Türkleri nasıl ayırıyorlar" diye kafasındaki art niyeti ortaya koyuverdi!
Dilimiz döndüğü kadar ona olayı anlatmaya çalıştık ama ne kadar anlatabildik bilemiyoruz. Kutsal topraklarla ilgili anılarımızı birkaç gün sürdürmek istiyoruz! Yarın anılarımızın bir başka bölümünü sizlerle paylaşmak üzere hoşça kalın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.