Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Sarsıcı Kıyamet Tasvirleriyle Hakka Suresi Tefsiri

Sarsıcı Kıyamet Tasvirleriyle Hakka Suresi Tefsiri

Bu haftaki kitabımız, dünyevi gözlükle acı bir reçete gibi olsa da uhrevi reçete olarak isteyenlerin kurtuluşa ermesi için uyarıcı mahiyette kıyameti anlatan bir eser. Kur’an-ı Kerim kaynaklı kitabın yayıncısı Işık Akademi Yayınları, yazarı ise Dr. Faruk Tuncer.
Kur’an’da “Haşir” veya “Kıyamet” sahneleri veya ahiret düşüncesini işleyen pek çok ayet ve sure vardır. Ancak bunların arasında “Hakka Suresi’nin” ayrı bir yeri vardır. Bu suredeki harflerin ve kelimelerin seçilişi bile surenin mana ve muhtevasındaki farklılığa destek vermektedir.
Hakka Suresi, adından da anlaşılacağı gibi kıyameti ve onun ahvalini anlatmaktadır. Surede kıyamet, kıyametin şiddeti, kıyamet manzaraları, kitabı sağından ve solundan verilenler gibi konular işlenmektedir. Meselenin kâfirlere bakan yönü olduğu gibi, mü’minlere bakan yönü de vardır.
Hakka Suresi’nin tefsiri olan eserde ayetlere ve hadislere dayalı olarak kıyamet günü ve sonrası enine boyuna anlatılmış. Anlatılan kıyamet sahneleri, insanın tüylerini diken diken etse ve bütün hücreleri etkilese de “hakiki iman sahipleri” için o dehşetli günde dahi kurtuluş müjdeleri verilmektedir.
Bu müjdenin anlaşılması için öncelikle Kur’an-ı Kerim hakkında bilgilenmek icap eder ki; “inananlar ile iman edenler” arasındaki o ince çizgi anlaşılabilsin. Kur’an’a bir inanan, bir de Kur’an’ı yaşayanlar vardır. İşte inanan ile iman eden arasındaki ince çizgi, burada ortaya çıkmaktadır.
Ahsen-i takvim sırrının temsilcisi insanı muhatap alan ezeli kelam Kur’an-ı Kerim, içinde yaşadığımız kâinat kitabının bir tercümesidir. Görünen ve görünmeyen âlemin en büyük müfessiridir. Kâinatın yaratıcısının yerde ve gökteki gizli hazinelerinin açıklayıcısıdır. Hadiselerin altında gizli kalan gerçeklerin anahtarıdır.
Kıyamet günü ve sonrasını anlamak için ya Kur’an’ı ya Hadis-i Şerifleri ya da güvenilir İslam âlimlerini okumak ve dinlemek gerekir. Hadis-i Şerifler ve fıkıh bilginleri de kıyameti yine Kur’an-ı Kerim çerçevesinde anlatmaktadırlar. Kur’an-ı Kerim dışında hiçbir yerde kıyamet net olarak anlatılamaz, anlatılması da mümkün değildir.
Kur’an-ı Kerim kıyameti sık sık anar. Öyle ki, sahabe kıyametin hemen kopacağından endişe etmiştir. İşte İslam’daki kıyamet telakkisinin diğer dinlerdeki kıyamet inancından farkı, bu noktada daha belirgin hale gelir. Diğer dinlerde kıyamet, kâinatın sonuna ait bir bilgi ve haber olmaktan öteye geçmezken, İslam’da kıyamet inancı ve duygusu, hayatın içine girer ve bir nevi, “Kıyamet şuuru” halini alır.
Bu şuurla donanmış Müslüman, her saat yaratıcısının karşısına çıkacakmışcasına bir hazırlık içindedir. Yani kıyamet öylesine hayatla iç içedir ki, hayatı tablolaştırır ve Müslüman her anını şuurla izleyen, kendi kendinin bekçisi, gözcüsü yapar.
Kıyamet, Müslümanın içinde ikinci bir melek gibi onunla birliktedir, ondan kopmaz ve ayrılmaz. Öbür dinlerde kötümserliğe ve hareketsizliğe veya dünya taparlığa götürüşüne karşılık, İslam’da canlı tutan bir motiftir, ölümden önce gelebilecek dünyanın bir mayasıdır.
Kıyametin yakınlığı veya uzaklığı, umut veya umutsuzluk verici bir şey değil aslında. Özleri bozulmuş, temelleri kaymış dinler; insanları kıyamet telakkileriyle bir kanserliğinin ruh durumuna düşürüyorlar. Bunun için ya düşmandan tam koparıyor ya dünyaya çılgınca bağlıyorlar. İslam’da ise kıyamet ister uzak olsun, ister yakın, bir saat sonra olacakmış gibi öte hesabına hazır olma şuurunun birinci kaynağı ve gözle görülme halidir.
Müslüman, yaratıcıya teslim olmuş kişidir. Her an O’nun kıyametine de kendini teslim etmeye hazır kişidir. Müslüman vücudunda bir kıyamet taşıyan ve onları en şiddetli bir kıyametle sarsan bir kıyamet adamıdır.
Eğer ölüm korkusu, kıyamet korkusunu geride bırakıyorsa, o kişi; mala, mülke, şana, şöhrete ve paraya karşı, hırs ve tarifsiz arzular içerisinde demektir. Yok, her an kıyametin kopacağına inanıyor ve ölüm korkusunu ikinci plana atabiliyorsa, o kişi; kendisine çeki düzen veriyor, öteki âleme hazırlanıyor demektir.
Eser hakkında bilgi için, Işık Akademi Yayınları; 0216 318 42 88

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi