“Korku Cumhuriyeti” öyle mi?
Sürekli başkalarının fikir ve görüşlerini kullanıp, kendine ait orijinal fikir ve görüşü olmayan zihniyet, yeni bir gerekçeye sığındı. “Korku Cumhuriyeti.” Güler misin, ağlar mısın? Şu anda iş başında bulunan hükümetin, çok dikkat çeken bir ifadesi var: Biz dersimize iyi çalışıyoruz... Bir zamanlar Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına elini kolunu sallaya sallaya giden hükümetin yerini, şimdi derslerine iyi çalışan hükümet aldı. Askeri kanat, statüsü- konumu gereği disipline azami riayet eder. Ve ellerinde dosyalar olduğu halde, toplantılara katılır.
İstedikleri olmayan, bu ülkeyi kendilerine tapulu gören dinozor zihniyet şimdi panikte. Ülkeyi saran her türlü olumsuzluktan, mikroplardan, bir nevi virüslerden temizlemek isteyen insanların icraatlarının adı Korku Cumhuriyeti oldu. Utanmadan, sıkılmadan dış ülkelerde böyle konuşuyorlar. Bir zamanların meşhur “Cumhuriyet Mitingleri” de şu anda işe yaramayınca, fos çıkınca, mitinglerin arka bahçesinde pis kokuların teşhiri yapılınca, payanda zihniyet panikledi.
Aynı zihniyetin, bir zamanlar, ülkeyi yiyip bitirenlerin, halkımıza her türlü korkuyu salanların döneminde gıkı çıkmıyordu. Ülkenin Başbakanı Avrupa’ya gidiyor ve “Bizleri desteklemezseniz, şeriat gelir” diyordu. Bin yıllık şerefe ve temiz geçmişe sahip olan bir ülkeyi, gayrimüslim ülkelere şikayet ediyorlardı. Ne var ki ne Sayın Bahçeli ve ne de Sayın Baykal’dan küçük bir tepki dahi duymuyorduk. Halkçı geçinen Sayın Baykal’a ve Sayın Bahçeli’ye tekrar hatırlatalım. Korku Cumhuriyetinin yeni mimarlarına da lazım olur bu hatırlatmalar:
¥ Topyekûn savaş,
¥ MGK devletse Meclis nerede?
¥ Hâkimler de fişleniyor,
¥ Türkiye sizinle rezil oluyor,
¥ Savcı adam öldürüyor serbest kalıyor.
¥ Jandarma cezaevinden mahkûm kaçırıyor.
¥ Dünyaya rezil ettiler.
¥ Türkiye yarı açık cezaevi oldu.
¥ BÇG işbaşında.
¥ Her yer karanlık,
¥ Çıldırmaya az kaldı.
¥ Vah Türkiyem vah,
¥ Ankara komünist gibi,
¥ Mülkün temeli çöktü,
¥ Dört yanımız çete,
¥ İnsan haklarına kurşun,
¥ Devlet çöküyor,
İşte 1989 tarihinde gazetelerin baş haber yaptığı konulardan sadece birkaçı. Ama o dönemin Atatürkçü geçinenleri, laikliğin savunucuları, Cumhuriyetin istismarcıları için bir korku yoktu. Ekmek elden, su gölden hayatı vardı. Cepler dolu, masalar zengin, vur patlasın, çal oynasın dünyası.
Bu insanlar, ne anlarlar, ne bilirler doğu insanının halini? Ne demek açılım? Öyle bir dertleri yok ki... Hamile kadın köyünden şehre kızakla gelirken yolda ölmüş, önemli mi onlar için? Namaz kıldığından dolayı, Allah’ın farzlarından biri olan tesettür emrini savunduğundan dolayı üniversitelerden atılan onlarca öğretim görevlileri, hiç ilgilendirir mi istismarcı zihniyeti?
“Korku Cumhuriyeti” öyle mi? Tavandaki fareleri güldürtmeyin kendinize. Bu ve benzeri sözler, bir zamanlarda birilerine gönderme yapılırken işe yarıyordu. Şimdi at onu çöp tenekesine. Bu ülkede mevcut hükümet muktedir olmasa da halkın vicdanı yani sağduyu bugün muktedir olma mücadelesini vermektedir.
“Korku Cumhuriyeti” sloganının faillerine ricamız şudur. Ellerinizi başınıza koyun ve düşünün. “Bizler ne yaptık ki, başımıza bunlar geldi” deyin. Belki dilleriniz konuşamaz. İsterseniz ben söyleyeyim: Sizler, haksızlık yaptınız. Halkımıza, Müslümanlara, başörtülü hanım ve kızlara haksızlık yaptınız. Alın terinden oluşan vergileri çarçur ettiniz. İmam Hatip neslini bu ülke için kara leke gördünüz. Dinden korkuttunuz. Allah’a adeta harp ilan ettiniz. Rabbimiz ise alaya aldığınız, çağın dışına itmek istediğiniz tüm gerçekleri şimdi başınıza geçirdi.
Şimdi düşünmek zamanı. Düşünün. Bir de ahiretinizi düşünün. 70 milyon insan üzerinde oynadığınız iğrenç komploları düşünün. Büyük mahkeme yaklaşıyor. O mahkeme Silivri’deki mahkemeye benzemez. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı sorulacaktır orada. Ağlattığınız, işten, görevden attığınız ve mağdur olmasına sebep olduğunuz mazlumlar tek tek haklarını alacaklar orada. Biz bekliyoruz, siz de bekleyiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.