Ayrılık!
Türkiye ne bir muz cumhuriyeti, ne de İsrail’in sömürgesidir..
İsrail’in artık bazı şeyleri anlaması gerekiyor..
TRT’deki bir diziye karşı gösterdikleri öfke ve tepki aslında bir bakıma gördükleri manzaraya karşı vicdanlarının kanadığını gösteriyor..
Ama yapmaları gereken, filme tepki göstermek değil, yaşanan bu gerçeklerin sorumlularına yöneltmeleridir öfkelerini..
TRT’de yayınlanan dizideki sahnelerin tartışma haberlerinin basında yer aldığı gün, bir başka haber daha vardı basında.. BM İnsan Hakları Komisyonu, İsrail’i insan hakları ihlalleri sebebi ile mahkûm eden bir karar almıştı..
TRT’ye yansıyan gerçekler, aslında evrensel bir öfkenin altını çiziyordu..
İsrail bu gerçeğin üzerini öfkeli açıklamalarla örtemez..
İsrail’i eleştirmek ne zamandan beri anti semitizm oluyor?..
İsrailliler TRT’yi eleştirmeden önce Tevrat’ı toplatsınlar, güçleri yetiyorsa.. Tevrat’ta bu kavmin içinden bazı toplulukların nasıl taşkınlıklar yaptıkları anlatılır bize.. “Dinle ey İsrail” diye sert bir şekilde uyarır..
Bugünki İsrail’in yaptıklarının, dün o uyarılan topluluklardan ne farkı var!
Daha önce yine aynı başlıkla şunları yazmıştım: “Onlar Kur’an'a iman etmediler. Bari ‘iman ettik’ dediklerine uysalardı, ama ‘kan dökmeyeceksin’ dendiği halde kan döküyorlar.” (İşaya Bab 1) “Ah ey suçlu millet! Haksızlığı yüklenmiş olan kavim, kötülük işleyenlerin zürriyeti, baştan çıkmış çocuklar! Rabbi bıraktılar da İsrail'in Kuddus'unu hor gördüler. Yabancılaştılar ve gerilediler. Niçin sapıklığı artırarak yine vurulmak istiyorsunuz? Rabbinizin şeriatına kulak verin. Temizlenin. Kötülük etmekten vazgeçin. İyilik etmeyi öğrenin, adaleti arayın. Ezilmiş olana doğruluk edin, öksüzün hakkını koruyun. Dul kadının davasına bakın.. Fakat asi olursanız sizi kılıç yiyip bitirir.. Sadık şehir nasıl fahişe oldu. O şehir ki; hakla dolu idi. Şimdi ise adam öldürenlerle dolu. Gümüşün curuf oldu. Reislerin asi, ortakları hırsız! Her biri rüşvet yiyor.. Öksüzün hakkını vermiyorlar. Ve dul kadının davasına sahip çıkmıyorlar..”
İman ettik dedikleri kitapta (Levililer 27-33)’de böyle denmedi mi? “Ve eğer bununla da beni dinlemezseniz ve bana karşı yürürseniz, o zaman ben size karşı öfke ile yürüyeceğim. Ben de suçlarınız için sizi yedi kat tedip edeceğim. (...) Ve yüksek yerlerinizi yıkacağım. Ve güneş putlarınızı devireceğim. Ve leşlerinizi putlarınızın leşleri üzerine koyacağım. Ve canım sizden nefret edecek. Ve şehirlerinizi çöl edeceğim. Ve makdislerinizi ıssız bırakacağım. (...) Ve ben diyarı ıssız bırakacağım. Ve onda oturan düşmanlarınız bundan dolayı şaşacaklar. Ve sizi milletler arasında dağıtacağım. Ve ardınızdan kılıç çekeceğim. Ve diyarınız ıssız olacak. Ve şehirleriniz çöl olacaklar.”
“Çünkü memlekette hakikat ve iyilik ve Allah bilgisi yok. Lanet ve yalan ve adam öldürme ve hırsızlık ve zinadan başka bir şey yok. Zorbalık ediyorlar ve kan üstüne kan döküyorlar. Bundan ötürü memleket yas tutacak (...) Onda oturan herkes zebun düşecek.” (Hoşea Bab 4) “Allah’ın Şeriatını unuttun, ben de senin oğullarını unutacağım. Onların izzetini utanca döndüreceğim. (...) Yiyecekler doymayacaklar, zina edecekler ve çoğalmayacaklar. Çünkü Rabbi dinlemeyi bıraktılar!” (Hoşea Bab 4). “İsrail kirlendi (...) Çünkü sahtekârlık ediyorlar. Ve evlere hırsız giriyor, dışarıda ise haydut çeteleri soyuyor” (Hoşea Bab 6-7)..
“Çünki İsrail kendini yaratanı unuttu ve saraylar yaptı ve Yahuda duvarlı şehirlerini çoğalttı. Fakat onun şehirleri üzerine ateşi göndereceğim. Ve onun saraylarını yiyip bitirecek (...) kötülük ektiniz, fesat biçtiniz. Komşusunun sınırının yerini değiştiren lanetli olsun. Bütün kavim amin diyecek (...)
Garibin, öksüzün ve dul kadının hakkını yiyen lanetli olsun ve bütün kavim amin diyecek (...) Gizlice komşusunu vuran lanetli olsun, bütün kavim amin diyecek. Suçsuz adamı öldürmek için rüşvet alan lanetli olsun. Bütün kavim amin diyecek. Bu şeriatın sözlerini yapmak için onları tasdik etmeyen lanetli olsun ve bütün kavim amin diyecek.” (Tesniye Bab 28)
“Rabb seni düşmanlarının önünde kırdıracak. Onlara karşı bir yoldan çıkacaksın ve onların önünde yedi koldan kaçacaksın. Ve dünyanın bütün ülkelerinde serseri olacaksın. Ve göklerin bütün kuşlarına ve yerin vahşi hayvanlarına leşin yem olacak. (...) Rabb seni çılgınlıkla ve körlükle ve yürek şaşkınlığı ile vuracak. (...)
Yollarında muvaffak olamayacaksın. Ve ancak daima sıkıştırılmış ve soyulmuş olacaksın. Ve seni kurtaran olmayacak. Bir kadınla nişanlanacaksın, onunla bir başka adam yatacak. Ev yapacaksın ve onda oturmayacaksın. Bağ dikeceksin ve fakat faydasını görmeyeceksin. (...)
Aranızda olan garip sana üstün oldukça üstün olacak. Ve sen aşağı indikçe aşağı ineceksin. O baş olacak, sen ona kuyruk olacaksın. Ve bütün bu lanetler senin üzerine gelecek. Ve sen helâk oluncaya kadar seni kovalayıp sana yetişecekler. Çünkü sana emretti, emirlerini tutmak için Allah’ın Rabbin sözünü dinlemedin.” “...Yahuda hâlâ Allah’a ve sadık olan Kuddus'a karşı dizginsizdir.” (Hoşea Bab 11)
Bunlar TRT’nin Ayrılık dizisinden alıntılanan cümleler değil..
Daha size bunun gibi, onlarca cümle getiririm..
Şimdi düşünün, bu söylenenlerden, lanetlenenlerden ne farkınız var!
Böyle giderseniz helak olacaksınız..
Birleşmiş Milletler’e bağlı İnsan Hakları Kurulu, gündeme aldığı Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone başkanlığındaki BM heyetinin Gazze’ye ilişkin hazırladığı raporun, 6 muhalif ve 11 çekimser oya karşılık 25 oyla kabul edildiğini unutmayın..
Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve göreceksiniz gelecek günler, bugün yaşananlardan daha çok acıtacak.. Çünki, gün döndü!
Şimdi “Ayrılık” vaktidir. Kimilerinizin okuyup durduğu kitapta ne yazıyordu: “İsrail kralı tan vaktinde mutlaka helâk olacak!” (Hoşea Bab 10).. Bu gazabtan kurtulmak için zulmetmekten vazgeçin!
Başkalarını tehdit etmekten, gerçeklerin üzerini örtme çabasından vazgeçin. Meydan okumaktan vazgeçin de kendi halinize bir bakın.
Yokuş aşağı koşar gibi kendi cehenneminize doğru koşuyorsunuz, kendi sırtınızda, kendi cehenneminize odun taşıyorsunuz..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.