LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Amerika’daki Al Capone, Türkiye’deki Çal Capone!

Amerika’daki Al Capone, Türkiye’deki Çal Capone!

- Lütfü Bey; Başbakan Erdoğan’ın, cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçağına yol açan Aydın Doğan’ı kaçakçılık, dolandırıcılık, gaspçılık gibi her türlü pis işi yapan Amerikalı Al Capone’a benzetmesinin yankıları sürüyor. Üstadım, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Başbakan Erdoğan, Aydın Doğan’ı Al Capone’a benzetti; ancak onun dışındakiler ne olacak peki? Cem Uzan ne olacak peki? Diğerleri ne olacak peki? Hadi diğerlerini de biz benzetelim bari. Hadi diğerlerine de biz bir ad takalım bari. Çal Capone adı bunlara yakışacak en güzel ad değil mi?! Amerika Al Capone’un ülkesi, Türkiye ise Çal Capone’ların ülkesi! Peki Çal Capone adını taktığım kimler mi? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını çala çala zenginleşen kimlerse onlar. Vergi kaçakçılığı gibi her türlü kaçakçılık yapa yapa devleti soyanlar kimlerse onlar. El emeğinin hakkını, göz nurunun hakkını, alın terinin hakkını çala çala kendilerine servetler yapan kimlerse onlar. Bankaların içini boşaltıp, oradaki paraları ceplerine akıtanlar kimlerse onlar. Türlü türlü ihale oyunlarıyla devletin fabrikalarına, arsalarına, bankalarına neredeyse ceplerinden hiç para çıkmadan sahip olanlar ve sonra bunları yabancılara satıp, aldıkları paraları koyacak büyüklükte kasa bulamayan kimlerse onlar. Devletin hazinesinden, milletin cebinden hortumladıklarını yurtdışına kaçırıp, yabancı bankalarda depolayanlar kimlerse onlar. “Nazar etme ne olur, çal senin de olur!” sözüne en çok kimler yakışıyorsa onlar. Ya da “Çal-kazan!” sözüne en çok kimler yakışıyorsa onlar. İşte ben bunlar ve benzeri pis işler yapıp da zenginliklerine zenginlik, servetlerine servet katanlara Çal Capone adını takıyorum! Bundan böyle artık bu gibilere kısaca Çal Capone diyelim diyorum!
SORARSAN SORUYU, YIPRATIRSIN ORDUYU!
- Genelkurmay Başkanlığı yaptıkları hataların, ihmallerin dile getirilmesi ve bu konularla ilgili soru sorulması karşısında hemen, “Orduyu yıpratmayalım” diyerek konuyu kapatmak istiyor. Nasıl yorumluyorsunuz Genelkurmay’ın bu tavrını?
- Mesela milli takımımız Ermenistan, Estonya gibi zayıf takımların bulunduğu gruptan çıkamadı ve 2010 Dünya Kupası’na katılma hakkını kazanamadı. Şimdi ben, “Milli takımımız niye böylesine zayıf bir gruptan çıkamayıp, böylesine başarısız oldu” diye sorsam, bana “Milli takımı yıpratmayalım” diye alakasız bir karşılık verilebilir mi? Milli takımın başarısızlığını sorgulamak, onun başındakilerden bunun hesabını sormak niye milli takımı yıpratmak demek olsun ki? O halde ordunun başındaki Genelkurmay’ın da başarısızlıklarını sorgulamak, yapılan hataların, ihmallerin hesabını sormak niye orduyu yıpratmak demek olsun ki? Genelkurmay, “sorarsan soruyu, yıpratırsın orduyu” der gibi bir tavrın içine niye giriyor ki? Örneğin, Genelkurmay’a “Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen silahlar orduya ait çıktı; bu konuda ne düşünüyorsunuz” diye soruluyor. Ve hemen, “Orduyu yıpratmayalım” şeklinde alakasız bir karşılık alınıyor. Örneğin, “ABD askerleri Türk subaylarının başına çuval geçirdiğinde Genelkurmay niye buna en ufak bir tepki bile göstermedi” diye soruluyor. Ve hemen bu soruya, “Orduyu yıpratmayalım” şeklinde alakasız bir karşılık veriliyor. ABD askerlerinin Türk subaylarının başına çuval geçirmesine en ufak bir tepki göstermemek orduyu yıpratmıyor da, ABD’ye karşı bu teslimiyetçiliğin hesabını sormak mı orduyu yıpratmak oluyor? Yahu Genelkurmay olarak işinize gelmeyen her soruya “Orduyu yıpratmayalım” şeklinde alakasız bir karşılık vereceğinize, “Genelkurmay’ın hikmetinden sual olunmaz” deyin de olsun bitsin bari! Hatta hani geçenlerde İstanbul’un tarihi camilerine astırılan, “Orduya şükran borçluyuz” türündeki mahyalar gibi, “Genelkurmay’ın hikmetinden sual olunmaz” diye bir mahya astırın da olsun bitsin bari!
HALKA UZAK, GENELKURMAY’A YAKIN BUNLAR!
- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, geçenlerde yaptığı açıklamada cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıktı. Lütfü Bey; ülkemizde cumhurbaşkanını halkın seçmesi fikri ilk kez sizin isminizle birlikte dile getirildiği için, bu konuda görüşü alınması gerekenlerin başındasınız. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuyu?
- Daha iki yıl önce ülkemizde bu konuda referandum yapıldı ve halk yüzde 70 gibi ezici bir çoğunlukla “cumhurbaşkanını halk seçsin” dedi. İki yıl önce bu konu karara bağlanmasına rağmen, cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ın cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkması neyin göstergesi? Elbette Cumhuriyet Halk Partisi’nin halktan korktuğunun göstergesi. Adında cumhur, halk olmasına rağmen, bu partinin cumhurla, halkla hiçbir ilgisinin olmadığının göstergesi. Oysa cumhurun başkanını bizzat cumhurun seçmesi, halkın başkanını bizzat halkın seçmesi en doğrusu değil mi? Yoksa cumhurbaşkanını halk değil de, “Benim oyum dağdaki çobanın oyuyla bir olamaz” diyerek halkı küçümseyen Aysun Kayacı gibi mankenler mi seçsin? Köpeklerine verdikleri değerin binde biri kadar bile halka değer vermeyen, halka “göbeğini kaşıyan ayılar” diye hakaret edip aşağılayan köşe yazarları mı seçsin? Bunlar ve benzerleri seçse seçse Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ gibileri seçer! Zaten bunlar ve benzerleri ne zaman ellerine bir fırsat geçse hep genelkurmay başkanlarını cumhurbaşkanı seçtirdiler. Çünkü bunlara yakın olan halka uzak olur! Nitekim şimdiki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un durumu da budur. Bakın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Kürt açılımı” vesilesiyle geçenlerde Mardin’de bir köylünün evini ziyaret etti. Ancak o köylünün evine ayakkabılarını çıkararak değil, ayakkabılarının üzerine galoş giyerek girdi. Sırf bu bile Genelkurmay Başkanı’nın halkın yaşam tarzından, halkın değerlerinden ne kadar uzak olduğunun göstergesi değil mi? Hiç halk böylelerini, özgürce oy verdiği bir seçimde, cumhurbaşkanı seçer mi? Acaba Deniz Baykal’ın cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkışı da bu yüzden mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi