Siyaset müzesi
Yeni teknolojiler nedeniyle işlevsiz kalan eşyaların örnekleri müzelerde sergilenir. Siyasette metotlar değişmese bile hedefler ve araçlar önemsiz hale gelebilir ve yenileri gündeme gelirken eskileri siyaset müzesine taşınır. Türkiye açılımlar yaparken yeniliklerin peşinde mi yoksa müzelik eşyaları mı topluyor sorusuna cevap arıyorum.
Yıllar önce 2018 yılını tasvir eden bir yazı yazmış ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kaybettiğimiz toprakların düzenlenen bir törenle iade edildiğini, arka planda develere binmiş, hurma yiyen insanların bulunduğu bir resmin yer aldığını söylemiştim. Gerçekte şu soruya cevap arıyordum: Doğal kaynakları kullanarak yaşayan hatta zengin olan ülkeler bu doğal kaynaklar değersiz hale gelince ne yapacaklardı? Petrol nedeniyle kaybettiğimiz topraklar bu durumda kimler tarafından yönlendirilecekti? Bu bölgelerde yaşanacak huzursuzlukları nasıl teskin edebileceklerdi. Bunları düşünürken doğruluğu şüpheli bir varsayımım vardı: Petrolün yerine başka enerji kaynaklarının ikame edileceğini ve bunun petrol rezervlerinin tükenmesinden önce olacağını düşünüyordum. Son yıllarda gözlenen alternatif enerji kaynaklarına yöneliş, hatta otomotiv sektöründe bu kaynakların kullanılması amacıyla yapılan araştırmalar bu varsayımımı doğruluyor muydu? Yaşanan krizde ABD’deki otomotiv sektöründe işletmelere verilen desteğin teknolojik gelişme şartına bağlanması bu hedefe mi yönelikti?
Son yıllarda önümüze açılan fırsatlar ve petrol bölgesinde etkinliğimizin artmasını sağlayacak gelişmelerin önünün açılması ve eskiden aklımızdan bile geçirmediğimiz meydan okumalarla bölgedeki prestijimizin artması bu yoldaki adımlarımız mıydı?
Dünyaya yön veren büyük güçlerin uzun vadeli planlar yaptığı, diğerlerinin kısa vadeli çıkarlarıyla ilgilendikleri düşünülürse bize tarihin çöpçüsü rolü vermiş olabilirler miydi? İlişkilerimiz geliştirdiğimizi ülkelerin sadece bugününü değil geleceğini de hesaba katmamız gerekiyordu.
Bu konuda kötümser değilim. Bölgede yeni düzenin kurulmasında etkin olacaksak bunu sağlayacak araçlara sahip olmamız da gerekir ve bu imkanımız olacak. Ancak sadece kazançlarımızı değil sorumluluklarımızı düşünmek ve buna göre hazırlık yapmak gerekir.
Önümüzdeki dönemde bölgede bazı çatışmalar çıkararak petrol arzının kısılması ve alternatif enerji kaynaklarına yönelişin hızlandırılması, bu konuda ön alan ülkelerin kazançlı diğerlerinin sorunlu hale gelmesi ihtimal dışı değildir. Bu nedenle bölgede geniş çaplı bir çatışmanın olup olmayacağını enerjideki gelişmelere bakarak tahmin edeceğim. Böyle bir durumda askerlerimize önemli görevler düşebilir.
Geleceğe yönelik senaryolar her zaman biraz hayal içerir. Bu nedenle söylediklerimin bu çerçevede değerlendirilmesi ve hayalperestlikle suçlanmamı çok doğal karşılarım. Yalnız geleceği bugünün değil geleceğin verileriyle değerlendirmek gerektiğinden şüphem yok. Eğer birisi bugüne bakıp geleceği değil de geleceğe bakıp bugünü değerlendirirse şaşırmam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.