Hayata dair küçük öneriler
1. Beklenmedik bir olayla karşılaştığınız zaman, paniğe kapılmayın. Sakin olmaya çalışarak olayı değerlendirin. İhtimalleri hesaplayın. Gerekirse yakın çevrenizle paylaşın. Sonra da hep birlikte çözümler üretin. (Hesapta olmayan gelişmeler karşısında paniklemek, zamanla kazanma ihtimaliniz bulunan şeyi peşinen kaybetmek anlamına gelir)
2. Küçük sorunlarla uykunuzu kaçırmayın. Ayrıca bütün sorunları “küçük sorun” olarak görün. Düşünün ki, kâinat kurulduğundan beri, varlığını koruyan hiçbir sorun yoktur. Her sorun bir şekilde çözülmüştür.
3. Geçmişte olup bitenleri düşünüp üzülmeyin. Geçmiş geri gelmeyeceğine göre hayatınızda bir “geçmiş” yoktur. O sadece sizin kafanızdadır. Kafanızdan geçmişin tortularını çıkarın, rahatlayın.
4. Endişeler gelecekle ilgili ise, bilin ki “gelecek” henüz gelmemiştir. Hem zaten geleceğinizin mükemmel olmayacağını nereden biliyorsunuz? İstikbal endişesine kapılıp yaşadığınız ânı kendinize zehir etmeniz çok anlamsız. Eğer tüm dikkatinizi bugününüzü iyileştirmeye verirseniz, zaten gelecek açısından karamsar olmanıza gerek kalmayacaktır.
5. “Mükemmel” olmayı başkalarına bırakın, siz “iyi” olmaya bakın ve kendinizden memnun olmaya çalışın.
6. Kendi eşinizden, çocuklarınızdan ve en yakınlarınızdan başlayarak tanıdığınız tanımadığınız tüm insanlara nazik davranın. Hatırlarını sorun. Onları hoş tutmaya çalışın. Mümkünse insanlara küçük şeyler ikram edin. Elinizden geliyorsa muhtaçlara yardımcı olun.
7. Mümkün olduğu kadar sık açık havaya çıkın. Yürüyün. Spor ve piknik yapın. Uyuşturucu, alkol, sigara gibi zararlı maddelerden uzak durun. Zannedilenin aksine alkol, sigara, kafein, çikolata gibi maddeler insanı sakinleştirmez. Bilhassa alkol stresi arttırır. Sigara da insanı yatıştırmaz. (Bendeniz tam 35 sene sigara içtim, öyle bir şartlandım ki, sigara içmeden sakinleşemeyeceğimi, sağlıklı düşünemeyeceğimi, güzel yazamayacağımı, özetle yaşayamayacağımı zannederdim. Bırakalı dört yılı geçti. Şimdi sakinim, rahatım, yaşıyorum, düşünüyorum ve yazıyorum) Canınız çok sıkılınca sigara yerine su için. Wilson’a göre, bir bardak soğuk su en iyi sakinleştiricidir.
8. Yoğun çalışmaların sonunda deniz, ya da göl kıyısına inin. Suya bakın. Dalgaları dinleyin. Bu hem gözlerinizi, hem de ruhunuzu dinlendirecektir. Unutmayın ki gözler ruhun aynasıdır. (Yakınınızda deniz, veya göl yoksa gökyüzüne, yahut yeşilliğe bakın)
9. Çok sinirlendiğinizde derin nefesler alın. Sizi sinirlendiren kişiye kızgın bir cevap vermeden önce içinizden ona kadar sayın.
10. Uzun süre televizyon seyretmeyin. Saatlerce bilgisayar ekranına bakmayın. Bu ikisi gerilimi arttırır.
11. Kendinizi “şu işi ille de yapmalıyım” gibisinden ödevlerle yıpratmayın. Mecburiyet zevk almayı önler. Yaptığınız işe yalnızca “iş” gözüyle bakarsanız yorulursunuz. İşinizin keyifli yanlarını keşfedin. O taktirde yalnızca bir “iş” olmaktan çıkıp “zevk” haline gelecektir. Bu da sizi dinlendirecektir.
12. İşinizin en yoğun saatinde yorgunluk hissederseniz kendinizi koltuğa bırakıp gevşeyin. Gözlerinizi kapatın. Kollarınızı aşağıya sarkıtın. Kendinizi tatilde, deniz kıyısında balık tutarken hayal edin. On dakika sonra, eskisinden çok daha zinde ve çalışmaya hazır olacaksınız.
13. Yaşadığınız her günü tatil sayın. Farzedin ki tatildesiniz. Farzedin ki yaptığınız işi yapmak zorunda olduğunuz için değil, dinlenmek için yapıyorsunuz.
14. İşinizden sıkıldığınızda sesini duymakla mutlu olacağınıza inandığınız birini arayın. Bu herhalde eşiniz olacak. (Ya da bana böyle geliyor)
15. Birlikte çalıştığınız, ya da birlikte yaşadığınız insanlara öyle davranın ki, sizi “şef-müdür-âmir-patron” olarak görmesinler; “arkadaş” olarak, (daha yaşlı iseniz) “baba” olarak görsünler. Bu insana mutluluk verir.
16. Kaybettiğiniz şeyleri (imkânları, fırsatları, eşyaları, paraları) düşüneceğinize, sık sık sahip olduklarınızı ve ondan sonra sahip olabileceklerinizi düşünün.
17. Zaman zaman huzurevlerini, hastahaneleri, bazen de hapishane ve kabristanları ziyaret edin. (Şükretmek için pek çok sebebiniz olduğunu göreceksiniz).
18. Yumuşak bir ses tonu kullanmaya çalışın. “Düzeltmek” için değil, “anlamak” için insanlara yaklaşın.
19. Sizden beklentileri olan insanların beklentilerini karşılayabilecek durumda iseniz, bunu gönülden yapın. Bir işi ancak gönülden yaparsanız mutlu olursunuz.
20. Her duyduğunuza inanmayın, her dedikoduyu, her söylentiyi ciddiye alıp kendinizi hırpalamıyın. (Elin ağzı torba değil ki büzesiniz).
Bitmedi: Yarın devam ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.