Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Şimdi bu rektörler yerli mi?

Şimdi bu rektörler yerli mi?

Bu rektörlerin yaptığı insanın aklına işgal İstanbul’unu getiriyor. Bütün Türkiye şehitlerimize ağlarken, malum şahıslar okumak isteyen kızların öğrenim haklarını engellemekle meşgul.
“Yerli mi” derken, herhangi bir ayrımcılık yapmak istemiyorum. İnsan insandır, ayrıca her birimiz de bu ülkenin vatandaşıyız. Okumak isteyen kızlar ve aileleri de diğer okuma hakkını elde etmiş diğer evlatlarımız gibi bu ülkenin insanlarıdır.
Rektörler gerçekten bu ülkenin halkına sahip çıkmış olsalar böyle yapmazlar. Halbuki şu anda bulundukları makamdan tutun da yediklerinden içtiklerine kadar hayatiyetlerini devam ettirdikleri her şeylerini bu millete borçlular.
Kendileri isterler veya istemezler ama ömürleri hitama erdikten sonra cenaze namazlarını kıldıracak olan görevliler de, cemaatler de, başsağlığı dileyecek olanlar da ve varsa ülkeye katkılarını da yine bu millet anacak ve yaşatacaktır.
Ne yapmak istedikleri ve nereye varmak istedikleri çok karanlık. Böyle yaparak, insanların hak ve özgürlüklerini kısıtlayarak ülkeye ve millete ne gibi katkı sağlayacaklarına inanıyorlar! Bunu açık ve net bir şekilde ortaya koymaları gerekir ki, toplum yanılıyorsa, yanlış biliyorsa aydınlansın.
Şu satırları yazarken, İstiklal Caddesi’nde “çağdaş Hukukçular Derneği” yaklaşık 30 kişilik bir grupla “Savaşa Hayır” yürüyüşü yapıyor ve her bir eylemciye bir kameraman düşüyordu. “Savaşa Hayır” diye bağırıyorlar kameramanlar da her görüntüyü kaydetmeye çalışıyorlardı.
“Savaşa Hayır” diyen çağdaş hukukçulara; “Okullara alınmayan kızlar için de bir eylem yapıp yapmayacaklarını” aralarına girerek sordum. Bön bön yüzüme baktılar. Ve biri şöyle dedi: “Bu eylemden sonra onların da okullara alınmaması için eylem yapacağız.”
Ben de; “Şu an teröre karşı savaşan Mehmetçiklerimiz, sizler İstiklal Caddesi’nde rahat eylem yapasınız diye şehit oluyor, gazi oluyor ve savaşıyorlar, eğer terör önlenmezse sizler burada istediğiniz gibi bağırıp çağıramazsınız” dedim.
Dediler ki; “Her çağdaş ülkede terör olabilir ve teröristlerin istediği haklar verilirse, terör biter ama çağdaş bir ülkede başörtüsüyle kimse okuyamaz, örtü çağdaş değil, savaş gibi çağdışı bir anlayıştır, o sebeple onları da protesto edeceğiz.”
Mantığa bakar mısınız Allah aşkına, rektörler gibi bu adamlar da hangi ülkede yaşadıklarını bilememenin cehaleti içerisindeler. Türkiye’yi İstiklal Caddesi’nden veya rektörler gibi oturdukları makamdan ve imtiyazlarından ibaret zannediyor; bütün Türkiye halkına karşı dirençlerini sürdüreceklerini belirtiyorlar.
Türkiye gergin bir ortamda. Güneydoğu’da verdiğimiz şehitlerimiz yürek yakıyor. Bu yangının üzerine tuz biber ekerek şehitlerimizi yetiştiren ailelere; ki, bu ülkenin her yerli vatandaşı, oğlunu şehit olmak üzere yetiştirir, kızını şehit anası olsun diye evlendirir. Bu gerçeği anlayamayanlar ancak rektörler gibi hareket eder ve onlar gibi düşünür.
Evet daha önce de defalarca tekrar ettiğim gibi, kızların öğrenim hakkını engellemek isteyen rektör ve onlar gibi düşünenlerin, bu ülkeye ve insanımıza yaptığı yatırımlardan tırnak üstü kadar bir hizmet görmek isteriz.
Eğer ülkemiz ve halkımız için yaptıkları en ufak bir şey varsa, bu yaptıklarının karşılığı olarak eylemlerinin haklılığını sonuna kadar savunmaya hazırız. Mesela çocuklarının nerede ve nasıl askerlik yaptıklarını açıklamalılar.
Yönetiminde bulundukları kurumlarda hilesiz hurdasız hangi işleri yaptıklarını açıklasınlar ve hizmetlerini sıralasınlar ve bizler de utanalım, sıkılalım ve binlerce defa özür dileyelim ve haklılıklarını konuşalım, yazalım.
Yabancı veya yerli gibi bir ayrım yapmayı hiç istemiyorum fakat mevcut fotoğrafa bakınca “yerlilik” gibi bir anlam çıkıyorsa aklı erenler söylesin bilelim. Bizim toplumumuz kendilerine karşı yabancılık gösteren herkesi zamanı geldiğinde dışlamıştır. Bunu da bilmekte fayda vardır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi