Kahroluyorum komutan
Hiçbir tarihte böyle sevimsizlik yaşanmamıştı...
Sevgili komutanlar kabul etseler de, etmeseler de her Türk vatandaşı ordumuzun bir parçasıdır ve kendi ordusunu sever...
“Akredite” olmaya gerek yok...
Konumları ne olursa olsun, ücretli görevliler TSK’nın aslisi olan milleti saf dışına süremez...
Ordu istismarcısı yalakalar ne söylerlerse yalandır, edepsizliktir...
Vatanı sevmek, orduyu sevmek bayrak sallamakla, Atatürk posteri göstermekle olmaz...
Sayın Başbuğ paşa siz nasıl düşünüyorsunuz?
Yine eski tas/eski hamam mantığı ile demode olmuş kalıplara gömülmeyi, gömmeyi mi, yeni bir gelişmeyi mi bekliyorsunuz?
Kötü günlerde yaşamaktayız...
Mareşal Fevzi Çakmak’tan bugüne hiçbir Genelkurmay Başkanına “git artık” diyen olmamıştı... Bak şu hale, sevenleriniz dahil, herkes size istifa çağrısında bulunuyor...
Gazeteleri okuma imkânınız oluyor mu bilmem... Okursanız, göreceksiniz ki “it babası” bir yazarla, onun yerine ikame olunan “Hipopotom kafalı” bir yazar hariç, herkes “yeter artık” demekte...
Çünkü siz yanlış yapıyorsunuz...
Suç işleyenleri himaye etmeyi şiar edindiğiniz malum oldu...
Türk yargısına kıymet vermediğinizi görüyoruz... Eğer kıymet vermiş olsaydınız albay Dursun Çiçek’i korumaz, yargıya teslim edersiniz...
Askeri yargı, askeri savcı neyin nesi oluyor?
Darbeci subayları askeri hakimlerin yargılamasından bağımsız karar çıkar mı?
Ben bu yazıyı yazdığım sırada henüz yargının istediği 5 askerin yargı mensuplarına teslim edilmemesi hususunda bir direnme vardı...
Ne olacak bu durum?
Ben söyleyeyim, sizin itibarınızı düşürüyor sayın Başbuğ...
Suç işleyen normal mahkemelerde yargılansın, cezalandırılsın veya beraat eylesin... Siz buna müdahale etmemeliydiniz...
Güveninizi kaybettiniz maalesef... Türk ordusunun Başkomutanı böyle hallere düşmemeliydi...
Bir günün makalelerinden çıkan sonuç:
İsmet Berkan: Radikal, Hakan Albayrak: Yeni Şafak, Cüneyt Ülsever: Hürriyet, Mehmet Altan: Star, Oral Çalışlar: Radikal, Eser Karakaş: Star, Ali Bayramoğlu: Yeni Şafak, Hadi Uluengin: Hürriyet, Güngör Mengi: Vatan, Murat Bardakçı: Habertürk, Rasim Ozan Kütahyalı: Taraf, Fatih Altaylı: Habertürk, Cengiz Çandar: Radikal, Abdulkadir Özkan: Milli Gazete, Mehmet Y. Yılmaz: Hürriyet.
Hepsi size “derhal istifa edin” çağrısı yapıyor...
Hatta sarsılmaz yandaşınız Oktay Ekşi bile huzursuzluğunu ifade etmekte...
“Maksatları belli” diyerek geçiştirdiğiniz dini hassasiyeti yüksek gazetelerin yazarlarına yer vermedim...
Ben üzüntüden kahroluyorum...
Benim ordumun başkomutanı bu sevimsizliğe düşmemeliydi...
Ergenekon sanıklarına zımnen sahip çıktığınız biliniyordu...
Görev süreniz içinde üst rütbeli subayların helikopter gezileri, yerli/yersiz her meseleye karışmaları, siyasete yön verme çalışmaları bir yana, İslam dinine yön vermeye kalkanlar, inancından dolayı tezyif-tahkir edilen öğrenciler hayli arttı..
Kılık-kıyafete önem verdiğiniz derecenin yarısı kadar da içinizde baş gösteren hukuksuzluklara eğilseydiniz bu rencide edici gelişmeler doğmazdı sanıyorum...
Ne olur, bırakın yargı görevini yapsın...
Bırakın, karışmayın, herkes inandığı gibi yaşasın, inandığı biçimde giyinsin...
İçki içmemenin, dans etmemenin kabahat addedildiğine alıştık... Bari açıkça kabahat işleyenlere kol/kanat gerilmesin... Maalesef işte meydanda... Asker kendini layüsel zannediyor, hareketlerini de ona göre ayarlıyor...
Ve tabii ülke genelinde üç-beş yobaz yalaka hariç, herkes sizin istifa etmenizi gazetelerde, televizyonlarda dile getiriyorlar...
Bizim gibi “güvenilmez” insanlar neyse de, “Akredite”/güvenilir/ notu verdikleriniz bile size isyan ediyorlar...
Tehlikenin farkında mısınız sayın paşa?
==================
Çoban ıslık çalıyor, kurt koyuna karıştı
Sağda, solda ne varsa bu oyuna karıştı
Görünüşten rahatsız, alimler, arifanlar
Soysuzlar soyluların ak soyuna karıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.