Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Kemalist ol-şifayı bul

Kemalist ol-şifayı bul

İşsiz misiniz? Kemalist olursanız birtakım belediyelerde kadronuz açık, bekliyor...
Hasta mısınız? Kemalist çizgiye girdiğinizde şifayı bulursunuz...
Siyaseti mi merak ediyorsunuz?
Kemalist ol, MKYK üyeliğini kucakla...
Kemalistlik iyi de, kendi arsalarında ev yapmayan, kendi meralarında otlamayan herkesi “Amerikancı-Atatürk düşmanı” ilan eden “ulusalcı” sahtekârlara soruyorum:
Mustafa Kemal Amerikancı mı idi?
Şu demecini okuduktan sonra cevap vermeli bilumum ulusalcı, demokrat ve Kemalist zümera...
Amerika’nın ilk Türkiye Büyükelçisi Joseph C. Grew’i kabul eden M. Kemal şöyle diyor:
“Türk milletiyle Amerika milleti ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim... Türk milleti tab’en demokrattır... Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu son dönemine işaret ederek çok güzel ima ettiler... Diğer taraftan Amerikan milletinin benliğini hissettiği dakikada istinat ettiği demokrasidir... Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz millet olarak beşeriyet dünyasında arzı mevcudiyet eyledi... İşte bu noktadadır ki Türk milleti, Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder... Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasında mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir./.../
Peki kendi fikri siyasetlerinde yol arkadaşlığı yapmayanları “Amerikancılık”la, “satılmışlık”la suçlayan güruh, acaba Atatürk hakkında ne söyleyecektir?
Şunu da belirtmem lazım:
Ben başta Amerika olmak üzere hiçbir istilacı, yayılmacı ülkeyi sevmem... Samimiyetlerine inanmadım, bundan böyle de inanmam...
Türk milletinin asli sahiplerini sırf sapık görüşlerine uymadığı için karalayan güruha diyorum ki:
Siz kimden yanasınız?
Kemalistlikte samimi misiniz?
ALEVİLER MİTİNGTE BULUŞTU
Mitingin niçin yapıldığını yazılardan ve miting konuşmalarından öğreniyoruz...
“Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı” koymuşlar adını...
Bak şu tenakuza...
İsteklerini sıralamışlar, işte bir kısmı:
“Cem evleri yasal statüye kavuşsun...”
İyi de, yasal statüsü olmayan bir mezhebi derneği Tunceli’de ziyaret eden, yer minderine bağdaş kuran T.C. Cumhurbaşkanı değil miydi?
Daha ne istiyorsunuz?
“Alevi köylerine cami yapılmasın...”
Burası doğru... Cemevi olduktan sonra camiye ne gerek var?
“Madımak oteli müze olsun...”
Alnına “soykırım müzesi” yazılsın mı?
“Zorunlu din derslerine son verilsin...”
Talep değil, bayağı emirdir... Olur efendiler...
“Diyanet İşleri Başkanlığı lağv edilsin...”
Daha başka neler olsun?
Herhalde “ezan yasaklansın” diyecekler... Halbuki taksit taksit söylemektense “İslam dini kaldırılsın” demeleri kendileri açısından daha faydalı olurdu...
Camisiz, Diyanet’siz, din derssiz bir İslamiyet(!)...
Ya sonra neler olacak, biliyor musunuz?
“Alisiz aleviler”, DHKP/C üyesi ve kanser teşhisinden dolayı C.Başkanı tarafından affedilen Güler Zere gibi Çörçil’den menkul iki parmağı açarak zafer işareti yapacaklar...
Habur’da yapıldı o işaretler...
Güler Zere’nin hapisten çıkışında yapıldı... Kanserli kız sedye üzerinde hep aynı zafer işareti yaptı...
Alisiz Aleviler mahrum mu kalsınlar? Taleplerini yerine getirelim, hepsi aynı işaretle neyi amaçladıklarını göstersinler!....
=================
Eşeğin sıpasına EŞEK deme, riski var
Kölenin kölesine UŞAK deme, riski var
Ağanın köpeğine İT demek ETİK olmaz
Haspanın kemerine KUŞAK deme, riski var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi