Darbecilerin ve komplocuların teknesinde; “Barış, istikrar, güven, adalet, hukuk, aş, iş” ve benzeri hiçbir insani ihtiyaca yer yoktur. İnsan olan ve insan haklarına sahip çıkan kişiler; darbeci, komplocu, ihtilalci ruhu taşımaz.
Bunların teknesinde; “Fitne, fesat, yaralama, gasp, cinayet, hile, hurda, rüşvet, talan” vardır. Bir de kendilerinden başka hiçbir canlı varlığa tahammül etmez; “Mal, mülk, ev, bark, aile, sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik bütün özgürlükler,” sadece bunlara aittir ve asla kimseyle paylaşmaz, üzerine laf bile ettirmezler.
Şimdi bu çerçevede ilk insandan bu yana, dünya üzerinde meydana gelmiş darbelere, komplolara, ihtilallere, cinayetlere, çatışmalara, terörlere bakıldığında görülür ki, hiç birinin sonu; “Barış, istikrar, güven ve huzurla” neticelenmemiştir.
Komployla gelen komployla gider veya bir başka şekilde sonları mutlaka kötü gelir ve gelmiştir. İsteyip dileyen; komplocuların, darbecilerin sonlarını bir incelesin. Hangisinin ölümü ve yaşamı, huzur içerisinde sürmüş ve baş tacı edilmiştir? Dünyada olup bitenleri bir tarafa bırakıp, kısaca ülkemize bakalım.
Rahmetli Menderes’i idam edenlerin sokağa çıkacak yüzleri var mı? Hangisi mutlu sonu gördü? Komplocu, darbeci ve ihtilalcilerin toplandığı parti olan CHP, “zulüm ve işkenceyle” iktidara geldiği yılların dışında milletten iktidara geliş izni alabildi mi? Bir Menderes’e rahmet okuyanlara bakalım, bir de CHP zihniyetine teşekkür edenlere.
Geçelim 71 muhtırasına. Muhtıra verenlerin ve ülkeyi tarumar edenlerin hangisi şimdi hayırla anılıyor, biliniyor ve haklarında iyi sözler ediliyor? Hepsinin de aleyhinde yazılıp çizilmiyor mu? Arşivlerde ve kitap sayfalarında millete ihanet eden adamlar olarak öğrenilmekten ve kayıtlarda kalmaktan başka milletimiz hangi iyi taraflarını biliyor?
Gelelim Kenan Evren darbesine. Hangi birinin sonu iyi geldi? Toplum nezdinde hâlâ “çok yaşa, varol” deniliyor mu? Darbe sonrası korku sersemliği sürerken Kenan Evren’i bütün Türkiye alkışlamıştı. Alkışlamanın sebebi; ne zaman nerede ne yapacakları ve kime nasıl zarar verecekleri korkusuydu. O gün alkışlanan Kenan Evren’in adı bugün okullardan ve sokaklardan sökülüp atılıyor. Bu hareket de mi bir şey anlatmıyor?
Gelecek korku ve endişesi atlatılınca, Kenan Evren’in de pili tükenmeye başlamıştı. Hatırlarsanız Turgut Sunalp diye bir adam vardı, partisinin adını unuttum, sadece amblemini hatırlıyorum galiba horozdu. O partiye seçimden bir gün önce destek verdi ve ertesi gün kendisi de avanesi de iktidara gelecekleri umuduyla yatmışlardı.
Seçim akşamı sandıklar açıldığında, Turgut Sunalp’in partisinde sadece o günkü ve bugünkü komplocu, darbeci ve ihtilalcilerin oyları vardı. Özal tek başına iktidara gelip oturmuş, Kenan Evren’de şapa oturmuştu. Millet buydu, darbeci zihniyetler, milletin gerçeğini görmeme ısrar ve inatlarını, şimdi olduğu gibi o gün de sürdürmüşlerdi.
28 Şubat’ta çok otorite generaller vardı. Ülkeyi elli yıl geri götürdüler. Bakanlıkları emekli emeksiz generallerle doldurdular, başbakanın ve bakanların yerine imza attılar ve kadife postallarla darbe yaptılar. Ne oldu, hayırla andığımız bir tek insan var mı içlerinde? Hepsi de yeri geldiğinde halktan cevabını almadılar mı? Dönemin kudretli paşası Çevik Bir adındaki şahıs, rüzgâr ekip fırtına biçer, kartel medyası başta olmak üzere bütün devlet erkânıyla topaç oynar gibi oynardı. Çevik Bir’i kim iyi biri olarak biliyor şimdi?
27 Nisan bildirisini hazırlayıp, beş yaşındaki çocukların okuduğu duaya tahammül edemeyenler şimdi nerede ne yapıyorlar? Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın tepkisini görünce boylarının ölçüsünü alıp, toplum içine çıkacak yüzleri kalmadığı için akvaryumda yaşar gibi kendi kurdukları kolonilerde yaşamayı tercihleri ediş sebepleri nedir acaba?
Bir de şimdiki komplocu, darbeci ve Ergenekonculara bakalım. Kendi partileri CHP dışında, kısmen MHP ve bir de “Kovboy Hüsamettin Cindoruk’tan” başka, arkalarında halktan destek var mı? Bunları destekleyen partilere ve çevrelere bakıldığında görülecektir ki, hiç birisinin bu millet ve devletle dini ve milli bir bağı yoktur. Sadece cüzdan bağı vardır.