Psikolojik savaş medyası
Boş zamanlarımda, Genelkurmay Başkanlığı’nın “kapattık” dediği internet sitelerini dolaşıyorum.
Esasında kapalı... Ama arşivlere ulaşmak mümkün...
Ben de küçük bir taramayla, “irtica.org”un arşivlerine ulaştım. Çok mutlu oldum.
Bu site, “basın bilgilendirme toplantısı”nda da ifade edildiği üzere, irtica ve bölücülük tehlikesine karşı kurulmuş.
Hadi, “Yasalarımızda irtica diye bir suç var mı? Orduya bu görevi kim verdi? Memleketin polisi savcısı varken, tanımlanmamış bir suça karşı savaş açmak orduya mı düştü?” konularına hiç girmeyelim...
Diyelim ki “irtica” diye görünür bir tehlike vardır...
Diyelim ki bu “tehlike”ye karşı savaş yürütmek Silahlı Kuvvetler’in tekelindedir.
Diyelim ki ordunun başka işi yoktur...
Hepsi kabul...
Fakat, irticayla savaşan bu sitenin başat derdi “irtica” filan değil...
Site kafayı, Siyasi Partiler Kanunu’na göre kurulan, seçimlere katılan ve en nihayetinde hükümeti kuran AK Parti’ye takmış durumda... Denilebilirse, sitenin görünmez müellifleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru hükümetine karşı mücadele ediyor.
Kendi hükümetiyle savaşan bir ordu...
Düşünebiliyor musunuz ortaya çıkan görüntüyü?
Sitenin görünmez müellifleri, anlaşıldığı kadarıyla, polemikten çok hoşlanıyor...
Başbakan’ın her konuşması anında cevaplanıyor...
Hükümetin her icraatı anında “teşrih masasına” yatırılıyor.
Bakanların her tasarrufu anında sorgulanıyor.
Çalışma Bakanlığı atama mı yaptı? Hemen cevap hazır: “Bakanlık eski
Diyanet memurlarını ve İmam Hatiplileri tercih ediyor...”
Milli Eğitim Bakanlığı “eğitimin kalitesini artırmaya” yönelik bir çalışma mı başlattı... Hemen cevap hazır: “Milli Eğitim, AB uzmanlarının işgali altında...”
Başbakan, Cumhuriyet mitinglerinden bahisle “bindirilmiş kıtalar” diye bir laf mı etti? Hemen cevap hazır: “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mitingi için seferberlik ilan eden Erzurum Büyükşehir Belediyesi, şehir içi toplu ulaşım araçlarına dört saatlik ücretsiz taşıma yaptırdı. AKP’li Başkan Ahmet Küçükler, reklam panolarını Başbakan’ın posterleriyle donattı. Bindirilmiş kıtalar böyle olur...”
Örnekleri çoğaltmak mümkün...
İrticayla savaş fasilesinde ise, bol bol “Filanca ilçede Kur’an Kursu açıldı”, Öğrenciler namaza götürüldü”, “Okullar mescidle donatıldı”, “Kurban derileri tarikatlara gitti”, “Başörtülüler şov yaptı” haberi...
Bunları, orduyu ve militarizmi yücelten şehit haberleri izliyor.
İrticaya karşı “soylu duruş” sergileyen sanatçı ve yazarlar da icabında taltif ediliyor; İlhan Selçuk, Emre Kongar, Zülfü Livaneli, Nejat Yavaşoğulları, Edip Akbayram gibi...
Site, sadece hükümetle ve “irtica” başlığı altında toplanmış inanç tercihleriyle savaşmıyor...
Her şeyle savaşıyor...
Demokrasiyle, serbest piyasayla, AB’yle, ABD’yle, güneyle, kuzeyle, doğuyla, batıyla... Her şeyle...
İşin ilginç tarafı ne, biliyor musunuz?
Biz bu haberlerin tümünü, “dost medya” adı verilen gazete ve televizyonlardan izledik.
Hadi ordunun başka işi yok...
Peki, medyanın başka işi yok mu, “kara propaganda” malzemelerini taşıyıp duruyor?
Hani bunlar bağımsız medyaydı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.