Atatürk’ün partisinde garip gelişmeler
Onur Öymen'in CHP'nin tek parti döneminde yaşanmış bir olayı sahiplenmesi ciddi tepkilere yol açtı. Türkiye'nin çeşitli illerindeki Tuncelililer ayağa kalktı... Öymen'i faşistlikle suçluyor ve partiden istifa etmesini istiyorlar. Gösterilen tepkileri haksız buluyor değilim. 62 yıl önce yaşanmaması gereken bir olay yaşanmış, Dersim bir katliama sahne olmuştur. Buna rağmen bölge halkı genellikle siyasi parti olarak uzun yıllardan beri CHP'yi tercih etmiştir... Elbette insanların hangi partiyi tercih ediyor oldukları bizi ilgilendirmez. Herkes tercihinde serbesttir. Büyük şehirlerde gerek mahalli idare seçimlerinde gerek milletvekili seçimlerinde pek çok Tunceli kökenli vatandaşımız CHP'den aday olmuş, hatta seçilmişlerdir. Demek istediğim o ki, CHP'nin geçmişinde bir Dersim olayı olduğunu bilmeden bu partiye yöneldiklerini düşünmek mümkün değil.
Öyle ise Dersim'deki katliamı ve bunun sorumlusunun CHP'nin tek parti iktidarı olduğunu bile bile bu parti tercih edildiğine göre olayda izaha muhtaç bir durum ortaya çıkıyor.Özellikle Öymen'in Meclis'teki konuşmasının ardından kendisine alkış tutanların daha sonra istifaya davet etmeleri de ayrı bir çelişkidir. Gösterilen tepkiler üzerine kendisini "Atatürk'e sahip çıktım" diye savunan Öymen, bu sözleri ile partisinin yıllardan beri yaşadığı bir çelişkiyi de gündeme getirmiştir. Çünkü, Atatürk'ü ve yaptıklarını savunmak Atatürk'ün kurduğu partide Öymen için istifa gerekçesi olarak görülüyor. Böylesine bir çelişkiye toplum hayatında sanıyorum ender rastlanır. Kısacası Öymen, Dersim Olayına Atatürkçülük adına sahip çıkarken Öymen'in istifa etmesini isteyenlerde bunu Atatürkçülük adına yapıyorlar.Öymen'e göre Atatürk'ün kurduğu partide Atatürk'ü savunmak suç olarak görülüyor.
Geçen zaman partinin anlayışında değişikliklere yol açmıştır denebilir. Bu mümkündür. Ancak, Öymen'i istifaya çağıranlar böyle bir değişim sebebiyle harekete geçmiş değiller. Onları rahatsız eden husus Öymen'in terörle mücadelede Dersim olayını bir örnek olarak vermiş olmasıdır. Bilinen ve karşı çıkılan ancak unutulmaya terk edilmiş bir olayın kaşınarak gündeme getirilmesi ciddi bir rahatsızlık ortaya çıkarmıştır. Kısacası demokrasi ve insan hakları savunuculuğunu kimselere bırakmayan CHP'nin geçmişinde yaşanmış bir olayın hatırlatılması aslında yüzdeki maskenin indirilmesi anlamına gelmiştir. Yıllardan beri savunulan, içinde bulunulan bir partinin gerçek yüzünün gösterilmeye kalkışılması ister istemez insanları rahatsız etmiştir.Aslında tüm bu gelişmeler Atatürk'ün partisinde yaşanan bir takım garipliklerin ifadesinin ötesinde bir anlama sahiptir. Bu noktada bu garipliğin sebeplerinin araştırılması gerekiyor.
Çünkü, çelişkilerimizin tek sebebi olayları hep işimize geldiği gibi yorumlama alışkanlığıdır. Bu alışkanlık bir gün geliyor ki insanı cevap veremez duruma düşürüyor. Sanki tüm insanlar ve partiler kusursuzmuş gibi bir anlayışa sahip olan toplum geçmişi ile yüzleşmek zorunda kaldığında sahip olduğu kanaatin kökünden yıkıldığını görünce ne yapacağını şaşırıyor.
Son olarak CHP'de yaşananlarda bu anlayışın bir sonucu. Böyle olmasaydı Öymen söylediklerini Atatürk'e sahip çıkmak olarak nitelendirirken, karşı çıkanlarda Öymen'i Atatürk'ü korumak adına istifaya çağırırlar mıydı? Görünen o ki CHP kendi kendini yeniden gözden geçirmek durumundadır. Tek parti dönemi anlayışı ile bugün siyaset yapmanın artık mümkün olmayacağının farkına varması gerekiyor. Bu takdirde siyasete de katkı yapabilir. Aksi halde tek parti anlayışı ile çoğulcu demokrasinin bir parçası olmak, demokrasiye ve insan haklarının korunmasına katkıda bulunmak mümkün olabilir mi?
Geçmişteki olayların o günün şartları içinde değerlendirmek gerekir. Hatta, aynı şey şahıslar için de geçerlidir. Bir insanın konumunu değerlendirirken ve bu kişinin yaşadığı dönemi ve şartlarını dikkate almadan o kişi hakkında hüküm vermek insanı yanlış sonuçlara götürebilir. Her kurum ya da şahıslar bulunduğu şartlar içinde hareket etmiştir ama, bugünden bakınca yapılanları tasvip etmek mümkün olmayabilir. Bu bakımdan CHP artık geçmişi ve günümüzü işine geldiği gibi değerlendirmekten vaz geçmek durumundadır. Aksi halde Öymen misali pek çok olay yaşayabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.