Hamakati Atatürkle, Atatürk’ü Hz. Muhammedle savunmak!
Adamın adı Onur… Babası türkçe sanarak bu adı koymuş olmalı. Şeref, haysiyet, vakar karşılığı olarak kullanılan bu kelime, fransızca "honneur” (okunuşu: onör) kelimesinden bozmadır. İşte bu zat Meclis’te bir konuştu, pir konuştu! Günlerdir onun konuşması yankılanıyor kulaklarımızda.
Türkiye’nin Cumhuriyet’e mahsus kangrenleşmiş bir meselesi Meclis’de konuşuluyor. Hemen sebükmağzlar itiraz edecekler; “Osmanlı’da da vardı, bu bilmem kaçıncı Kürt isyanı” diye.
Hayır! Cumhuriyet’ten evvelki hadiseler Cumhuriyet’ten sonrakilere asla benzemez. Hatta Cumhuriyet’in ilk yıllarındakiler bile son terör belâsına hiç benzemez.
Cumhuriyet’in ülke insanını biçimlendirme, bunu da zamanın ırkçı, faşist kafasıyla yapma ısrarı, inadı bizi bugünlere getirdi.
Cumhuriyet’ten sonra sentetik Türk ulusu icat edildi. Bu dini, dili, kültürü yaşayan Türkle uyuşmaz sentetik Türk, bin yıllık kardeş Türk ve Kürt kimliklerine karşı kullanıldı. Cumhuriyet’in milliyetçiliği, türklere de dayatıldı, kürtlere de! Bu siyasetten bir Türk olarak asla gurur duymuyorum.
Devlet sentetik Türk milliyetçiliği dayatacağına, organik millet gerçeği üzerinde halkı yaşatsa idi, bu ayrılık yaşanmaz, bu çatışma için bu kadar geniş bir zemin oluşmazdı.
Neyse, Meclis’te “demokrasi açılımı” konuşuluyor... Muhalif “Onur” çıkıyor, isminin türkçesine de fransızcasına da tamamen zıt laflar ediyor.
Biliyor ki, lafları âfâkî. İnandırıcılıktan yoksun. Bugüne ait çözümlerden bîbehre. Sözüne kuvvet vermek için, Atatürk’ü işin içine katıyor.
Aslında bu çok başvurulan bir yoldur. Atatürk’e atıfta bulunursanız, akıl, muhakeme işlemez. Atatürk yaptıysa doğrudur! Tartışılmaz!
Böylece akan suları durduracağını sanıyor.
Fakat mızrak çuvala sığmıyor! Zırva tevil kabul etmiyor! Dersim cerahati böylece deşiliyor. O zaman olup bitenler, unutulanlar, halkın gözünün önüne seriliyor. Bir zamanlar Dışişleri Bakanlığı ve Meclis Başkanlığı yapmış, seçim süreci uzadığı için Cumhurbaşkanlığı vekilliğinde bulunmuş İhsan Sabri Çağlıyangil’in hatıralarında geçenler bile işin iğrençliğini bütün dehşetiyle ortaya koyuyor…
Kim yaparsa yapsın! Kime yaparsa yapsın! Sa-vu-nu-la-maz.
Onur’un onursuzca çıkışını tamir etmek için “İkinci Dersim harekatı” yürütülüyor adeta.
Bunu siyasiler yapıyor. Onların siyasetten anladığı bu. Yapacaklar. Ya yazarlar, kalem sahipleri bu onursuzluğu tahfife, yok saymaya hatta yüceltmeye nasıl koşulabilir?
Necati geçenlerde onurlu bir iş yapmıştı. İmzanın ıslak olduğu ortaya çıkınca özür dilemek gibi… Hâlâ özür dilemeyen birçok haysiyet yoksunu varken bu tavrı alkışlanırdı.
Fakat sen ne yaptın Necati?
Adam bugünün sakil parti siyasetini savunmak için Atatürk’ü âlet etti. Sen şimdi, onu savunmak ve hatta kutsamak için Hz. Muhammed’i şahid getirmeye kalkışıyorsun.
Bu batıl bir kıyas. Eğer birazcık muhakeme kaabiliyetin varsa, iz’anın, anlamaklığın varsa, yazını tekrar oku. İslâm tarihinde ne olmuş, Cumhuriyet tarihinde olanlar ne?
Arada benzerlik kurmak, işe yarar bir mukayese yapmak mümkün mü?
İmkânsız! İmkânsız! İmkânsız!
Uhud Savaşı'nı sadece senin yazdıklarından okuyalım: “Büyük bir savaş olacaktı. Var olma yok olma savaşıydı. İslâm dinini kabul etmeyen müşrikler ve Bedir Savaşı'nın intikamı için yanıp tutuşan Ebu Süfyan'ın 10 kat daha güçlü ordusu (700'ü zırhlı, 200'ü atlı 3000 kişi) sadece ikisi atlı 700 kişilik İslâm ordusunun tamamını kılıçtan geçirip, yok edecek ve İslâm dini daha doğamadan bitirilecekti.”
Dersim harekatı ile Uhud’un nasıl bir benzerliği var Necati? Uhud savaşı sivillere karşı bir harekat mı?
Cumhuriyet müşriklerle mi savaşıyor? Devletin sonu mu gelecek? Ya Dersimliler müşrikler gibi cumhuriyet ordusuna galebe çalacak asker, silah ve teknolojiye mi sahip? Dersim halkının, topu, tankı, tayyaresi mi vardı Necati? Cumhuriyet’in Dersim nüfusunun bilmem kaç katı askeri, iyi techiz edilmiş ordusu, topu, tankı ve uçakları vardı!
Necati, inanıyorsan Hz. Peygamber’den özür dile, af istirham et! Sana zulmettim ey Allahın Resulü de! Ve bir daha da İslâm tarihinden destek bulmaya kalkışma!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.