Hırsızı bırak, muhbiri yakala!
İyi harika.. Bir bu eksikti.. Bana kalırsa bu sonuç, aslında vakıanın kendisinden daha dehşet verici bir şey.
Belgeye “kağıt parçası”, roketatara “boru” diyerek geçiştirmekten daha vahim olan şey. Bir yolsuzluk, hatta, müebbet hapis gerektiren suçla ilgili ihbarcıya karşı TSK’nın ihbar edilenleri değil de ihbarcıyı hedef seçmesi, çok daha dehşet verici bir durum değil mi?.. En azından ortaya çıkan ilk manzara bu. “Taraf” için suç duyurusunda bulunuluyor ve fakat bu belgeler konusunda inandırıcı, ciddiye alınmaya değer bir açıklama ya da işlem yok..
Son operasyonda ortaya çıkan bilgi ve belgeler ışığında öğrenciler Koç Müzesi’ne gönderilecek ve orada meydana gelen patlamada birçok öğrenci hayatını kaybedecek ve / veya yaralanacak..
Bu sadece bir iddia değil, patlamanın gerçekleştirileceği denizaltıya patlayıcılar da yerleştirilmişti. Birileri öğrencilerin oraya yönlendirilmesi için de düğmeye basmıştı.
İşte Taraf’ın açıkladığı o belge ya da “kağıt parçası”ndaki notlar: "Notlar.txt" adlı dosyada "C.H. ile görüşme" başlığıyla tutulan notlarda Koç Müzesi'ne ilişkin şu bilgilere yer veriliyor: "Koç Müzesi'yle ilgili malzemeler yerine konulmak üzere operatöre ulaştırıldı. Müzenin ziyaretçilerini artıralım. Okullarda tanıtım, reklam ve organizasyon faaliyetleri yapılarak ziyaretçi yoğunluğunun en fazla olduğu zamanın belirlenmesi; C. Bey söyleyecek, öğrenciler projenin en önemli parçası. Operasyonun tarihini teyit edelim. CG'ye sadece E.U. üzerinden ulaşılacak. Başka kanal kullanmıyoruz. Aynı zamanda bilişim projelerinde de ortak çalışacaklar." Yine Kafes Planı'yla birlikte yakalanan yedi sayfalık başta bir notta da ‘Koç Müzesi'nde ziyaretçi patlaması olmalı. Sıkıntı çıkmasın. Bşk takip ediyor’ şeklinde bilgilere yer veriliyor.”
Hu! CHP ve MHP’deki “Vatansever”, Ulussever”, “Kuvayı Milliyeci” arkadaşlar, sesinizi duyamıyorum!.. Hey CHP’liler, Çağdaş Yaşamcılar, ADD’ciler, birileri sizi daha da kışkırtmak için özellikle sizin çocuklarınızın okullarını buraya yönlendirebilirdi.. Yani oynanan oyun sizin çocuklarınızı da kapsıyor, bunu unutmayın! Sorun bakalım sizin çocukların gittiği okulda da Koç Müzesi ziyareti programı yapılmış mı? Felaket size teğet geçmiş olabilir. Unutmayın.. Bir daha Ulusalcıların peşine takılırken bu olayı hatırlayın.. Bir kirli oyunun kurbanı sizin çocuğunuz olmasa bile bir ananın yüreğine kor düşecekti, bunu unutmayın.. Bu olaylara alkış tutarak, suçluları koruyarak aslında siz de bu suça ortak oluyorsunuz, bunu da unutmayın..
Yüksek Yargı, Barolar Birliği ve İstanbul Barosu’ndaki “vatan evlatları”, bu “halk düşmanları” için söyleyecek hiçbir sözünüz yok mu?
Tamam! “Kurumlar yıpratılmasın” da, kurumları yıpratan şey, bunların ortaya çıkması değil, bu tertibin içinde yer alanlar..
“Kol kırılır yen içinde kalır” iddiası yanlış. O zaman o kol kangren olur.. Durum bu örnekten daha vahim..
Başbuğ’un tepkilerine bakıp, Özkök’ün “sefer tası” olayını hatırlayarak, “Aceba Başbuğ’u birileri böyle konuşmaya zorluyor olabilir mi?” diye de aklımdan geçirmiyor değilim..
Bunlar her yeri, her şeyi, herkesi kullanabiliyorlar..
Cami, cemevi, dergâh fark etmiyor.. Tarikata da giriyorlar, gay kulübe de gidiyorlar. Şeyh dostları da var, fahişe dostları da.. Yok yok!
DİKKAYT, MANŞET ATILACAAAK, AT! Keskin nişancı Medyatörleri var.. “Cuntanın emriyle atılan din manşetleri”ni biliyorsunuz artık. Mahya rezaletini de.. Biliyorsunuz, geçen gün de ‘TSK içindeki cunta’ yapılanmasının ‘kara propaganda’ faaliyetleri kapsamında hazırladığı iddia edilen Eylül 2007 tarihli Bilgi Destek Planı’nda, özellikle Doğan Grubu'na ait gazete ve TV'ler kullanıldığı ortaya çıktı... Haberlere bakmışsınızdır: “2007 Bilgi Destek Planı’nda medyaya servis edilmesi istenen her haber, planın hazırlanmasından kısa bir süre sonra neredeyse plandaki başlıkla manşetlere çıkmış. Sonucu belli anketler de belli aralıklarla sayfalarda boy göstermiş. Demokrasiye Müdahale Eylem Planı ile ortaya çıkan ‘TSK içindeki cunta’ yapılanmasının ‘kara propaganda’ faaliyetleri kapsamında hazırladığı iddia edilen Eylül 2007 tarihli Bilgi Destek Planı’nda servis edilmesi istenen haberlerin tamamının yandaş medyada manşet olduğu ortaya çıktı. ‘Kamuoyu yaratmak’ isimli ‘power point’ sunumunda, medyanın manşetleri, haberleri, okur köşelerinden yayınlatılacak, sonucu önceden belli anket sonuçlarına kadar her alanda kullanılarak toplumun yönlendirilmesi isteniyordu.”
Bunlar hangi yayın organları, oradaki kilit isimler kimler, biliyorsunuz.. Güzin Abla’dan Müjde Ar’a kadar kimin üzerinden ne yapacaklarının planlarını yapmışlar. O tür manşetler, TV haberleri de tam zamanında emir-komuta zinciri içinde yayına sokulmuş..
Zaten bunlar ilk kez denenen şeyler değil. 28 Şubat’ta ayağa düşmüştü. Birileri kendinin “Amiral gemisi” olduğunu iddia ediyor ve “Topyekun savaş” manşetleri atabiliyordu.. Kendilerine yargı işlemeyen rejimin afsunladığı kuruluşlar vardı..
Anlayacağınız, Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK’lar, herkes bir şekilde işin içinde.. Toplum mühendisleri için “En güvenilen kurum ordu”, “en güvenilmeyen kurum her zaman TBMM, Hükümet” anketleri, sonucu belli, sipariş edilmiş kamuoyu araştırmaları. Birileri de bunu bekliyor zaten manşete çıkmak için. “Dibek dövenin hık deyicisi”, ya da “bozacının şahidi şıracı” benzetmesine uygun, bunu bilimsel açıdan onaylanmaya hazır üniversiteler ve sözde bilim adamları. Gürüz ya da Haberal bu konuda ne güne duruyor. Onları oraya kim, niçin getirdi sanki.. Akademik unvanlarını borçlu oldukları çeteye her zaman uygun rapor vermeye hazır adına bilir kişi de denilen bu adamların asıl işleri de bu değil mi zaten.
Hani derler ya, “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye.. Gerçek, doğru, hakikat yasak kardeşim..
Söyleyeceksek derin güçlerin istediği yalanı söyleyeceksin.. Tek özgürlük burada var.. Resmi ideolojinin, resmi tarihin papağanı olacaksın..
Sipariş usulü iş yapmak istemeyip, işleri güçleri yok, oturup bir de onlarca yerel radyo ve TV istasyonu kurmuşlar, onlarca internet sitesi işletiyorlar. Halka karşı psikolojik harp taktikleri uyguluyorlar..
Hangi hain bunları deşifre ediyor böyle ya hu! Milletin moralini bozuyor ve bir çuval inciri berbat ediyorlar değil mi? “Bülbüllere emir var, lisan öğren kargadan” değil mi?
Sahi Başbuğ’dan bu iddialar konusunda ciddi, inanılabilir açıklamalar bekliyoruz.. Öfkeli tepkiler değil.
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.