Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kurban Bayramı’nı muhtevasından uzaklaştırmak

Kurban Bayramı’nı muhtevasından uzaklaştırmak

Her Kurban Bayramı’nda aynı filmi seyrediyoruz. Dinle, diyanetle, adetle, örfle, zekâtla, fitreyle ve bilumum ibadetle hiç ilgisi olmayan bir sürü tip, Müslüman bir kimsenin üzerine vacip olan kurbanla ilgili fitne fesat çıkararak, aklı eren ermeyen herkesi peşinde sürüklüyor.
Bir kere kurban ibadetine inanan bir kimsenin; “İslam dini ile barışık olması ve Müslüman olma vasfını bütünüyle üzerinde taşıması gerekir.” Müslüman gözüküp, Müslümanlarla ve Müslümanların inandığı din ile başı dertte olanların, kurban ibadetini yerine getirmesi son derece lüzumsuzdur.
Farzları yerine getirmeyip de vacip üzerine konuşanların, bu vacibi de yine esas anlamından saptırarak, fitne ve fesada sebebiyet vermeleri, münafıklık alameti olarak bilinir. Münafıklara ise kurban kesmek ne vaciptir ne de sünnet. Kurban ibadetine inanan kişilerin münafık alametlerinden uzak olması lazımdır.
Kurban tartışmaları içerisinde yer almak ve olur olmaz her mahalde bu tartışmaları sürdürmek, ibadetin özüne ve anlamına zarar vermektedir. Aklıselim insanlar, sadece ibadetlerini yerine getirmek için bildikleri ve iman ettikleri üzere hareket edip, işlerine bakarlar. Unutulmamalı ki, görünen ve görünmeyen şeytanlar kıyamete kadar yaşayacaktır.
Kurban ibadeti üzerine tartışanlar ve zihin bulandıranlar, inanma ve iman etme zorluğu çekenlerdir veya inanmamak için direnenlerdir. Böylelerine doğrular ne kadar anlatılırsa anlatılsın, “kabule” yanaşmadıkları için dirençlerinde ısrar ederler. Allah’ın hidayet nasip etmediğine kim hidayet nasip edebilir?
Bu yüzyılda en güzel tebliğ, amelle tebliğdir. Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini atalar iki yüz yıl önce söylemiş ve biz iki yüz yıldır, lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyoruz. Kurbanın ne demek olduğunu anlamadan kurbanı tartışmak ve kendi akli çerçevesinde yorum getirmek cehalet örneğidir.
Müslüman kişilere düşen vazife; sessiz sedasız, Allah’ın (c.c.), Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.), mezhep imamlarının, fıkıh âlimlerinin ve dünyadaki samimi bütün Müslümanların ittifak ettiği kurban kesme şekli ve bayram nasılsa, ona inanıp, inandığına iman etmektir. Bundan ötesi şeytana hizmettir.
Cahiller kör bir kuyuya taş atıyor, kör bir kuyuya atılan taşın hiçbir kıymeti olmadığını bilen insanlar da cahillerin taşlarıyla oyalanıp, işin doğrusunu anlatabilmek için didinip duruyorlar. Yazık değil mi ömrünüze, nefesinize, emeğinize, gözünüze, kulağınıza, zihninize, dilinize. Yarın mahşerde bütün organlarımızın hesabını vereceğiz.
Bir kere daha tekrar edelim. Müslüman kişi, İslam dinini bütünüyle kabul eden iman etmiş kişidir. İman ettiği halde üzerine düşen ibadetini yerine getirip getirmemesi ise tamamen o şahsı ilgilendirir. Fakat aklı başında hiç kimse de kalkıp iman ettiği bir dinin rükünlerini tartışmaz. Eğer tartışıyorsa, kişinin melekelerinde problem var demektir.
Biliyorsunuz mahşer günü, insan sınıfına girip de hesap sorulmayacakların başında “akıl hastalarımız” gelir. Akıl hastalarından Allah hesap sormayacağına göre, akıl sahiplerinin uğraşmasına, didinmesine, onların zihin bulanıklıkları içerisinde yüzmesine ne demeliyiz. Samimi, inanmış ve iman etmiş kimseler bu tartışmalara girmemelidir.
Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayetle Müslümanları, mü’minleri, kâfirleri, münafıkları, çeşitli özellikleriyle tarif eder ve Müslümanları uyararak dikkat çeker. Ayetle, hadisle, sünnetle, amelle 14 asırdan beri uygulanan kurban ibadetini Müslümanlar şimdiye kadar yanlış yaptı da İslam’dan zerre nasiplenmemişler mi doğru biliyor?
İslam dini sevgi dinidir. Müslüman kişi sevgi insanıdır. İnsanı da hayvanı da sevmesini bilir. Bilir ki, yaratılan her varlık, Cenab-ı Hakk’ın nurundandır. Allah yarattığı her şeyi sevdiği için yaratmıştır. Çirkinlikler ve çirkinleşenler, Allah’ın yaratış fıtratına isyan edip, ters düşen ve inkâr edenlerdir.
Biz inandığımız ve iman ettiğimiz ibadetimizi yerine getirelim. Fitne, fesat ve şeytanla uğraşarak, ibadetimize zarar vermeyelim. Bayramı muhtevasından uzaklaştırmak isteyen kişi ya da kişilerin oltasına takılırsak, kime nerede nasıl yem olacağımız belli olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi