Evet şimdi, işler biraz daha sarpa sararsa ne olacak? Kim kurtaracak Ermenistan'ı, Ermeni halkından?..
Yoksa biz bir kenara çekilip, elimizi oğuşturarak “görün gününüzü, yiyin bir birinizi” mi diyeceğiz..
Karadeniz'in batı yakasındaski halkların güvenliği için seferber olduğu gibi Karadeniz'in doğu yakasındaki halkların güvenliği de Amerika'dan mı sorulur?
Peki Rusya ne der o zaman bu işe?..
Azeriler fırsat bu fırsattır diye dalıp Karabağ’ı mı kurtarmalı?
Amerika'nın soğuk savaş yıllarında, bugün de Irak'ta yaptığı gibi, ülkeye kontrgerilla timleri sokup, muhalif kanatların merkezlerine eş zamanlı olarak saldırılar düzenleyip, sonra da bu saldırıların karşı taraftan geldiğini gösteren emareler mi bırakmalıyız?..
Yoksa “ne halleri varsa görsünler” diye, sırtımızı mı dönmeliyiz bölgeye?
Bana sorarsanız, hiç kimse dünyada olup biten şeyleri görmemezlikten, duymamazlıktan, bilmemelikten gelme hakkına sahip değildir..
“Kenarı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu / Gelir adli ilahi sorar ömer'den onu.”
Hani “haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalimlere karşı” duracaktık!.. “Bir kavme olan düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmeyecek”ti!
Peki şimdi ne yapacağız? “Bizim derdimiz bize yeter, kendi derdimizle başettik de Ermenilerin derdi mi kaldı” diyeceğiz yoksa.. Ya da “Bana dokunmayan bin yaşasın” mı diyeceğiz?..
Hani ayet diyor ya; “İman ettik demekle yakanızın bırakılıvereceğinizi mi sanıyorsunuz” Arapça'sından okuyup geçmek kolay Kur’an-ı Kerim'i. Ya da başa gelmeden, “Bekara karı boşamak kolay” misali, kolayca ahkam kesmek kolay. Hadi şimdi karar verin..
Vicdanınızı oyalamak için Gazze, Irak iyi bir bahane olabilir. “Ettiklerini buluyorlar” demek için “Karabağ” iyi bir örnek olur....
Ben şu Hıristiyan misyonerlerinden şikâyet edenlere bayılıyorum, hele ulusalcı olanına.. Hani akıllarınca Müslümanları kışkırtacaklar ya! Peki siz kendi dininizi tebliğ ediyor musunuz? Şeytana lanet okumaktansa Peygambere selavat getirmek daha iyidir.. Karanlığa küfretmektense, kalkıp bir mum yakmak daha iyidir..
Allah aşkına aramızda Ermenistan'a İslâm'ı tebliğe giden kaç kişi var, ya da hangi vakıf ve derneğin böyle bir derdi var.. Hani Ermenistan'dan vazgeçtim bu maksatla Gürcistan'a gidenler.. Biliyorum hiç yok değil, ama bunu dert edinen kaç Gürcü ya da Abhazya'ya giden kaç çerkez var?..
Ermeniler Müslüman olamazlar mı yoksa! Böyle düşünenlere sormak gerek; doğduğunuz ana babayı siz mi seçtiniz, doğduğunuz zamanı siz mi seçtiniz, doğduğunuz toprağı siz mi seçtiniz? Hepimiz Adem'in çocukları değil miyiz? Adem de topraktan değil mi? “Ey Allah'ın kulları, ortak bir kelimeye gelin ve kardeş olun. Barışa durun.. Aklınızla vicdanınızı barıştırın, insanı insanla barıştırın, insanı tabiatla barıştırın. Bu üç barış, adı barış olan Allah'la barışa götürür sizi. Değilse Allah'la savaştasınız demektir.
Gerçekten onlar (Ermeniler) kardeşlerimiz olamaz mı? Hz. Hamza'yı katledip, göğsünü yaran, kalbini çıkartıp ısıran; burnunu, kulağını kesip boynuna kolye yapıp danseden kişi ne oldu? Biri bize bunu yapsaydı biz ne yapardık?
Kuzey Irak'ta PKK'nın kalpgahını vurmakla övünenlerin, Amerikalı ya da İsrailli askerlerden görmüş olsalar gerek, bombaların üzerine öfkeli mesajlar yazanların kendi tarihlerinden haberleri var mı? Hz. Ali'den haberleri var mı?
Unutmayalım ki, Allah bizi yeryüzünün varisi kılmak ve bizim ellerimizle yeryüzünde, zulmedenleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istemektedir.. Dinleri, ırkları, cinsiyetleri, ideolojileri, siyasi tercihleri, derilerinin rengi ne olursa olsun, yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir.. Yunus'tan, Mevlana'dan haberleri var mı?
Unutmayalım ki, sadece yaptıklarımızdan değil, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan, sadece söylediklerimizden değil, söylememiz gerekirken söylemediklerimizden de hesaba çekileceğiz..
Gazze kan ağlıyor, Kudüs diken üstünde.. Ankara'nın Irak'tan çıkması için baskı yapanlar, Bağdat'tan ve işgal altındaki Filistin topraklarından ne zaman çıkacaklarını söylüyorlar mı size!.
Biliyorum bizim de yığınla sorunumuz var. Hatta diyebilirsiniz ki, “kelin ilacı olsa kendi başına çalar”.. Ama siz insanların derdine çare olmak için bir şeyler yaparsanız, Allah da sizin derdinizin şifasını verir.. Ama yine de Alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmeti, Kadiri mutlak ve bir olan Allah'ın yeryüzündeki, O'nun rızası için çalışan kulları çevrelerinde olup biteni görecek, ilgisiz ve sessiz kalmayacaklardır..
Bir zamanlar adına Revan hanlığı dediğimiz, bugünkü Erivan’dan kötü haberler geliyor.. Ukrayna “Ermenistan'a gitmeyin” çağrısında bulunmuş.. Ermenistan'da devlet başkanlığı seçimi sonrasında tırmanan şiddet olayları ve olağanüstü hal ilan edilmesi nedeniyle, ülkede çatışmalar devam ediyor.. 19 Şubat'ta yapılan devlet başkanlığı seçimlerine hile karıştırıldığı iddiasıyla Levon Ter-Petrosyan taraftarlarının Erivan'da kurdukları çadırları sökmek için polisin müdahale etmesi üzerine çıkan kargaşanın yayılması nedeniyle, Ermenistan'da 01-20 Mart tarihleri arasında olağanüstü hal ilan edilmişti. Dün sabah itibariyle, muhalefet ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 8 ölü, 33 yaralı vardı.. 7000 kişilik grub, aralarında polis araçlarının da bulunduğu 200 civarında otomobil, otobüs ve troleybüsü yaktığı; dükkan ve büroları yağmaladığı, yerel yönetim binası ile cep telefonu operatörü şirketinin binasının camlarını kırdığı, ayrıca güvenlik güçlerine saldırdıkları kaydedildi. Bu arada muhalefetin önde gelen isimlerinden 15 kişi tutuklandı.
Türk halkı, bizim STK'larımız ve hükümet, burnumuzun dibindeki bu olaylara karşı ilgisiz kalmamalı, bana kalırsa. Büyük devlet olmak, büyük millet olmak bunu gerektirir.. Belki gerekirse Mazlumder, İHH ve İGD... Biliyorum bugünkü şartlarda mümkün değil ama TBMM İnsan Hakları Komisyonu da bölgeye gözlemci gönderip, sorunun barışçı bir şekilde çözülmesi için girişimde bulunması gerekir.. Sahi Bülent Arınç, KEİK için de bir çağrı yapıp sürece müdahil olamaz mı?
Selâm ve dua ile..