M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Muhafazakâr Cindoruk’un tesettür hazımsızlığı

Muhafazakâr Cindoruk’un tesettür hazımsızlığı

Cindoruk’un temsil ettiği siyasi anlayışın din eğitimi alanlara karşı duyduğu kin ve nefretin bir kez daha açığa çıktığını görüyoruz.

Yıllarca, dindar insanlar tarafından desteklenip belli makamlara getirilen bu din karşıtları, velinimetlerine nankörce saldırıya devam ediyorlar. “Velinimet” diye boşuna demiyorum, çünkü bugüne kadar elde ettikleri makam ve mevkileri, hep bu dindar insanlara borçludurlar.

İsmet İnönü’nün din karşıtlığı ekseninde şekillendirdiği ve mirasçılarının aynı zihniyeti devam ettirdiği solcu CHP’ye karşı, bir alternatif olarak ortaya çıkan Adnan Menderes’in muhafazakâr Demokrat Partisi ve devamındaki milliyetçi sağ eksenli partilerin son halkası durumundaki bugünkü DP’nin Genel Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk öyle sözler söylüyor ki, geçmişteki misyonuna bakınca insanın kanı donuyor!

Bakan Davutoğlu’nun eşinin tesettürlü olması mason biraderlerini kızdırmış olmalı ki, Cindoruk tahammülsüzlüğünü bakın nasıl ortaya koyuyor:

“Dışişleri ilişkileri medeni ilişkiler...Aile hayatı tamamen tesettüre dayalı biri Dışişleri Bakanı yapıldı. O da kendi düşüncelerini tatbike geçirdi ve daha ziyade İslam folkloruna uygun bir hayat yaşıyor.”

İslam’la bu kadar kavgalı olan, Müslümanların hayat tarzıyla bu kadar uğraşan birinin, yıllarca Müslümanlardan oy alması, sizi şaşırtmıyor mu? Geçmişte Cindoruk’un şahsında aynı zihniyete oy veren milyonlarca dindar insanımıza, bu sözler çok şey ifade ediyor.

Cindoruk’un “İslam folkloru” diye nitelediği tesettür kıyafetini dünyadaki tüm diplomatik çevreler bile kabul ve takdir etmişken, Cindoruk ve benzerlerinin hâlâ bu görüntüye gösterdikleri hazımsızlık, düşündürücüdür. Bu durum, Türkiye’deki Müslüman halkı temsil eden İslami hayat tarzına ne denli düşmanca bir tavır takınıldığının açık göstergesidir.

Cindoruk’a göre, “Dışişleri ilişkileri, medeni ilişkiler” miş, dolayısıyla “tesettürlü kıyafet” medeni olmadığı için bu ilişkileri zedeleyebilirmiş! Emek ki, beyzadelere göre ne kadar açılıp saçılırsanız, o kadar medeni olursunuz! Bu kafa hiç değişmeyecek mi?

Cindoruk bir başka Yüksek Makam’a da kafayı takarak diyor ki: “Meclis Başkanı değişikliğinde yine dini eğitimi olan bir Meclis Başkanı ortaya kondu. Bu bir dayatmadır.”

Beyefendiye göre “din eğitimi” alan bir kişi asla Meclis Başkanı olamazmış. O makamda olanların dini bilgisi olmamalı, din tahsili yapmamalı, dinle bir irtibatı bulunmamalı... Yani, Devlet makamında bulunan kişilerin dinle ve dînî hayatla hiçbir ilişkisi olmamalıdır.

Şu anlayışa bakın! Sorulduğu zaman kendisini Müslüman olarak tanımlayan bir kişi, nasıl böyle bir anlayış sergileyebilir!.. Bu aynı zamanda “itikadi” bir sorun değil mi? Cindoruk, bu sözleriyle “iman”ını sorgulamalı değil mi?

Dahası var.

Devlet yöneticilerinin dış gezilerinde eşlerinin tesettürlü görüntüleri, AB ile olan ilişkilerimize de zarar veriyormuş! Hay aklınla bin yaşa Cindoruk! Tesettürsüz geçen onlarca yıl sanki ilişkilerin pek mi güzeldi, diye adama sormazlar mı?

Ne diyebiliriz, aslında Cindoruk kim olduğunu kendi sözleriyle bize çok iyi anlatıyor.

Bizim diyeceğimiz, ona inanıp da peşinizden giden muhafazakâr, milliyetçi ve müslüman halkımıza! Allah, hepimize bir müslüman ferasetiyle onları çok iyi anlama şuuru versin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi