Sineye çekmek
Elbette, DTP’nin kapatlmasna sevinmek mümkün değildir. Lakin sonuçta DTP’nin kapatlmas ‘ehvenü şerreyndir’ yani kötü seçenekler arasnda en az kötü olandr. Zaten ortada iyi bir seçenek de bulunmuyordu. Elbette, DTP’nin kapatlmasnn baz bedelleri ve riskleri vardr veya olabilir. Lakin, Türkiye’nin bu gerçekle yüzleşmesi gerekiyordu. Bir an DTP’nin kapatlmadğn varsayalm; bunun sonuçlar ne olurdu? Şüphesiz bunun sonuçlar da ykc olacakt. Zira, DTP son dönemde açlmla alakal olarak teskin siyaseti değil, trmandrma siyaseti izliyordu. Bundan dolay zaten sükuneti sağlama noktasnda yapc bir tavr sergilememiş, geliştirememiş, belki de kapatlmasna giden yolu kendisi açmş veya kolaylaştrmşt. Yani kapatlmasayd da, PKK ve DTP’nin yol açtğ olaylarn nerede duracağ belli olmayacakt. Üstelik kapatlmamas, yaptklarna meşruiyet anlam yükleyecekti ve bundan sonra da ne yaparsa yapsn kapatlmas mantıki ve tutarl olmayacakt. Bu nedenle, DTP’liler kapatlmay gayri adil ve eşitliksiz bulsalar da netice itibaryla geriye pek başka seçenek brakmamşlard. Dolaysyla bu karara sevinmek doğru olmamakla birlikte, gelin için ifade edildiği gibi bir durum söz konusudur: Hem gider hem ağlarm. Geride sinirleri kontrol etmekten ve yatştrmaktan başka çare kalmyor. Kapatlmann toplumsal faydalar da oldu. DTP tabannn dşndaki topluluklar yaplanlar karşsnda çok gerilmişlerdi ve DTP’nin açk kalmas ihtimali iç kutuplaşmay artran bir etkendi ve iç savaş olmasa bile toplumsal çatşma ihtimalini artryordu. Bundan dolay maalesef iki patlama ayn anda olmuştur. Birincisi, Bursa’da grizu patlamas idi. İkincisi de, DTP’nin kapatlmasdr ve bu, en azndan halkn büyük ksmnn yetersiz de olsa gazn almştr. Bundan dolay, Türkiye’nin bu kararla ve gerçekle yüzleşmesinden başka seçeneği yoktu. Zor da olsa bu gerçekle yüzleşecekti.
¥
DTP’lilere düşen de, kapatlmaya giden süreçte yaptklarn tekrarlamamaktr. Yani kapatlma kararn sineye çekmektir. Halbuki, ayn çevreler kapatma kararn hukuki değil, siyasi olarak nitelendiriyorlar. Onlara göre, Apo’nun mahkumiyeti de siyasidir. Bundan dolay da Reşadiye katliam sonrasnda PKK’nn adn yine verememiş, ‘hangi örgüt olursa olsun’ diyerekten suçlamay ortada brakmşlardr. Dolaysyla sineye çekmek, trmandrmaktan uzak kalmalar, yapc siyasete yönelmeleri anlamna gelecektir. Sinelerden birini tercih edeceklerdir. Bu da Anayasa Mahkemesi’nin kararn sineye çekmek olmaldr. Sine-i millete dönmek veya sine-i dağa dönmek çözüm değildir. Sedat Laçiner gibilerinin tanmlamasyla, sine-i millete dönmek aslnda Emine Ayna gibilerin sözlüğünde sine-i dağa dönmek anlamna gelmektedir. Erhan Başyurt gibiler de bu sine-i millet tabirini sille-i millet olarak okuyor ve ifade ediyor. Gerçekten de DTP ve PKK’llar hak arayalm derken hak ihlali yapyorlar ve bu hak ihlali de toplumsal kutuplaşma doğuruyor. Zira, kimyalar ztlaşma üzerine kuruludur ve bu ztlaşma da toplumsal kutuplaşmay tetikliyor. Bu neden böyle oluyor, sorusunun cevabnda anlayamadklar mesele, denklemi ta baştan eğreti kurmalarndandr.
¥
Türkiye’de Türk ile Kürt arasnda bir eşitsizlik yoktur. Lakin onlar var olduğunu ileri sürüyorlar. Neden? Çünkü olaya yanlş yerden bakyorlar. Ztlk üzerine eşitlik tesis etmek istiyorlar. Milliyetçilik üzerinden eşitlik talebi bu anlama gelmektedir. İtiraz edildiklerinde ise emsallerini gösteriyorlar. Halbuki, dinimiz ‘la darara vela dirar’ derken Türkçemizde de bunu karşlayan ‘su-i misal, misal olmaz’ diye bir tabir vardr. Dolaysyla denklem baştan yanlş kurgulanmştr. Apo da kendi istikbalini Kürt halknn siyasi ve ideolojik olarak rehin alnmasna bağlamştr. Kürt halk Türk halknn kardeşidir ve zaten kültürel meselelerde baz eksiklikler 20 yldan beri telafi edilmektedir. Hal böyle iken hak hukuk süreci ilerlerken bu taşknlk niye? Millet, Emine Ayna’nn hesabn sorarken onlar da Anayasa Mahkemesi’nden Leyla Zana’nn hesabn soruyorlar. Bir iki teknik ayrnt neyi değiştirir ki? Bu anlamda, Anayasa Mahkemesi’nin demokratik süreci sabote ettiğini ileri sürüyorlar. Halbuki, bunu söyleyenler sabotajdan dolay kapatlmşlardr ve Habur’dan beri gelen süreç bunun açk bir kant, ispat ve örneği olmuştur. Karar verilirken Avrupa kriterleri de gözetilmiş ve Batasuna vakas örnek olarak alnmştr. Gerilimi ve ateşi düşürmekte fayda var. Bu ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararn sineye çekmekle mümkündür. Yoksa Diyarbakr’da kamp kurmak, yanlş sürecin başka bir şekilde devamndan medet ummak olur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.