Bir aile olmak için akşam yemeğinde beraber olmak
Bu haftaki kitabımız Beyan Yayınları’ndan. Yazarı ise Pedagog Zeynep Temizer Atalar. Uzmanlık alanı “Çocuk Gelişimi ve Annelik Eğitimi” olan yazar, ailelerde meydana gelen iletişimsizlik üzerine ilginç örneklerle harika bir eser hazırlamış.
Kitabına; “Bir Aile Olmak İçin Akşam Yemeğinde Beraber Olmak” gibi uzun ama anlamlı bir başlık koyan yazarın eserini, öncelikle büyük şehirlerde yaşamak için geleceğini karartan ve “Büyük şehre gidelim de ne olursa olsun” diyenlerin okuması gerekir.
Göç alan şehirlerde aile iletişiminin düzeleceğini ve rayına oturacağını zannedenler, daha göç fikri akıllarına geldiği andan itibaren bilmeliler ki, aileyi “bütünleştirmek” değil, “dağıtmayı” göze almışlar demektir. “Göç, yerleşmeyi değil, dağılmayı çağrıştıran bir niyettir.” Zorunlu göçler de isteğe bağlı göçler de aynı kategoriye girer.
Türkiye’nin bugün en önemli ve birinci sıradaki problemi ailelerdeki iletişimsizlik ve anlaşmazlıklardır. Ne terör ne ekonomik ne sosyal ne siyasal ne de başka sebeplerdir. Esas sebep, aileyi korumakla ve kollamakla görevli olan bireylerin; “aile kurumuna inanıp inanmamalarıdır.” Yoksa ülkede meydana gelen bütün olayların içindeki insanlar da bir aileye mensup değil mi? Onların da anneleri ve babaları yok mu? O zaman şu demek oluyor ki, aileyi korumadıkça ve aileyi yaşatmadıkça belaların sonu gelmeyecektir.
“Bir aile olmak için akşam yemeğinde beraber olmak”, büyük şehirlerde yaşayan aileler için beklenilen müjde kabilindendir. Akşam yemeğinde beraber olundu diyelim, bu sefer de diyalog kurmakta zorlanılır ve genelde günlük şikâyetler dile gelir ve kimin ne yediği ne içtiği belli olmadan sofradan kalkılır. Dünyayı düzeltiriz ama kendimizi görmeyiz.
Yazarın anlattığı böyle bir yemek değil elbet. Belki hepimizin farkında olduğu ama hiç birimizin; “fedakârlığa” katlanamadığı için akşam yemeklerini hapur hupur yedikten sonra aile bireyleri konuşmak yerine televizyon camının arkasındakilerle hayali iletişim kurmayı seçişimiz, elimizle aile bütünlüğünü bozduğumuzun bir göstergesidir.
Pedagog Zeynep Temizer Atalar, akşam yemeği sofrasını uzunca şöyle anlatıyor: “Yeryüzünde sahip olunan en değerli varlık ailedir. Bir şekilde içinde bulunduğumuz her an, birbirine sahip çıkan, seven, sayan bir aileyle anlam kazanır. Yalnız yaşanan mutluluklar buruktur. Hüzünler ve acılar, ancak bir aile içinde tahammül edilebilir hale dönüşürler.
Bütün bu duyguların, düşüncelerin paylaşıldığı, ailenin bir araya geldiği ortak zaman dilimlerinden biri de ‘akşam yemeği sofrasıdır.’ Akşam yemeği sofrası, gerçek anlamda bir aile olmayı sağlayan en önemli anlardan biridir. Akşam yemeğinde geçirilen zaman, ailenin gücünü belirleyen ölçüler arasında ilk sırada yer alır. Akşam yemeği sofrası, bir ailenin genel yapısı hakkında önemli ipuçları verir.
Sofranın hazırlanma aşamasında çocuktan yardım alınıp alınmaması... Çocukların önceden yedirilip sofraya dâhil edilmemesi gibi bir yapının olup olmaması... Sofrayı hazırlarken sofra düzenine özen gösterilip gösterilmemesi... Beslenme alışkanlığının dengeli olup olmaması... Yemeklerin hazırlanma ya da tabaklara konma aşamasında aile üyelerinin seçim hakkının olup olmaması... Sofrada herkesin içinden geçenleri rahatlıkla paylaşıp korkmadan ve azarlamadan konuşup konuşmaması... Kuralların olup olmaması ve bu kuralların uygulanıp uygulanmaması... Çocukların yemek yeme davranışlarına anne veya babanın müdahale edip etmemesi... Anne babanın ebeveynlik tarzları ve kardeşlik ilişkilerinde bir uyum olup olmaması...”
Yazar bu konulara dikkat çekmiş ve aile bireylerinin önüne adeta bir “Doğru diyalog ve anlaşma” manifestosu koymuş. Lakin bunları kime anlatacağız, işte esas problem burada yatıyor. Çevresindeki farklı dünyaları görmeyen, sadece kendi bildiğini doğru sayan anne babaların, hem kendilerine hem de çocuklarına zarar verdikleri nasıl anlatılacak?
Pedagog Zeynep Temizer Atalar bu ve benzeri akla gelebilecek sorulara; “kısa, öz ve anlaşılır” cevaplar vermiş. Anlamak isteyen ve anladığını da uygulamak isteyen; aklını, fikrini, düşüncesini, öfke ve strese kurban etmemiş, her aklıselim insan gibi bir ailesi olduğu için mutlu olması gereken insanların anlayacağı çok şey var kitapta. Ayrıca kendimizi düzeltmeden başkalarını düzeltme hastalığından kurtulmanın da reçetesi bulunuyor.
Kitap hakkında bilgi için: Beyan Yayınları 0212 512 76 97
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.