Gün bugündür!
DTP kapatıldı, Alevi açılımı ile ilgili tartışmalar gündemde. Ergenekon davasında kritik eşiğe gelindi, İmam Hatiplerin katsayı tartışması gündemde.
Hani Ergenekoncular, bugün de bir şey yapamayacaklarsa, hiçbir zaman yapamayacaklar demektir..
Genelkurmay, “rejimi koruma ve kollama” notunu internet sayfasından bir çıkarıyor, bir koyuyor..
Şimdi kim ne yapacaksa yapacak..
Bütçe görüşmesinde, muhalefet eteğindeki taşı dökecek.. Yılbaşından sonra kim ne yapacaksa yapacak..
Hükümet, yargı reformunu daha fazla geciktiremez.. Siyasi partiler ve seçim yasası ile ilgili ne karar verecekse verecek..
Bu kışın sonunda ya faşizm gelecek, ya da o adına demokrasi dedikleri şey, neyse o gelecek..
Faşizm gelirse halk sokağa çıkacak ve birilerinin demokrasi getirmesini beklemeden kendisi getirecek ne getirecekse.. Ve ne olursa olacak.. Yani kıştan sonra yine mevsim bahar olacak..
Nihayetinde adalet, barış, özgürlük gelecek gelmesine de, yıllar öncesinde Erbakan’ın dediği gibi “Kanlı mı gelecek, kansız mı?” Dün olduğu gibi bugün de buna karar verecek olanlar, darbeciler ve çeteler.. Eğer birileri bu ülkeye adalet, barış ve özgürlüğün gelmesini istemiyorsa, o zaman ne olacaksa o olacak..
Kanlı ve kansız tartışmasında aslında tek seçenek var, ya bu kanlı terör, faşizan baskılar devam edecek ya da halk bu kanlı ve kirli oyundan kurtulacak.
Darbecilerin ve çetecilerin iktidarı ele geçirmesi, devam eden kan ve gözyaşının devam edeceği anlamına geliyor..
Korkmayın daha fazla kan dökemezler, ama tek farkla, kanı dökülecek insan ya da topraklar farklı olabilir o kadar..
Size bir müjde vereyim mi? Darbeciler ve çeteler yönetime el koysalar bile sonunda yine kazanan halk olacak.. Gerçekler bu kadar ortaya döküldükten sonra önce kendi aralarında hesaplaşmaya girerler ve ardından bu defa, yargı önünde hesap vermekten bin defa daha beter şartlarda gidecekleri yere giderler..
‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ bir kere..
Sonuçta “güzel günler göreceğiz” görmesine de, bu süreçte yaşayacaklarımız bunun, kan, can, zaman ve ekonomik maliyetini gösterecek..
“Bizim Sovyet” dağılırken, yerli “Prestroika ve Glasnost” için kafa yormamız gerekiyor. Yani bundan sonra ne olacak? Mevcut derin yapıların ve çetelerin yerine yenilerinin gelmemesi için kafa yormalıyız.. Yoksa milleti soyan ve kan döken adamın adı, ideolojisinin rengi çok da önemli değil.. Kurbanların ve işkencecilerin yer değiştirmesi o kadar da önemli değil.. Ve de bu işin bir kan davasına dönmemesi de gerek..
Resmi ideoloji, resmi tarih ve resmi din sapır sapır dökülüyor.. “Eski hal muhal” artık.. Yılbaşından sonra Türkiye “fırtına tüneli”ne girecek. Ardından “Şubat soğuğu” var sanki.. Birilerinin parmağı tetikte.. Fırtınalı bir denizde yol almayan bir gemi gibiyiz..
Türkiye’de siyaset yapmak, “mayınlı tarlada top oynamak” gibi bir şey..
Üstelik zor bir zamanda yaşıyoruz. Sadece Türkiye değil, bölge ve dünya için de zor bir zaman..
Şu günlerde Filistin’de de fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor gibi sanki.. İsrail’in Hizbullah’a yönelik kapsamlı bir saldırı için hazırlık yaptığı söyleniyor.. Londra’dan yola çıkan Gazze’ye gitmekte olan İnsani Yardım Konvoyu da bugün Türkiye’ye giriş yapıyor..
Irak’ta sular ısınıyor. Harkuk Haftanin’de herkes bundan sonra neler olacağını merak ediyor.. İran’da tedirgin bir bekleyiş var. Yemen’de İran’ın desteklediği Husilerle, Suudiler arasındaki çatışmalar giderek yoğunlaşıyor..
Ergenekon davası çerçevesinde her an yeni bir dalga, yeni belge, iddia, tanıklar ortaya çıkabilir..
Muhalefet bunların hiç biri ile ilgilenmiyor.. Yargıdaki birtakım unsurlar çözümden çok çözümsüzlüğün adresi haline gelmeye devam ediyorlar..
Hani ellerinden gelse DTP’den sonra AK Parti’yi de kapatacaklar.. O zaman Türkiye seçime gidecektir tabii.. Sanki o şartlarda seçime gitseler kendileri gelecek.. O zamana kadar bir ara rejim hükümeti kurulur herhalde.. CHP iktidar, MHP muhalefet, ya da Milli Koalisyon. Yani CHP ve MHP ortaklığı.. Terör ve ekonomi ne olur görürsünüz o zaman! Bahçeli aslan gibi çıkıp Apo’yu asar herhalde! İmam Hatip, başörtüsü sorunu filan da sorun olmaktan çıkar mı dersiniz! Harkuk ve Haftanin’i bombalarız ve bu iş biter. Birilerinin analarını ağlatırız.. “Ne Kürt açılımı, Alevi açılımı, Çingene açılımı lan” diyen birileri çıkar herhalde.. Demokrasi açılımı, AB, İnsan Hakları, AİHM... yok artık öyle şeyler.. Burası Türkiye!
Sahi Doğan Media da kurtulur mu bu arada? Ergenekon davası da süratle sonuçlanır herhalde, Veli Küçük Terörle Mücadeleden Sorumlu Başbakanlık Müşteşarı, MGK Genel Sekreteri filan yapılır!.. MİT’in başına da Dursun Çiçek getirilir!..
Amaan, yok daha neler. Biz de fazla abarttık.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.