Sahte Zerdüşt
Zerdüşt konusunda hakikat ve algı farkı var. Kur’an, ‘lisan-ı gayb’ olduğu gibi Zerdüşt de bir anlama göre hakikatin dilidir. Zerdüşt bir anlamda Mani’den önce Maniheizmin (Seneviye/dualizm) ilk muallimidir. Hak ile batılın birbirinden ayrışmasına rağmen İslam’a göre hayır ve şer iç içedir. Tamamen birbirinden ayrışmamıştır. Bunun nedeni dünyanın bir nevi imtihan diyarı olması ve insanların hayır ve şer karşısında iradelerini ortaya koymalarıdır. Bizde şer ve şeytan tebeidir (bağımlıdır ve izafidir: İnne keyde’ş şeytani kane daifan). Maniheizmde ise şer mustakil ve mutlaktır. Şeytanın karşılığı olan Ehriman mutlak bir varlıktır. Lakin bazen hak ile batılın ayrışmasının zirveye tırmandığı altın dönemler olabiliyor. Asr-ı saadet böyledir. Lakin genelde hayır ve şer bütün yapılarda iç içedir. Hayrın galip olduğu dönemlere hayırlı dönemler diyoruz. Peygamberlere izafe edilen zelleler de Maniheizm doktrinini nakzeder. Zerdüşt’ün ne zaman yaşadığı tam belli değildir. Konfüçyüs gibi peygamber olup olmadığı tartışmalı bir husustur. Lakin peygamber olduğu kuvvetle muhtemeldir, ancak Hazreti İsa gibi daha sonra öğretileri lahik kuşaklar tarafından yozlaştırılmış olmalıdır. İskender’den üç asır evvel yaşadığına dair söylentiler vardır. M.Ö. 6. veya 9. yüzyıllarda yaşadığı mervidir. Maniheizm ve Zerdüştlükte kötülüğü Ehrimen ve iyiliği ise Ahuramazda temsil eder ve hayat onların mücadele alanıdır. Hıristiyanlar Zerdüşt’e Mesih’in müjdecisi olarak bakmışlardır. Gnostikler de onu öncülerinden birisi olarak telakki ederler. Zerdüştler Zerdüşt’ü İsa ve Musa’dan sonra üçüncü peygamberleri olarak da görürler. Nietzsche, Zerdüşt’ü Pisagorcular gibi üstadı görüyor ve ona bir hiçlik felsefesi yüklüyor. Dolayısıyla aslında Nietzsche, Zerdüşt’ü saptırmış oluyor. Zerdüşt, hayatı çelişkiler yumağı olarak algılıyor. Çelişkilerden bunalan Nietzsche ise hiçliğe kaçıyor, başvuruyor. Hiçlik veya nihilizm (düzen tanımayan) felsefesinin refleksi ve eylemi de, anarşizmdir. Buradan da Apo’ya veya günümüzün sahte Zerdüşt’üne ulaşıyoruz.
¥
Nietzsche’den sonra siyasi olarak Zerdüştlüğü dirilten bazı PKK gibi örgütler olmuştur. Onlar ideolojik ve ruhani kökenlerini Zerdüştlükle arıyorlar. Muharref Zerdüştlüğün de onlar için iyi bir kaynak olduğu söylenebilir. Zira, onların felsefesi de ikilem, kutuplaşma üzerine deveran etmektedir. Bu anlamda Apo, ikileştirici, ötekileştirici ve kutuplaştırıcı bir milliyetçi Maniheisttir. Taifi (dini) Maniheizm olduğu gibi şuubi Maniheizm (ırki) de vardır ve bunu günümüzde PKK ve yandaşları temsil etmektedir. İslam’ın tevhide çağıran anlayışı yerine dualizm ve hiçlik felsefesine saptılar ve bunun refleksi olarak da anarşizm anaforuna kapıldılar. İşte bu kesimler, anakronik bir Zerdüşt olarak Apo’u yüceltiyorlar. PKK militanları arasında yapılan araştırmalarda en fazla Mesih ve Zerdüşt’e öykündükleri görülüyor. Zerdüşt’e öykünenler, İslam’ın Kürtlere dayatıldığını düşünüyorlar. Sözgelimi, Kürtlerin geçmişini Zerdüştlükte arayan Kürt yazar Mehdi Mecid Abdullah gibi. Türk tarafında da aynı görüşleri paylaşanlardan birisi “Nasıl Müslüman Olduk?” kitabıyla Erdoğan Aydın’dır. Özgür Barutçu ve Murat Bardakçı gibiler de aynı nakaratı tekrarlıyorlar. Dolayısıyla anakronik (tarih dışı) yeni Zerdüştlük cereyanı birlik ve beraberlik propagandası altında dualizm, savaş ve yıkım üretiyor. Mehdi Mecid Abdullah adlı Kürt yazar Kürt milliyetçiliğinin hakiki peygamberinin Zerdüşt olduğunu söylüyor. Bu hakiki Zerdüşt olmayıp yazarın zihnindeki mutasavver (algılanmış) Zerdüşt tipidir ve bunun izdüşümü de Apo olmalıdır. Nasıl gerçek Mesih ve sahte Mesih (Deccal) varsa, aynı şekilde gerçek Zerdüşt ve sahte Zerdüştler de vardır. Kimi PKK’cılara göre Apo bir Atatürk (Ahmet Altan ‘Atakürt’ diyor), kimilerine göre güneş, kimilerine göre ise yeni bir Zerdüşt’tür.
¥
Milliyetçiliğin tebliği bir sahte peygamberlik mesleği ise o takdirde Apo da çağdaş veya anakronik bir Zerdüşt olmuş oluyor. Lakin Zerdüşt’ün hayatı en azından fiziki olarak kötü bir sonla noktalanıyor. Milattan önce 583 yılında 77 yaşında iken Belh’te Türklerin eliyle hayatını kaybediyor. Acaba Apo’nun misyonu ‘(haşa) Kürtleri İslam’ın karanlığından Zerdüştlüğün aydınlığına’ çıkarmak mıdır? Bütün bu çıkardığı kargaşadan sonra sahte Zerdüşt’ün akıbeti de merak konusudur (Zerdüşt er resul el hakiki lilkavmiyyeti’l kürdiye, Mehdi Mecid Abdullah, Elaph.com sitesi, 12 Aralık 2009)!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.