Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kissinger’den John Kerry’ye…

Kissinger’den John Kerry’ye…

Obama'nın siyasi hedeflerinden birisi, Afganistan'da askeri tırmandırma iken İran'da musalaha yani uzlaşma idi. Özellikle de İran'la donuk ve kopuk ilişkilerin 3 dönem sonra rayına gireceğine ve tamir edileceğine dair beklenti yüksek idi ve bunu dile getirenler çok oldu. Bu bağlamda, Obama idaresine tavsiyede bulunanlardan birisi de Newsweek dergisinin editörü Ferid Zekeriya oldu ve Kissinger'in 1971 yılında ansızın Çin'e gitmesi ve en azından komunist bloktan birisini ayartarak nötr ve tarafsız hale getirmesi gibi dünyayı şaşırtma pahasına Obama'nın da ilk gezisini İran'a yapmasını ve kopuk ilişkilere bir son vermesini teklif etmişti. Lakin rüzgarlar geminin istediği rotada esmedi. İran'la ilişkiler yatışma trendi yerine gerilim trendine girdi. İran'ın nükleer program konusunda yoluna devam etmesi ve pazarlığa açık olmadığını ilan etmesi veya yapılan dolaylı pazarlıklarda da tarafların anlaşamaması gerilimi tırmandırdı. Bu bağlamda, İran'ın son sıralarda Kum yakınlarında gizli bir tesisisin ortaya çıkması ve ardından alenen yeni 10 tesis yapacağını duyurması ve İsrail'i ve Orta Avrupa'yı vurabilecek kapasitede füzeler denemesi gerilimin öteki ara ve kademe unsurlarını teşkil etti ve sonunda ABD yılbaşından itibaren uygulamayı düşündüğü yeni ve 'kurutucu yaptırımların' geri dönülmez bir biçimde artık uygulama aşamasına geldiğini ve beklemeyeceklerini' duyurması ilişkilerin geri dönülmez bir ufukta seyrettiğini ortaya koydu. İşte tam bu noktada eski başkan adaylarından John Kerry'nin devreye girmesi sönen umutları yeniden yeşertti. İşte bu kritik eşikte ABD eski başkan adayı ve Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı John Kerry, 1979'daki İslam Devrimi'nden beri İran'ı ziyaret eden en üst düzey ABD'li temsilci olmak istediğini duyurdu. İran'ın tartışmalı nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varılması için son bir hamle niteliği taşıyan bu ziyarete Beyaz Saray'ın da karşı olmadığı öğrenildi.

Esasında, Çin'le Detante yani yumuşama politikasının mimarı olan Kissinger aynı şekilde İran'la benzeri bir politikanın yürürlüğe konulmasını savunanlardandı. Sonunda, Beyaz Saray'ın da buna daha düşük ve dolaylı tonda (kendini riske atmadan) razı olduğu anlaşılıyor. Beyaz Saray'dan bu konuda yapılan açıklamada şöyle deniliyor :"Bu, Dış İlişkiler Komitesi başkanı tarafından gerçekleştirilen bir seyahat olarak algılanmalıdır. Ziyaret düşüncesi tamamen Kerry'nin kendi insiyatifinin bir ürünüdür..." Böylece Beyaz Saray'ın da en azından bu ziyarete karşı çıkmadığı aksine zımni olarak desteklediği anlaşılmış oldu.

Öte yandan Obama yönetimi, bu ziyareti gerçekleştirmesi halinde Kerry'yi resmi temsilci yapıp yapmama konusunda ise henüz kararsız ve tereddütlü. Kerry, geçtiğimiz aylarda da ABD Başkanı Obama ile koordineli olarak birtakım diplomatik girişimlerde bulunmuştu. ABD'li senatör, özellikle Afganistan'daki tartışmalı başkanlık seçimleri sonrasında bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirerek Devlet Başkanı Hamid Karzai ile görüşmüş ve yaşanan siyasi krizin çözümüne dönük çabalarda önemli rol oynamıştı.

Bilindiği gibi İran idaresinin suçlamalarına rağmen esasında Amerikan idaresi, 12 Haziran'da İran'da yapılan seçimlerde Reformcu Kanadı desteklemediği gibi sokak gösterilerine de mesafeli durmuştu. Lakin Zahedan ve Sistan gibi bölgelerde gerçekleşen İran rejimine yönelik saldırılardan dolayı İran yönetimi, ABD ve İngiltere'yi suçlamıştır.

ABD'nin alttan almasının nedeni, İran'la pazarlık marjını açık tutmak ve İran rejimiyle barışma umutlarını muhafaza etmekti. Bu anlamda, John Kerry'nin bu arzusunu ilan etmesinden sonra top İran'ın sahasına geçmiştir. Daha önce Beyaz Saray'ın doğrudan diyalog kurma çabalarını reddeden İran'ın bu ziyarete vereceği resmi cevap ise merak konusudur.

İran'ın BM sözcüsü bu konuda henüz bir yorum yapmazken, medyaya açıklama yapan bazı milletvekilleri Kerry'nin teklifini ciddiye almadıklarını söyledi. Geçmişte de ABD'li yetkililerin Tahran'ı ziyaret etmek istediklerini söyleyen milletvekili Alaattin Borucerdi, bu bakımdan ABD'nin İran'a yönelik politikalarında Obama yönetimi döneminde de bir değişiklik olmadığını ifade etti. ABD Başkanı Obama, nükleer programını durdurmayı reddeden İran'a doğrudan müzakerelere başlaması konusundaki uluslararası çağrılara cevap vermesi için yıl sonuna kadar zaman vermiş, aksi takdirde Tahran'ın uygulanan yaptırımların artırılacağı uyarısını yapmıştı.

Kerry Tahran ziyaretini gerçekleştirmesi halinde son 30 yılda İran'a giden en üst düzey ABD'li yetkili unvanını kazanacak.

Bakalım, Obama'nın yapmadığını John Kerry gerçekleştirebilecek mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi