Geniş bir alanı kapsayan demokratikleşme projesi içinde Kürt sorunun da çözülmesi amaçlandı. Ancak tedavi edildikçe hastalık ağırlaştı ve bugün bu hastalığın nasıl sonuçlanacağı bilinemez hale geldi. Kürt siyasetçiler bütünleşmeye giden yolları tıkayan, ayrışmayla sonuçlanacak bir siyaset izlemeye başladı. Atılan her olumlu adım, geçmişteki şiddet dönemlerinden daha büyük tepkilerle karşılandı. Ayrıştırmaya giden sokağa barış ve demokrasi adı verildi. Acaba bu sorun dünya politikaları çerçevesinde değerlendirilirse ne anlama geliyor ve nasıl sonuçlanabilir. Turgut Özal başbakanken Saddam bir öneride bulundu. Bu öneri şöyle özetlenebilir: Kürtler Irak’ta devlet karşıtı faaliyetlerde bulunuyor, Türkiye’de çatışma çıkarıyor. Biz güneyden, siz kuzeyden sıkıştıralım ve bu sorunu kökünden halledelim.
O günlerde bu operasyona sandviç operasyonu diyordum ve karşı çıktım. Sözlerim medyada yer aldı. Türkiye’nin Kürtlerle çatışmasının yanlış olacağını ve bu sorunun çatışmasız çözülmesinden yana olduğumu ifade ettim.

Şunu söylemek istiyorum. Dünya şartları gözetilmeden oluşturulacak politikalar başarısız olmaya mahkumdur. Kürt siyasetçiler bölge üzerinde büyük güçlerin mutabakatını hesap etmeden hareket ediyorlar ve kendilerini zora sokacak bir yol izliyorlar.

ABD Irak’tan bir gün çekilecektir. Bu bir hesaplaşma döneminin başlaması demektir. Milyonlarca Iraklı’nın öldüğü işgal sürecinde etkinliğini artıran tek grup olan Kürtlerin intikamın hedefi olması kaçınılmazdır. Sözlerim ne bir tehdit ne de şantajdır. Kürt sorununun adaletle çözülmesi uğruna büyük kayıplara uğramış biri olarak dost tavsiyesinde bulunuyorum.

Bugün Kürt hareketi ırkçı bir çizgiye oturmuştur. Sözleri ve eylemleri bütünleşmeyi değil ayrışmayı getirecektir. O zaman şu soruya cevap vermeleri gerekir. Ayrıştığımız zaman oluşacak ortama hazır mıyız? Ayrık yapımızı nasıl koruyacağız? Yalnız Türkiye’de değil tüm bölgede bir bütünleşme eğilimi güç kazanırken biz küçük bir ada olarak varlığımızı sürdürebilir miyiz? Bölgedeki ayrık yapımızı destekleyecek büyük bir güç var mı ve ne kadar etkili olabilir?

Şöyle bir hedef mantıklı olabilir mi? Tüm Kürtler bir araya gelir ve zengin petrol kaynaklarından elde edilen gelirle, diğer petrolcü ülkeler gibi, yan gelip yatar ve refah içinde oluruz. Bu iki açıdan yanlıştır. Çevreyi saran güçler böyle bir çözüme kayıtsız kalmaz ve kimse çevreyi feda ederek Kürt oluşumun yanında yer almaz. Petrol son nefesini vermek üzeredir. Alternatif enerji kaynaklarına hızla geçilmekte ve çevreye verdiği zarar, biraz da yeni kaynakları korumak amacıyla bahane olarak kullanılarak, petrol tahtından indirilmektedir. Ayrıca petrolün pahalı olmasının asıl nedeni arz ve talebin etkisinden doğmamaktadır. Yeni enerji kaynaklarına yeterli yatırım yapıldıktan ve ileri teknolojiler kullanıldıktan sonra petrol fiyatlarında büyük bir düşüş yaşanacaktır. Yani petrole dayalı hayaller hüsranla sonuçlanacaktır. Önünüze açılan haysiyetli bütünleşme tek yoldur.