İstanbul’da ahlâk şûrası...
İç siyaset, dış siyaset, ekonomi, geçim gailesi... derken günler sür’atle geçiyor. Bu vitrin meselelerin gölgesinde kalan gerçek meseleler, asıl insanlık meseleleri üzerinde durmak, düşünmek, fikir üretmek ve onu uygulamaya dönüştürmek iradesinden yoksun yaşıyoruz.
Bugün sokağa çıkan her insan; sokağın ev içine giren unsurlarına, radyoya, televizyona ve gazetelere muhatab olan herkes, telaffuz etsin etmesin ciddi bir ahlâk aşınmasının, değer kaybının farkında.
Türkiye bir dönem ahlâktan kaçtı. Çünkü yönetenler onu doğrudan dinle ilişkili gördü ve ahlâkilik-dinilik paralelliği kurarak laikliğe aykırı saydı! İnsan ilişkilerini sırf kanunlarla, mevzuatla düzenlemeye çalıştı. Ahlâk kelimesinin dinî boyutundan kaçılarak sonunda toplum tahayyülünde anlamı oluşmayan etiğe sığınıldı.
Ahlâka “etik” demekle bir şey halledilmiyor! Devlet etik kurulları oluşturuyor, fakat ahlâkın kurul işi olmadığı unutuluyor!
Temel meselesi insan olan bir toplumun ahlâkı ıskalaması, ahlâktan kaçması ve hatta ahlâk karşıtı tutumlar benimsemesi düşünülemez. Türkiye’de işte bu düşünülemez olmuştur. Basın yayın cihazı ahlâk dışılığı hayat tarzı olarak sunma konusunda belki de hiç bir toplumda bu kadar muhteris olmamıştır.
Kitlelere gayriahlâkilik öğretilmekle kalınmıyor, yaşanabilirliği de âdeta ezberliyor. Bu yaşanabilirlik, kabuledilirliğin ötesinde takdir edilirlik derecesine doğru yükseliyor. Böylece neredeyse, ahlâkilik marijinal hâle getiriliyor!
Türkiye’nin derinleşen insan meselesi, her alanda ahlâkî kaygının fiillerimizden dışlanmasıyla ilgili. En başta şahsî ikbalini toplumun, milletin önüne geçiren bir insan portresi ile karşı karşıyayız. Eğitim sistemimiz de öğrencilere “geleceğini kurtarmak” adına herkesin kendi gemisini kurtarması gerektiğini telkin ediyor.
Bugün Türkiye’yi hiçbir iç ve dış düşman ahlâkî değerlerin aşınması ölçüsünde tehdit etmiyor!
Bedenimizin terbiyesine, eğitimine önem veriyoruz. Öğretim kurumlarımız gittikçe büyüyen devasa bir öğretme cihazına dönüşüyor. Bedenimize verdiğimiz değeri, bizi biyolojik varlığın üstüne yükselten ruhumuza vermiyoruz. Zihnimizin gıdası sadece bilgi ve gayemiz bu bilgiyi kullanarak başarıya ulaşmak olabilir mi?
35 sene önce kaybettiğimiz ülkemizin yetiştirdiği nadir fikir adamlarından Nureddin Topçu “Öğrenmek zekânın, yapmak ahlâkın işidir” diyor.
Nureddin Topçu Hoca, bütün hayatını ahlâk davasına adamış bir şahsiyetti. 1909’da doğmuştu, geçen yılın kasım ayında 100 yaşına bastı! Ahlâk Nizamı, İsyan Ahlâkı onun kitaplarına verdiği isimler. Ders kitabı olarak “Ahlâk”ı da unutmayalım.
Topçu sadece isminde ahlâk geçen kitaplarında bu konuyu esas almadı. Bütün kitapları bu çerçevede ele alınabilecek bir muhtevaya sahip. İşte onun İradenin Dâvası isimli kitabından birkaç satır:
“İlim, sanat ve ahlâk kaynaklarından gıdalanan duygular insanı ideal bir düzene yükseltiyor ve gerçek mânasıyla insanlaştırıyor. Dine tırmanan irade ise, iradelerin gerçek sahibi olan Allah’a yönelmekle sonsuzluğun iradesini kazandıran duygular yaşatıyor. Allah en büyük iradedir. Dini irade bizi sonsuz kudretin iradesine iştirak ettiriyor. Dinde kurtuluşun, selâmetin ve İslâmın asıl mânası budur. Dini sadece bir takım kat’i emirlerin bütünü diye almak, onu anlamamaktır.”
Türkiye Yazarlar Birliği, Nureddin Topçu’nun yüzüncü yaşı dolayısıyla onun en çok önem verdiği ahlâk kavramı etrafında bir toplantı düzenliyor: 1. Türkiye Ahlâk Şûrası...
Esasen böyle bir toplantının bilhassa Millî Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenmesi beklenirdi... Yaz aylarında bakan hanımefendiye hitaben bir yazı da yazmıştık. Bir cevap alamadık. Şimdi İstanbul Ticaret Odası’nın desteği, çok değerli ilim ve fikir adamlarımızın iştiraki ile İstanbul’da böyle bir toplantı yapıyoruz.
1. Türkiye Ahlâk Şûrası 16 Ocak cumartesi sabahı 10.30’da İstanbul Ticaret Odası’nın Eminönü’ndeki Meclis salonunda başlayacak. Esas oturumlar ise, öğleden sonra TYB’nin İstanbul Kültür Merkezi’nde (Sultanahmet’te Kızlarağası Medresesi) yapılacak...
Umulur ki, bir düşünce zemini oluşur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.