Önce karar, sonra delil
Bir konuda kesin bir yargıya varmışsanız her türlü bilgiyi bu kararınızı doğrulayacak yönde kullanırsınız. Bunu bilenler sizi yönlendirmek için kararınızı destekleyecek bilgiler sunarlar.
Bir örnekle ne demek istediğimi açıklayayım. Bir gün MİT tarafından hazırlandığı söylenen bir rapor piyasaya sürüldü. Rapora göre İsrail komandoları Akdeniz’i botlarla aşmış, Toros dağlarını geçip Ankara’ya gelmişler ve Uğur Mumcu’yu katledip geri dönmüşlerdi. Bu rapora zamanın devlet yöneticileri de inandı. Adalet Bakanı bu belgeyi delil olarak niteledi. Refah Partisi iktidardaydı ve onlar böyle bir bilgiyi hemen kabul ettiler.
O zaman “Eğer bunu İsrail komandoları yapmışsa neden sivil elbise giyip uçakla gelmediler?” demiştim. Haberin tamamen uyduma olduğuna emindim ve MİT de söz konusu raporu yalanladı. Raporun yalan olması içindeki iddiaların da inandırıcılığını kaybetmesine neden oldu. Yani bir olay yalan haberlerle süslenirse içeriği de, doğru olsa bile, yalan haline gelir.
Mesela şöyle bir bilgi sızdırılsa: “Hava indirme birlikleri paraşütle atlayıp Meclisi basacaklar” denilse bu haber manşetlere taşınır ama kimse neden üç adım öteye yürüyerek gitmediler de bu kadar zahmete katlandılar diye sormaz. Çünkü verilen bilgi inandıklarını teyit etmektedir.
Sözlerim darbe yapacakları iddia edilen kişilerin rasyonel davrandıklarını ve her eylemlerinin akılcı olması gerektiğini düşündüğüm şeklinde anlaşılmasın. Ancak belgelerdeki zamanlama hataları, çelişkiler onların katkılı olduğunu ve yeniden düzenlendiğini gösteriyor. Bu katkılara bakarak kaynağı hakkında bir tahminde bulunabilirim ama bunu tartışmak istemiyorum. Sadece bir soru soruyorum: Darbe yanlısı gösterilen siyasiler ve medya mensupları tasfiye listesinde, diğerleri yıldızı parlayacak olanlar mı? Birileri darbecilerin kara listesinde ise demokrasi kahramanı sayılmazlar mı?
Yaşadığımız süreç bir operasyondur ve bunun ne amaçla, kimler tarafından yapıldığını olası sonuçlarına göre değerlendirebiliriz. Olaylara böyle bakmak benim metodumdur ve bir kitabımın adı “Sonuçlardan sebeplere” adıyla yayınlanmıştır. Bu açıdan bakarak, dünkü yazımda söylediğim gibi, iki sonuca ulaşacağımızı düşünüyorum. Birinci sonuç darbe düşüncesinin köklerinin kurutulması, ikincisi belgelerdeki eklemelerin ortaya çıkarılarak bir grubun ordu karşıtlığını tezgahladığının ispatı.
Yıllar önce üniversitede ders verdiğim yıllarda öğrencilere şöyle derdim: “Derse girerken tüm değer yargılarınızı ve inançlarınızı paltonuzun yanına asın ve derse öyle gelin. Gerçekleri bunlarla göremezsiniz. Bunları tamamen atın demiyorum. Paltolarınızla birlikte alın ve kararınızı öyle verin”. Maksadım bir olayı anlamak için önyargı ve değer yargılarının etkisinde kalınmamasını ama uygulanacak politikaların bunları gözönünde tutularak yapılmasını öğretmekti. Şimdi ortaya bir belge sunulursa kimin ne diyeceğini önceden biliyorum. Çünkü kararlarını zaten vermişler ve bunu destekleyen her şey doğru zıddı olan her şey yanlıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.