“Abu İslam” ve “Öldürülecek Yahudiler listesi”
2009’un son gününde Afganistan’da 8 CIA ajanını öldüren Ürdün asıllı Humam Halil Abu Mulal el Belavi’nin Türkiye’de yaşamış olmasından dolayı hakkında çokça yorum yapıldı Türkiye basınında. Eşi Türk olan Ürdün asıllı doktor Belavi ile ilgili bilgi toplamak için 5 CIA ajanının Türkiye’ye geldiği gazetelerde yer aldı. Batı ve Türkiye basınında ‘Belavi çift taraflı ajandı’ iddialarını eşi Defne Bayrak bizzat yalanlarken, dikkatlerden kaçan bir cümle daha söyledi. Bayrak, "Olayın garipsenecek tarafı yok. Eşimin cihat forumlarında sürekli yazdığı basında çıktı zaten. Onun gidip o eylemi yapması garipsenecek bir şey değil. Garipsenecek şey, olayın CIA ve Ürdün istihbaratı ile bağlantılı olması. Burada da yapılabilecek tahmin sadece onların kullanılmış olabileceği. Başka bir tahmin de yapılamaz" demişti.
‘Cihat forumlarında sürekli yazan’ Belavi’nin Afganistan’ı 9 yıldır işgal eden bir ülkenin istihbarat elemanlarını öldürmesi gerçekten de garipsenecek bir durum değil. Belavi, kendi davasına inanmış biri olarak cihat forumlarında yazmış ve CIA üyelerini öldürmüş olabilir ama cihat forumlarında kimler ‘cihatçı’ kisvesiyle yazı yazıyor? Acaba o cihat forumlarında Belavi nasıl yönlendirildi? Bunlar, cevabı verilemeyecek sorular olarak önümüzde duruyor ancak Belavi’nin durumu üzerinden bir başka olaya bakarak, sanal dünyanın nasıl bir dezenformasyona maruz kaldığını görebiliriz.
Belavi’nin CIA’ye saldırı düzenlediği gün, İngiltere’de çok ilginç bir tutuklama gerçekleşti. Kendisini freelance gazeteci ve ‘İslami terör uzmanı’ olarak tanıtan Glen Jenvey isimli İngiliz, polisin düzenlediği bir baskınla tutuklandı ve bilgisayarlarına el konuldu. ‘Yahudilere karşı kin ve nefret yaymak’ suçlamasıyla tutuklanan Jenvey, Ocak ayı sonuna kadar kefaletle serbest bırakıldı.
Jenvey’i ilginç kılan ‘Yahudilere karşı kin ve nefret yaydığı’ gerekçesiyle tutuklanması değil. Çünkü bundan tam bir yıl önce Jenvey, İngiltere’nin en çok satan Rupert Murdoch’ın tabloid gazetesi The Sun’ın yayınladığı ‘Radikal İslamcılar İngiltere’deki önde gelen Yahudilere suikast düzenleyecek” haberinin de kaynağıydı. The Sun Gazetesi’nin Glen Jenvey’e dayandırarak yayınladığı habere göre, İngiltere’deki ‘radikal İslamcılar’, bu ülkedeki önde gelen Yahudi kişiliklere suikast düzenleyecekti. Jenvey’e dayandırılarak yayınlanan habere göre suikast düzenlenecekler arasında Tottetham Futbol Kulübü’nün eski sahibi ve İngiltere’nin en zenginlerinden Lord Alan Sugar, Dışişleri Bakanı David Miliband, Adalet Bakanı Jack Straw gibi Yahudi kökenli iş adamları ve siyasetçiler bulunuyordu.
İngiltere merkezli, Müslümanlara ait ummah.com isimli forum sitesinde suikast düzenlenecek isimlerin yer aldığının belirtildiği The Sun Gazetesi’nin haberine göre, forumda yazan bir üye İsrail’e yardım eden kişilerin listelenmesini istiyor. ‘Abu İslam’ rumuzuyla yazan kişi “Birisi bu isimleri (İsrail’e yardım edenler) ve adreslerini yazabilir mi?’ diye soruyor. Haber yayınlandıktan sonra, ummah.com sitesi Basın Şikayetleri Komisyonu’na resmi başvuruda bulunarak şikayette bulundu. Şikayet dilekçesinde ‘Abu İslam’ ismiyle yazan kişinin, IP adresinden yapılan araştırmadan sonra, Glen Jenvey olduğu yazıyordu.
Basın Şikayetleri Komisyonu’nun araştırmasından sonra The Sun Gazetesi, haberi sitesinden kaldırdı. The Sun Gazetesi, haberinin yanlış olduğunu kabul etti ve özür diledi. Glen Jenvey de ummah.com’a ‘Abu İslam’ ismiyle yazdığını itiraf etti. The Sun Gazetesi, Jenvey’in itirafından sonra ummah.com’dan da özür diledi. Jenvey, ‘Abu İslam’ ismiyle yazdığını itiraf ederken, bundaki amacının “Gönderdiği iletilere ne çeşit ‘radikallerin’ ilgi göstereceğini bilmek ve Yahudilere karşı ne tür tehditler yapabileceklerini görmek için” olduğunu söyledi. BBC televizyonuna bile ‘terör uzmanı’ olarak çıkmış Jenvey bir ara İslam’a geçtiğimi söyledi ancak daha sonra bunun yazacağı bir kitapla ilgili araştırma yapmak ve “İslami terör gruplarının arasına sızmak” amacıyla böyle bir şeyi uydurduğunu söyledi.
Jenvey olayı, sanal dünyanın provokatörlerin de cirit attığı bir yer olduğunu göstermesi açısından ilginç bir örnek teşkil ediyor. Sadece sanal dünya mı? Balyoz planında da ayaklarına takunya, başlarına sarık giydirilmiş ve ‘Laiklik karşıtı’ gösteri yapacaklar da yer alıyordu. Camileri bombalayarak darbe yapmak isteyenlerin, bunun için çok sayıda takunya ve sarıkla birlikte bunları giyecek kişileri de hazırlamış olması gerekir.